Alparslan ÇINAR/ANTALYA, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 27, 2020 09:55
Ormanlık alanlara hakim 2 bin metre yükseklikte yer alan kulelerde; gündüz dumanı, gece de ateşi gözleyen 'duman gözcüleri' 24 saat boyunca bir eli telsizde bir eli dürbünde görev yapıyor. Ailesiyle kaldığı ve çocuklarını büyüttüğü gözetleme kulesinde bu işe hayatını adayan Hasan ve Şerife Arıcan çifti, emekli olunca görevi 2 çocuğuna devretti. Ali ve Zehra kardeşler, büyüdükleri kulede görev yapmanın ve aile mesleğini devam ettirmenin sevincini yaşıyor. Yıllarını kuleye verip, çocuklarına da bu işi meslek olarak miras bırakan baba Ömer Arıcan, kulede unutulmaz anılarının olduğunu burada yaşayıp, güzel günler geçirdiğini söyledi.
Çıkabilecek yangınları önceden haber almak için ormana hakim tepelere kurulan kulelerde, telsiz dışında teknolojiden uzak hayat sürdüren 'duman gözcüleri' küçücük kuleye yaşam sığdırıyor. Kimi ailesinden, eşinden uzakta, kulede 24 saat nöbet tutarken kimi de ailesini yanına alarak, kuleyi yaşam merkezi haline getiriyor. Antalya'nın Finike ilçesi Sarıkaya mevkisindeki ormanlık alana hakim tepede, 2 bin 55 rakımda bulunan Sarıkaya Kulesi, iki kuşak aileye ev sahipliği yaptı.
ÇOCUKLARI KULEDE DOĞUP BÜYÜDÜSarıkaya mevkisindeki 4 kule, duman gözcülerinin bir anlamda tarihine de ışık tutuyor. İlki, tamamen ahşaptan oluşan 1938 yapımı kule, zamana daha fazla dayanamayıp yıkılınca 1943 yılında hemen yanı başına ahşap ve örme taştan 2 katlı yeni kule yapıldı. Ancak bir süre sonra bu kule de ihtiyaçları yeterince karşılayamayınca 1970 yılında tamamen betonarmeden üçüncü kule inşa edildi. Bugüne kadar inşa edilen 3 kule, duman gözcülüğü geçmişine ışık tutarken, son kule ise Arıcan ailesi ve 3 çocuğunun hafızalarına kazındı. Baba Ömer Arıcan (70) ömrünün tam 30 yılını bu kulede geçirdi. Kuleye eşi Şerife (70) ile birlikte yerleşen Arıcan, kulenin alt katında, tek odalı evde çocuklarıyla birlikte yaşayıp üst katında ise duman gözledi. Ömer Arıcan'ın en büyük yardımcısı ise eşi Şerife oldu. Eşi ile birlikte elinde dürbünle kilometrelerce ötedeki ormanlık alanları tarayan Şerife Arıcan, bir yandan çocuklarına bakıp büyüttü bir yandan da görevini sürdürdü. Arıcan çiftinin çocukları Ali Arıcan (50) ve Zehra Günar (47) burada büyürken, en küçük kardeşleri Uğur Arıcan (44) ise kulede dünyaya geldi.
BABA VE ANNEDEN ÇOCUKLARA DEVREDİLDİÖmer Arıcan, 30 yılın ardından emekli olunca kule gözcülüğü görevini kimin devralacağı gündeme geldi. Eşi Şerife Arıcan'ın hastalığı nedeniyle bu görevi yürütememesi üzerine kulede büyüyen ve duman gözcülüğüne çocukluktan bu yana hakim olan Ali ve Zehra kardeşler seçildi. Baba ve annelerinden aldıkları bu görevi yıllardır büyük özveriyle devam ettiren 2 kardeş, 2013 yılında inşa edilen son sistem kulede, kış mevsimi dışında birlikte duman gözcülüğü yapıyor. Ali Arıcan, eşi ve çocuklarıyla birlikte kulede yaşarken, Zehra Günar, zaman zaman merkeze inip evinin ihtiyaçlarını giderdikten sonra tekrar kuleye çıkıyor.
DÜRBÜN VE TELSİZİ ÇOCUKLARINA DEVRETTİYıllarını kuleye verip, çocuklarına da bu işi meslek olarak miras bırakan baba Ömer Arıcan, kulede unutulmaz anılarının olduğunu burada yaşayıp, güzel günler geçirdiğini söyledi. Zaman zaman kurt, ayı, domuz ve dağ keçileriyle karşılaştıklarını ama hiçbirine zarar vermediklerini anlatan Arıcan, hem duman gözcülüğü yaptıklarını hem de tabiatın doğal dengesinin bozulmamasına özen gösterdiklerini anlattı. Eşi Şerife ile birlikte burada görev yapmaktan dolayı çok mutlu olduğunu anlatan Ömer Arıcan, "Burada çocuklarımla birlikte yaşadık. 24 saat burada görev yaptık. Nerede duman çıkarsa oraya bakar, ihbar ederdik. Dürbünü ve telsizimi oğlum ve kızıma devrettim" dedi.
'KARDEŞİMLE BU KULEDE BÜYÜDÜK'Kız kardeşi Zehra Günar ile birlikte duman gözcülüğünü küçük yaşlarda yapmaya başladıklarını anlatan Ali Arıcan ise telsiz ve dürbünü baba ve annesinden devraldıklarını ve işlerini severek yaptıklarını söyledi. Gündüz birlikte çalıştıklarını, gece ise nöbetleşerek uyuduklarını ancak ormandan bir an olsun gözlerini ayırmadıklarını kaydeden Ali Arıcan, "Bu kulede büyüdüm ve burada bu işi de devralıp meslek edindik. Bir duman görünce, direkt ihbar ediyoruz. Yolu tarif ediyoruz. Havadan müdahale edilmesi gerekiyorsa uyarıyoruz. Zor bir görev ama burada büyüdüğümüz için alıştık bir anlamda" diye konuştu.
Kardeşler, koronavirüs süresince kulede, daha izole yaşam sürdükleri için şanslı hissettiklerini de dile getirdi.
'ANLADIM Kİ BURADA GÜZEL VAKİT GEÇİRMİŞİM'Zehra Günar da ilk başlarda kuleye çıkmak istemediğini, zaman zaman da ağladığını söyledi. Çocuklarının deniz kenarına gitmek istediğini ancak işi gereği kuleye gelmek zorunda olduğu için çok gözyaşı döktüğünü belirten Günar, "Çok sıkıldığımız zamanlar oldu. Evlenmeden önce de buradaydım. Evlenince hep ağlayarak geldim. Çocuklarımın burada bir oyun alanı yoktu. Onlar için çok mahrum bir yerdi. Ama bir zaman sonra anladım ki burada güzel vakit geçirmişim. Mesleğim var ve eşime de destek oluyorum. Mutluyum" dedi.
'GÖZÜMÜZ KULAĞIMIZ'Antalya
Orman Bölge Müdürü Vedat Dikici ise kulede duman gözcülüğü yapanların çok önemli görev üstlendiklerini söyledi. Dumanın daha ilk tütmeye başladığı anda haber verilmesi üzerine kısa sürede yangına müdahale etme imkanı bulduklarını anlatan Dikici, "Burada görev yapan arkadaşlarımız bizim gözümüz kulağımız. Arkadaşlarımız gece ateşi, gündüz dumanı anında görüp bize haber veriyor. Kulelerimiz bizim için çok önemli. Bu şekilde 46 kulemiz var. Burada bir aile yaşam sürdü. Onların bir eviymiş gibi yaşam sürdüler" diye konuştu.
8 yıl boyunca kulelerin şefliğini yapan Dilek Ursavaş da kuleye ziyarette bulundu. Kulelerin kendileri için bir ev, bir kafa dinleme yeri olduğunu anlatan Ursavaş, ormanlarda çalıştıkları süre içinde acıkınca çay içmek istediklerinde en yakın kuleye gittiklerini ve buralarda aile bireyi gibi karşılandıklarını kaydetti.