Antalya'dan 5 ödülle dönen Yeşim Ustaoğlu: İyi bir başlangıç oldu

Güncelleme Tarihi:

Antalyadan 5 ödülle dönen Yeşim Ustaoğlu: İyi bir başlangıç oldu
Oluşturulma Tarihi: Ekim 24, 2016 21:56

Pazar günü sona eren 53. Uluslararası Antalya Film Festivali’nin galibi 5 ödülle usta yönetmen Yeşim Ustaoğlu oldu. Festivalin Uluslararası Yarışma’sından ‘En İyi Film’, ‘En İyi Yönetmen’ ve ‘En İyi Kadın Oyuncu’ dallarında ödülleri toplayan ‘Tereddüt’, Ulusal Yarışma’da da Ecem Uzun’a bir kez daha ‘En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü, Ustaoğlu’na da FİLM-YÖN Derneği En İyi Yönetmen Ödülü’nü getirdi.

Haberin Devamı

Bu yıl Antalya’nın tartışmasız en iyi filmi seçildi ‘Tereddüt’. Ödülleri nasıl yorumluyorsunuz?

Öncelikle bu filmin Türkiyeli izleyiciyle karşılaşması benim için çok önemliydi. Antalya ‘Tereddüt’ için beklediğimden daha iyi bir başlangıç oldu. Ödüllere gelirsek... Uluslararası yarışmadan, böylesine iyi bir jüriden 3 büyük ödülle dönmek çok keyifliydi. Film Yönetmenleri Derneği’nin ödülünü de unutmamak gerek. Meslektaşlarımın takdiri ayrıca gurur verici.

Uluslararası yarışmada en iyi film, yönetmen ödüllerini alırken ulusal yarışmada kadın oyuncu ödülü aldı filminiz. Bu sizi şaşırttı mı?

Yo, şaşırtmadı. Artık çok iyi bildiğim bir durum bu Türkiye’de. Uzun zamandan beri iyi oyuncular yetiştirip, yönetip, ödülleriyle de gurur duymaya alıştım. Öbür türlüsü belki şaşırtırdı.

Haberin Devamı

Ecem Uzun’u oyuncu kadrosuna nasıl seçtiniz. Oyunculuğu için neler söylersiniz?

Ecem çok yetenekli ve konsantre bir oyuncu. Funda da aynı şekilde. Birbirlerine çok yakıştılar bu ikili oyunda. İkisi de rolü çok çabuk kavrayan, teknik sorununu çözen, oyun zamanı gediğinde çok içeriden konsantre oynamayı becerebilen oyuncular. Alışılmışın dışında bir oyunculuk onlarınki, bu da hem seyirciyi hem de jüriyi etkiledi tabii.

FİLMİN DERDİ CİNSELLİK DEĞİL

Film, Türkiye’de kadın cinselliğinin tabu kabul edilen bölgesine girme cesaretini gösteriyor. Filmi çekme konusunda bu anlamda bir ‘tereddüt’ yaşadınız mı?

Hayır, yaşamadım. Çünkü filmin asıl derdi cinsellik değil. Ne benim ne de seyircinin bakışında. Asıl mesele, pisliklerimizi halılarımızın altına süpürmekten ne zaman vazgeçip de kendimiz olabildiğimiz. Görmezden gelmek teması benim her filmimde vardır, bu filmde de öyle. Her şey yolunda gidiyormuş gibi görünen aile ilişkileri, bitmiş ama hâlâ iyiymiş gibi davranılan sevgililik ilişkileri. Bunu kaşımayı seviyorum. Gizlemek, bastırmak hiçbirimiz için çözüm değil.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!