Güncelleme Tarihi:
Karikatürist Ufuk Uyanık (49) uzun yıllardır İngiltere’de yaşıyor. 1980'lerde Türk mizahının öncü dergisi Gırgır'da beş yıl çalıştıktan sonra "Karikatürlerimi başka ülkelerin insanları da görmeli" diyerek 1989'da Londra'ya yerleşmiş. Bir süredir cinsellik ağırlıklı karikatürleri yayınladığı Brain Kebab web sitesiyle pek gözde. Site tam 117 ülkeden mizah meraklılarının akınına uğruyor.
Uyanık, İngiltere'deki başarı hikâyesini şöyle anlatıyor: "Türkiye'de Gırgır'ın ötesi yoktu. Bense dünyaya açılmanın peşindeydim. Londra'yı kendime hedef seçtim. Beatles'ın ve Pink Floyd'un şarkı sözlerinden ve birazcık da okullardan edindiğim İngilizcemle tutunmaya çalıştım."
İlk aylarda bir Türk hamburgercide çalıştı. Sonra yavaş yavaş karikatürlerini bazı dergilere göndermeye başladı. Politik ağırlıklı dergiler karikatürlerini reddetti. Ama Playboy gibi dergilerde karikatürleri yayınlandı. Yine de bir sorun vardı; bir türlü bir İngiliz gibi düşünemiyordu. Sonunda çözümü buldu. "Dilim yetersiz kalıyordu. Ben de mizahı görsellikle yakalamaya çalıştım. İngiltere'den sonra Belçika'da bir ajans buldum. Bu ajans vasıtasıyla karikatürlerim başka ülkelere de ulaştı."
2003'te Türkiye'deki çizer arkadaşlarının ısrarıyla kendi ajansı Artistan'ı kurdu. Bu sayede hem kendi işlerini hem de bazı genç çizerlerin işlerini dünyaya pazarlamaya başladı. Singapur'dan ABD'ye birçok ülkede çocuk kitapları resimledi. Karikatürleri kartpostallara basıldı.
Uyanık'ın asıl şansıysa 2000'li yıllarda patlayan internet fenomeni oldu. Mizahını tüm dünyaya yaymanın yolu bu olabilirdi. Ajanstaki faaliyetlerden tam anlamıyla tatmin olmayınca sadece karikatüre ayrılmış bir web sitesi kurmaya karar verdi. Karikatürlerin dünyaya yayılması için tasarlanan site uzun bir çalışmadan sonra 12 Mayıs 2011'de faaliyet geçti.
Cinsel mizah ağırlık sitenin giriş sayfasında dünyada en çok konuşulan yedi dil ve Türkçe'de uyarı yazıları var. Ama herkesin bir şekilde bildiği ve bütün dünyada uygulanan bir aktivite konu edildiği için mönü başlıkları editör yazılarının dışında bir dil kullanılmıyor. Brainkebab, herkesin gülebileceği ve anlayabileceği bir mizah yapma amacı güdüyor. Her gün güncellenen sitede sadece karikatürler değil aynı zamanda animasyon ve flash oyunlar da var.
Uyanık, sitenin geçen dokuz ayda 117 ülkeden 600 bine yakın tık aldığını söylüyor: "Sadece gelişmiş ülkelerdeki değil Trinidad Tobago'daki insanları da güldürmek çok güzel bir duygu. Tek sorunumuz şu: Eskiden bu tip içerik e-mail yoluyla paylaşılırdı. Ancak, cinsel içerik sosyal medyada pek paylaşılmıyor. Facebook çıktığından beri bu tür paylaşım azaldı. Küçük çocukların, anneannelerin, dedelerin de Facebook'u olunca işimiz zorlaştı."
HER ALANDA CİNSELLİK VAR MİZAHTA NİYE OLMASIN
Ufuk Uyanık, cinselliğin hâlâ bir tabu olmasına da dikkat çekiyor: “BrainKebab'da aslında kendi halimize gülüyoruz. Cinselliğin bizi ne kadar etkilediğini, etkiledikçe de ne kadar gülünç hale getirdiğini görüyoruz. Üremeye ya da zevke dönük de olsa yaşamda büyük yer tutan cinsellik olgusundan kaçmak mümkün değil. Reklamlarda, basında, televizyon programlarında, her yerde cinsellik var. Politikada bile. En iyi örnek eski ABD Başkanı Clinton'ın başına gelenler. Önemsiz miydi Monica ile yaşadıkları... Türkiye’de seks kasetleriyle şantaj kurbanı politikacılar yok mu? Son olarak, geleceğin Fransa Cumhurbaşkanı adayı IMF eski başkanı Strauss-Kahn olayı. Strauss-Kahn bizi ve Fransızları Sarkozy’den kurtaracaktı belki de. O zaman cinselliğin mizahı da yapılmalı. Bir şeyleri didikleyerek sadece ve sadece güldürmeyi amaçlıyoruz."
DELİLİĞİNİ SAKIN KAYBETME
Ankaralı Ufuk Uyanık'ın karikatürle flörtü çocuk yaşlarda başladı. İlk karikatürü 14 yaşında Hayatspor dergisinde yayınlandı. 1980'de Ankara Ziraat Fakültesi'ni kazandı ama gönlü hep çizgideydi. Uyanık, hayallerinin peşinden gitmeye karar verince Ankara’yı terk edip İstanbul’a yerleşti. Yeniden üniversite sınavına girip Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim Bölümü'nü kazandı. Sonra da kapağı Gırgır'a attı. "Gırgır'ın pazartesi günü amatörler toplantısına katılırdım. Bu toplantılar her hafta Oğuz Aral'ın odasında yapılırdı. Bir gün evde kahvaltı yaparken orta sayfaya geldiğimde karikatürümü görünce attığım çığlığı hâlâ hatırlıyorum." Sonraki pazartesi yine koşturarak Gırgır'ın binasına gitti: "1.90'lık o heybet beni odasına çağırdı ve 'Gırgır'dasın artık' dedi. 'Deliliğini sakın kaybetme. Sana masa yok, bulduğun yerde otur çiz'. Gırgır maceram beş yıl sürdü."