Anneye bağımlılık okul fobisi yapıyor
Güncelleme Tarihi:
Mesude ERŞAN / İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Eylül 12, 2002 01:54
Anne ve çocuk arasındaki aşırı bağımlılık, çocuklarda okul fobisine zemin hazırlıyor. Okul fobisi yaşayan çocukların, genellikle annelerinin çok koruyucu, babalarının ise çok uzak ve soğuk olduğunu belirten International Hospital Çocuk ve Adelosan Psikiyatristi Prof. Dr. Aysel Ekşi, anne-babalarının çocuklarına aşırı düşkünlükleri ve çocuktan ayrılmayı bir türlü göze alamamalarının da bu soruna zemin hazırladığını söyledi.
Okula gitme korkusu, yani okul fobisine sık rastlandığını belirten Prof. Dr. Ekşi, ‘‘Okula gideceği zaman çocuk akut anksiyete (sıkıntı) içinde uyanır. Bulantı, kusma, iştahsızlık, baş ağrısı, karın ağrısı gibi somatik şikayetler ortaya çıkar. Özellikle okula gitme sırasında çeşitli psikosomatik belirtilerle kendini gösteren ayrılık anksiyetesi bozukluğu çoğunlukla depresyonla birlikte seyrediyor’’ dedi. Okul korkusunun çoğunlukla sinirli öğretmen, sınavda başarısızlık korkusu, kaba bir arkadaştan korku gibi yüzeysel nedenlerle açıklandığını söyleyen Prof. Dr. Ekşi, şunları anlattı:
‘‘Bazen bunlar gerçekten doğrudur. Ancak genelde okul korkusu olarak yanlış adlandırılan bu korkunun kökeninde duygusal ilişki kurduğu kimselerin veya kendisinin başına bir şey gelmesinden, böylece kendisi için çok önemli bu kişiden ayrılma korkusu var. Okul çocuğu, sanki 24 aylık bebeklerin korkusunu yaşıyor.’’
Sorunun üstesinden gelmek için aile, okul ve hekim işbirliğine gidilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Ekşi, şu önerilerde bulundu:
Çocuk annesi olmadan sınıfa girmek istemeyebilir. Sınıfa girmese de okula götürülmeli.
Bu dönemde çocuğa karşı daha kararlı davranabilen bir aile bireyi çocuğu okula götürme sorumluluğunu üstlenmeli.
Çocuk okula gitmeyi sürdürürken bir yandan da aile içi ilişki ve iletişimlerdeki bozukluklar ve bu korkuya yol açan nedenler aile birlikte ele alınarak çözümlenmeye çalışılmalı.
Bu arada çocuğun yoğun sıkıntısını ve paniğini yatıştırıcı bazı ilaçlardan hekim kontrolünde yararlanmak mümkün.
‘‘Bazen bunlar gerçekten doğrudur. Ancak genelde okul korkusu olarak yanlış adlandırılan bu korkunun kökeninde duygusal ilişki kurduğu kimselerin veya kendisinin başına bir şey gelmesinden, böylece kendisi için çok önemli bu kişiden ayrılma korkusu var. Okul çocuğu, sanki 24 aylık bebeklerin korkusunu yaşıyor.’’
Sorunun üstesinden gelmek için aile, okul ve hekim işbirliğine gidilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Ekşi, şu önerilerde bulundu:
Çocuk annesi olmadan sınıfa girmek istemeyebilir. Sınıfa girmese de okula götürülmeli.
Bu dönemde çocuğa karşı daha kararlı davranabilen bir aile bireyi çocuğu okula götürme sorumluluğunu üstlenmeli.
Çocuk okula gitmeyi sürdürürken bir yandan da aile içi ilişki ve iletişimlerdeki bozukluklar ve bu korkuya yol açan nedenler aile birlikte ele alınarak çözümlenmeye çalışılmalı.
Bu arada çocuğun yoğun sıkıntısını ve paniğini yatıştırıcı bazı ilaçlardan hekim kontrolünde yararlanmak mümkün.