A.A
Oluşturulma Tarihi: Ekim 17, 2008 17:57
Meme kanseri konusunda kadınların dikkatini çekerek erken tanı ve teşhis için yönlendirmek, tanı alan hastaları tedavileri konusunda cesaretlendirmek amacıyla düzenlenen “Annemle Biz Kanseri Yeneriz” adlı proje İzmit'te başlatıldı.
Meme Hastalıkları Dernekleri Federasyonu (MHDF) öncülüğünde, Türk Kadınlar Birliği, Europa Donna Türkiye, Avaze Türk Müziği Topluluğu ve Novartis Onkoloji'nin desteğiyle gerçekleştirilen proje kapsamında mart ayına kadar 16 ilde 18 halk bilgilendirme toplantısı düzenlenecek ve ücretsiz mamografi hizmeti verilecek.
Kocaeli Vali Yardımcısı Dağıstan Kılıçaslan, projenin İzmit Halk Eğitimi Merkezi'nde gerçekleştirilen ilk toplantısında, kanserin çağın hastalığı olduğunu, günümüzde bile sırrının tam olarak çözülemediğini söyledi.
Çok çeşitli türleri bulunan kanserin tedavisi için sürekli gelişme kaydedildiğini ifade eden Kılıçaslan, “Özellikle meme kanserinin kadınlar için büyük bir önemi var. Diğer kanser oranlarına göre, meme kanseri kadınlar arasında daha yaygın. Diğer türlerde olduğu gibi meme kanseri de ne kadar erken teşhis edilirse, o kadar başarı sağlanıyor. Hatta tümüyle iyileşmesi bile mümkün”dedi.
Kılıçaslan, düzenlenen toplantıların meme kanserinin erken teşhis edilmesine katkı sağlayacağına inandığını sözlerine ekledi.
MEME KANSERİ
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Kocaeli Meme Hastalıkları Araştırma ve Tedavi Derneği Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Zafer Cantürk, kanserin kalp hastalıklarının ardından ikinci derecede ölüm sebebi olan önemli bir hastalık olduğunu bildirdi.
Dünyada her yıl yaklaşık 11 milyon yeni kişinin kanser olduğunu belirten Cantürk, meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu kaydetti.
Prof. Dr. Cantürk, meme kanseri hakkında şu bilgileri verdi:
“Memede rastlanılan her kitle kanser değildir, rastlanılan kitlelerin büyük bölümü 'iyi huylu' dediğimiz kitleler olabiliyor. Bunun çok iyi algılanması ve anlaşılması gerekmektedir. 12 kadından 1'nde meme kanseriyle karşılaşıyoruz. Yaş arttıkça bu oran artıyor, 40-50 yaşın ardından, menopoz sonrası dönemde daha sık rastlanılıyor. Erken evre teşhis edilmesi halinde iyileştirilmesi kolay, yüzde 95'e varan oranda tedavide başarı elde ediliyor.”
EN ÖNEMLİ RİSK FAKTÖRÜ KADIN OLMAK
Meme kanserinin yalnızca kadınlara özgü bir hastalık olmadığını, yüzde 1 oranında erkeklerde de görülebildiğini kaydeden Prof. Dr. Cantürk, şöyle devam etti:
“Ülkemizde yılda yaklaşık 30 bin meme kanseri tanısının konulduğunu biliyoruz. Meme kanserinde en önemli risk faktörü kadın olmak. Kadınlarda salgılanan östrojen hormonu, güzellik hormonu olarak bilinmesine rağmen, uzun süre maruz kalındığında meme kanserine zemin hazırlıyor. İlk adet eğer erken yaşta görülmüş ve menopoza geç dönemde girilmişse bu doğurganlık süresince östrojen hormonuna maruz kalınıyor. Eğer geç evleniyor, geç çocuk sahibi oluyor ve çocuklarını uzun süre emzirmiyorlarsa meme kanseri riski artıyor.”
Erken tanıda yüzde 100'e yakın başarı sağladığına işaret eden Prof. Dr. Cantürk, kadınların her ay 5 dakikalarını ayırarak kendilerini muayene etmesini, yılda 1-2 defa uzman hekime danışmalarını, ileri yaşlarda da yılda en az 1 defa mamografi çektirmelerini önerdiklerini sözlerine ekledi.