Ankara katliamı ile ilgili yeni görüntüler

Savcılık kaynakları, dün soruşturmadaki bazı gelişmeleri ve ayrıntıları paylaştılar. Savcılık kaynakları, kanlı eylemi planlayan ve yöneten, 27 Nisan 1980 Gaziantep doğumlu ve kentte muhasebecilik yapan H.İ.D. olduğunu açıkladılar. Verilen bilgilere göre H.İ.D., eylem günü yanında iki canlı bomba ile Ankara’ya gelirken, Gölbaşına girişinde bir akaryakıt istasyonunda bir süre bekledi. Bu sırada H.İ.D.’nin akaryakıt istasyonun marketinden elinde su şişesi ile çıkarken görüntüsü kameralara net bir şekilde yansıdı. Aynı akaryakıt istasyonunda canlı bombalara eskortluk yapan Yakup Şahin’in kullandığı aracın görüntüsü de yer aldı.

GAZİANTEP EMİRİ

Kaynaklar, H.İ.D.’nin kanlı eylemi organize eden kilit isim olduğunu ve ‘Gaziantep Emiri’ olarak bilenen “Muhammed Ali/Ebu Ali” kod adlı 1986 doğumlu Y.D.’ bağlı çalıştığını ifade ettiler. Y,D.’e ait evde yapılan aramada bir kaleşnikof marka silah ele geçirildi. Y.D.’nin de Suriye’de yaşayan ve Türkiye’ye gelip giden, örgüte katılımları sağlayan D.B.’’ye bağlı olduğu iddia edildi. Hücre evlerinde yapılan aramalarda bu üç isme ait parmak izleri de tespit edildi. Savcılık ve Emniyet, bu üç ismi yakalamak için operasyonlarını sürdürüyor.

HEDEF HDP’YDİ, SON ANDA FİKİR DEĞİŞTİRDİK

Soruşturma kapsamında verdiği bilgilerle operasyonun genişlemesinde etkili olan ve canlı bombaları taşıyan araca eskortluk yapan tutuklu şüpheli Yakup Şahin’in Emniyette verdiği ifadede, amaçlarının öncelikle Akay’daki HDP Genel Merkezi ve Balgat’taki DBP Genel Merkezi olduğunu belirterek, “Ancak son anda mitinginden haberdar olduk. Buradaki eylemin daha büyük olacağı değerlendirildi ve burada eylem yapılmasına karar verildi” dediği öğrenildi.

EMİR AİLEMİ TEHDİT ETTİ

Şahin, hakimlik sorgusunda ise etkin pişmanlıktan ve tanık koruma imkanından yararlanmak istediğini belirttikten sonra “Olaydan sonra Muhammed Ali Kod adlı Y.D. (Gaziantep Emiri) bizim evimize gelip beni ve ailemi tehdit etmişti. Bu nedenle aileme bir zarar verileceğimden endişe ediyorum. Özellikle patlama olayını Halil İbrahim Durgun, Muhammed Ali Kod adlı Yunus Durmaz ve iki canlı bomba dışında başka bir kişinin haberinin olduğunu bilmiyorum. Y.D.’nin, H.İ.D’nin üstü ya da amiri olduğunu düşünüyorum. Canlı bombaları petrolde durduğumuzda ben Focus marka arabanın kapısın açtığımda kısa bir süreliğine görmüş isem de hallerinde herhangi bir anormallik görmedim. Ancak kıyafetlerini kabarık olduğunu, her ikisinin üzerinde siyah mont olduğunu gördüm. Hiçbir şey konuşmadan kapıyı kapattım” dedi.

GÜBRE ALDIK

Şüpheli H.T. ise ifadesinde nakliyecilik yaptığını belirterek, eylemi organize eden H.İ.D.’nin kendisine nakliye işi vermesinden dolayı tanıdığını belirterek, “H.İ.D.’yi yüz yüze hiç görmedim. Ben aracı aldıktan sonra Yakup Şahin isimli kişi beni aradı. Birecik’te iki ayrı yerden yaklaşık bin 500 kilo civarında gübre alındı. Ben amonyum nitratın ne demek olduğunu bilmem. Daha sonra Nizip’e geldik. Nizip’te bir depoya Yakup ile birlikte boşalttık. Patlama işiyle alakam yoktur” dedi.

SESİ İYİ GELİYORDU

Tutuklu şüpheli Resul Demir de ifadesinde H.İ.D. ile lise arkadaşı olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
“Haziran 2015 yılında E... Plastik isimli şirkete ikimiz birlikte muhasebeci olarak işe girdik. Patlamanın olduğu günden bir hafta öncesinde işe hiç gelmedi. Bana telefon açarak sıkıntılarının olduğunu, halledince geleceğini söyledi. Patlamanın olduğu gün öğleden sonra beni aradı, sesi iyi geliyordu. Bana İstanbul’a gittiğini, bir ihracat işi görüşüp geleceğini söyledi. Pazartesi ya da salı günü Hunda İ-20 markalı araçla geldi, benden yastık ve yorgan istedi. Ayrıca bana telefonunu da verdi, eşi ile arasının bozuk olduğunu, kafa dinlemek istediğini söyledi. Ben de böyle söyleyince şüphelenmedim. Yastığı yorganı verip gönderdim. Yaklaşık 20 dakika sonra tekrar gelip bana şirketin bankamatik kartını, aracın anahtarını verip sabahleyin geri alacağını söyledi, bir daha görmedim.”

SAAT 14.00’TE ANKARA’DAN AYRILDILAR

Canlı bomba eyleminden 3 gün önce tedavi amacıyla Ankara’ya geldiğini, Hacettepe Hastanesinde 8 ve 9 Ekim tarihlerinde tedavi olduğunu söyleyen tutuklu şüphelilerden Hakan Şahin ifadesinde, “10 Ekim yani Cumartesi günü amcam Yakup Şahin (diğer tutuklu) ile buluşacaktım. Gelmeden önce ben kendisine bu durumu söyleyince Cumartesi kendisinin de Ankara’da olacağını söyleyerek buluşup, gezeriz diye konuştuk. Telefonla görüştük beni gelip AŞTİ’nin önünde aldı. Aracın kaydı benim üzerime ait olmakla gerçekte kime ait olduğunu bilmiyorum. Ankara’ya bu araba ile geldi. Bu araçla birlikte Hacettepe hastanesine gitmek üzere yola çıktık. Ancak dönüşü bulmayınca amcamın miğreni başladığında bana eğer acil bir şey yoksa ben otele gidip dinleyeyim sen kendin git diye söyledi. Bu şekilde otele geldik. Ben araçla ayrıldım yaklaşık 45 dakika araba ile dolaştım ancak hastaneye gitmedim. Saat 14.00 gibi Ankara’dan Gaziantep’e gitmek üzere yola çıktık. Patlama ile de herhangi bir şekilde alakam yoktur. Cumartesi günü Gaziantep’ten Mustafa isimli amcam telefon edip söyleyince bu olaydan haberdar oldum” dedi.

CANLI BOMBALARI TAŞIYAN ARACI SATTI

Tutuklu İbrahim Halil Alçay da muhasebeci olarak çalıştığı için eylemi yöneten H.İ.D.’yi tanıdığını anlatarak, “1.5 aylık iş ortaklığımız olmuştur. 34 DM 8574 plaka sayılı Ford Focus (canlı bombaları taşıyan araç) arabayı 2015 yılı Mayıs ayında 51 bin TL’ye parasını bizzat elden ödemek suretiyle aldım. Yaklaşık bir hafta 10 gün sonra H.İ.D., arabayı benden almak istedi. Ben de 55 bin TL’ye sattım, ancak noter devrini almak istemedi. Ticari olarak sıkıntıları olduğunu söyledi. Aracın buraya geldiğinden haberim yoktur” dedi.