Ankara'da sürpriz buluşma

ERDOĞAN VE KILIÇDAROĞLU SALONA BİRLİKTE GİRDİ / Foto Galeri

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonları'nın  (TESK) 18'nci Genel Kurulu öncesinde gerçekleşen buluşmada Başbakan Erdoğan ve ve CHP lideri Kılıçdaroğlu yaklaşık 10 dakika görüştü.

TESK Genel Kurulu'nun yapıldığı salona saat 10.22'de ilk olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geldi. CHP lideri bekleme salonuna alındı. CHP liderinden sonra Başbakan Erdoğan da yanında bakanlarla birlikte geldi. İki lider burada bir süre görüştü.

Görüşmede Başbakan Erdoğan’ın yanında Sanayi Bakanı Nihat Ergün, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Başmüzakereci Egemen Bağış bulunurken, Kılıçdaroğlu’nun yanında ise Akif Hamzaçebi, Faik Öztrak ve Umut Oran vardı.

BULUŞMANIN GÜNDEMİ BAŞÖRTÜSÜ SORUNU

Başbakan Erdoğan, Kılıçdaroğlu ile görüşmesinde bakan arkadaşlarının da yer aldığını ve bir sohbet ortamının olduğunu söyledi. Görüşmede Kılıçdaroğlu'nun anayasa değişikliği teklifinin gündeme gelip gelmediği sorusu üzerine ise ''Bakın meydanlarda sürekli bir şey söylüyorsunuz: Başörtüsü meselesi... O zaman bugünden tezi yok hemen adım atalım. Ekipleri kuralım.Çalışmaya başlayalım dedim'' dedi. Ancak Başbakan bunun türban değil başörtüsü üzerine olduğunu da vurguladı.  

KILIÇDAROĞLU KONUŞMADI, HAMZAÇEBİ ANLATTI

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Başbakan'ın bu teklifine ilişkin soruları yanıtlamadan TESK Genel Kurulu'nun yapıldığı Rixoss Oteli'nden ayrıldı. Genel Kurula Kılıçdaroğlu ile birlikte katılan CHP Grup Başkan Vekili Akif Hamzaçebi görüşmenin ayrıntılarını hurriyet.com.tr'ye açıkladı. Hamzaçebi, Kılıçdaroğlu'nun Başbakan'a, "Tamam çözelim. Biz hazırız. Referandum sürecinde ne dediysek o. Sözlerimizin arkasındayız" dediğini anlattı. Kılıçdaroğlu'nun bu konudaki iyi niyetini tekrarladığını vurgulayan Hamzaçebi, peki takvim nasıl işleyecek, sorumuza ise; "Karşılıklı iyi niyetler ifade edildi ama heralde bir kez daha bir araya gelinir" karşılığını verdi.

Hamzaçebi, görüşmede Kılıçdaroğlu'nun yeni Anayasa değişiklikleri konusundaki teklifini de tekrarladığını bildirdi. Kılıçdaroğlu'nun soruları yanıtlamadan otelden ayrılmasının nedeni olaraksa İstanbul'a gitmek üzere uçağa yetişmek istemesi olduğunu söyledi.

TESK ÖNÜNDE EYLEM

Başbakan Erdoğan'ın çıkışı sırasında bir kadın çocuğunu yakmaya çalıştı. Eşinin işsiz olduğunu belirten kadına Başbakan Erdoğan'ın korumaları müdahale etti.

2007'YE KADAR BAŞBAKAN GELMEMİŞ ŞOK OLDUM

Başbakan Erdoğan genel kurulda bir konuşma yaptı. İşte Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:

Bugün 2 milyon esnafımız bulunuyor. Aileleriyle yanlarında çalıştırdıkları elemanlarıyla birlikte düşünüldüğünde TESK 10 milyonu aşkın bir kitlenin haklarını savunan ülkemizin en büyük STK’larından bir tanesi. Hükümet olarak esnaf ve sanatkarların sorunlarının çözümünde TESK’e çok büyük önem verdik.

2007 yılında yaptığım ziyaret, TESK’e Başbakan düzeyinde gerçekleşen ilk ziyaret olması bakımından tarihi bir önem taşıyordu. Doğrusu ben bunu öğrendiğimde şok oldum, şaşırdım. Çünkü TESK gibi bir kuruluşa bugüne kadar bir başbakanın gelmemiş olması manidardı, düşündürücüydü. Hükümet olarak biz TESK ile de bu sağlıklı iletişimi sürdürecek, büyüyen ekonomi içinde esnaf ve sanatkarımızın sorunlarının da minimize edilmesi için gereken çabayı göstermeye devam edeceğiz.

ESNAF KÜLTÜRÜMÜZÜN ÇİMENTOSUDUR

Dünyanın her ülkesinde esnaf ve sanatkar ekonomik bir aktör olarak görülür. Ama ben şunu büyük bir gururla ifade etmeliyim ki, Türkiye’de ise bu durum, bunun çok ötesinde, sosyal yapımızın, kültürümüzün asli unsurudur, çimentosudur.

2008 sonunda başlayan küresel finans krizi ardından biz Türkiye olarak G-20 ülkelerinde çok farklı bir tezi savunduk. Dünyanın bir kesimi sınırsız şekilde harcarken tüketirken, diğer bir kesimin hızla fakirleştiğini söyledik. Öyle CEO’lar var ki, yıllık gelirleri bir çok Afrika asya ülkesinde yoksulluğa çare olacak düzeye ulaşıyor. Böyle bir manzaraya karşı olarak, dünya nüfusunun 5’te 1’i günlük 1 dolara yaşamını idame ettirmeye çalışıyor. İşte biz buna itiraz ettik. Bu yapının adil bir yapıya kavuşturulması gerektiğini vurguladık.

ESNAFIMIZIN GÖNLÜ ZENGİNDİR

Bizim esnafımız sabah gelir bismillah diyerek dükkanını açar. Gün boyunca kazandığına kanaat eder. Akşam şükür ile dükkanını kapatır. Sabah dükkanına gelen müşterisine, bu bizim kültürümüzün gereğidir. “Ben siftahımı yaptım, yan komşum henüz siftah etmedi. Lütfen alacağınızı ondan alın” diyecek kadar gönlü zengin ve kanaatkar bir esnafımız var.

Yozlaşmış olabilir, hırpalanmış olabilir ama ahilik kültürümüzün gereği bu. Bugün standartlar konusu, mesleki eğitim konusu, haksız rekabet konusu tüm dünyada önemli gündem maddeleri olarak görünüyor.

BÜYÜME ORTALAMAMIZ YÜZDE 15

Üstünlerin hukukuna göz yummadık. Çetelere mafyaya göz yummadık. Türkiye’nin kaynaklarına musallat olan karanlık odaklara eyvallah demedik. Mücadele ettik. Ticaret için ekonomi için yolların açık tutulmasına özen gösterdik. Dış politikada Türkiye’nin itibarını artırdık. Vizeleri kaldırdık. 2010 ilk çeyreğinde Türkiye ekonomisi yüzde 11.7 oranında büyüme kaydetti. İkinci çeyrekte ise yüzde 10.3 oldu. Yani bu yılın ilk yarısında ortalama büyümemiz yüzde 15. Ekonomik büyüme esnaf ve sanatkarımıza doğrudan etki yapıyor.

Zaman zaman hayali rakamlar açıklanıyor. Ben resmi rakamları açıklıyorum. 2002 yılında 123 bin esnaf yeni işe başlamış, 117 bin esnafımız işine son vermiş. 2002 yılında neredeyse işe başlayan her bir esnafa karşılık biri işini sonlandırmış.  2009’da ise, 162 bin esnaf işe başlarken, işini sonlandıran esnaf sayısı 91 binde kalmış. Oran bire birden, ikiye bire yükselmiş.

ESNAFA SÖZ VERMİŞTİM

Nisan ayında uygulamaya başladığımız esnaf ve sanatkarlar değişim dönüşüm eylem planıyla kapsamlı bir reformu gerçekleştiriyoruz. Şu anda kademeli şekilde uygulanıyor. Kredi ve Bağ-Kur borçlarını yeniden yapılandırdık. Sicil affı uygulamasıyla negatif kayıtları devre dışı bıraktık. Esnafımıza söz vermiştim. Borçlarla ilgili bir çalışma yapacağımızı ifade etmiştim. Sayın Babacan nezaretinde çalışmaları başlattılar.

Mali disiplinden taviz vermeksizin, istikrar ve güven içinde inşallah muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkan Türkiye’yi hep birlikte açıklayacağız. Sekiz yıl boyunca bu kararlılıkta olduk. Önümüzdeki dönemde de istikrar ve güveni sarsacak hiçbir eyleme müsaade etmeden yolumuza devam edeceğiz.

Ben esnaflarımıza sanatkarlarımıza emeklerinden dolayı teşekkür ediyorum.

KILIÇDAROĞLU'NDAN BAŞBAKAN'A ANINDA YANIT

Başbakan Erdoğan, TESK Genel Kurulu'ndaki konuşmasında önemli konulara değindi ve kürsüden iner inmez Bakanlar Kurulu toplantısına katılması gerektiği için salondan ayrıldı. Erdoğan konuşmasında ''2007'ye kadar TESK'i Başbakan düzeyinde kimsenin ziyaret etmemiş olması manidardır'' dedi. Başbakan'ın sözlerine yanıt CHP lideri Kılıçdaroğlu'ndan geldi.

Başbakan Erdoğan'dan sonra kürsüye gelen Kılıçdaroğlu konuşmasında şunları söyledi:

DEMİREL VE ÇİLLER DAHA ÖNCE ZİYARET ETTİ

Ama önce birkaç düzeltme yapmak isterim. Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Komisyonu'nu sadece sayın Başbakan değil, Sayın Süleyman Demirel’de, Tansu Çiller de başbakan olarak ziyaret etmişti. Bunu düzeltelim. Ayrıca çok önemli bir gerçeğin daha altını çizmek isterim. Sayın Başbakan yeni anayasayla ekonomik sosyal konseyin anayasaya konduğunu söyledi. Güzel bir şey. Ama bir şeyin anayasada yer alması çok önemli değil, onun hayat bulması lazım. Bununla ilgili bir yasası var. O yasaya göre ekonomik sosyal konseyin başkanı, başbakan. Yine yasaya göre bu konseyin her üç ayda bir toplanması lazım. 2008’den bu yana toplanmıyor. Toplanmayan bir konseyin, anayasal kurul olup olmamasının ne anlamı var? Bir şeyi yapıyorsak adam gibi yapacağız.

Efendim hep toplamıyoruz, hemde diyoruz ki biz bunu anayasal kurum haline getirdik. Samimi olacağız.

KARŞILIKSIZ PARAYI ECEVİT ENGELLEDİ

Bir başka önemli nokta, bir düzeltme daha yapmak isterim. Karşılıksız para basılması bizim iktidarımız döneminde bitti dedi. Karşılıksız para basılmasını engelleyen iktidar sayın Ecevit’ti. Bir şeyi doğru yapmamız lazım, doğru söylememiz lazım. Bir konfederasyonunun genel kurulundayız. Sizlere bilgi verirken siyasilerin sizi yanıltmamamız lazım.

Orta vadeli plan, 31.05.2010 tarihine kadar yayınlanması lazımdı. Hangi aydayız Eylül’ün sonu? Yayınlandı mı? Hayır. Plansız programsız bir ekonomi olur mu? Bir yasayı eğer hükümet uygulamazsa, o zaman bu hükümetin işi ne? Eğer gereği yapılacaksa, bunu da bürokrasi hazırlar sunar.

Ahilik geleneğinden söz ettik. Ahilik geleneği Osmanlı’da başlamış, günümüze kadar geliyor aslında. Bu kültür esnafımız ve sanatkarlarımız tarafından geliştirilerek devam ediyor. Ahilik önemli bir gelenek.  Esnafı ve sanatkarı yaşatacaksınız ki ahilik kültürünü yaşatabilelim.

BORCU OLAN ESNAF KREDİ KULLANAMIYOR

Anayasa’nın 173. maddesi: Devlet esnaf ve sanatkarları koruyucu destekleyici önlemleri alır. Üç tane sözcük var ki. Bir koruyucu önlem alacak, iki destekleyici önlem alacak, üç alabilir demiyor alır diyor. Bu maddenin gereği yapıldı mı yapılmadı mı? Esnafı destekleyecek koruyacak önlemler alınacak. Siz 10 milyar lira kredi vereceğim esnaf ve sanatkarlara, öyle şartlar getiriyorsunuz 111 bini kullanabilmiş. Borcu olmayacak. Borcu olmasa zaten kredi kullanmaz. Sayın Başkan konuşmasını yaparken, kriz deyip geçmeyelim dedi. Öyle anlaşılıyor ki sayın Başbakan’la farklı görüşte. Öyle görünüyor ki kriz teğet geçmedi.

EMEKLİ AYLIĞINIZDAN YÜZDE 40 KESİLECEKTİ

Emekli oluyorsunuz, emekli ayılığınızda yüzde 40 destek primi kesilecek diye yasa çıktı, itiraz ettik. Evet Anayasa Mahkemesi’ne gittik. Gitmesek yüzde 40 destek primi kesilecekti. Yine sizin önünüzde söz veriyorum, emekli aylığında destek primi kesilmeyecek, kesilmemeli. Prim ödediniz, yağmurda çamurda dışarıda çalıştınız, ama yasa size hak verdi emekli oldunuz, bu aylıkla geçinemiyorsunuz. Çalışacaksınız. Ama hayır çalışamazsınız, çalışırsan parandan keseceğiz. Bu sosyal devlet ilkesine aykırıdır.

Borcu olan esnaf ve sanatkarın, borcu varsa sağlık hizmetinden yararlanamaz. Düşünün, ödeyemedi. Hastalandı, ödeyemedi. Ben sana bakmam diyor, seni cezalandıracağım. Hani AB’ye gireceğiz ya ona bir bakın. Hangi ülkede, sigorta prim borcu olan esnaf sağlık hizmetlerinden yararlanamaz. Böyle bir şey yoktur. Hadi diyelim ki esnafı cezalandırdınız. Peki esnafın hanımından ne istiyorsunuz? Böyle reform olmaz. Böyle fatura esnafa çıkarılamaz. Onun için yanlışlara muhalefet edeceğiz diyoruz.

SİZİ YOK ETMEYE ÇALIŞIYORLAR

Büyük alışveriş merkezleri var. Sizin en büyük rakibiniz. Büyük alışveriş merkezleriyle ilgili olarak niçin yasa parlamentoya gelmez. Defalarca söyledik. Sayın Ali Coşkun hazırladı. Şimdi Meclis’te yok. Alışveriş merkezleri şimdi vatandaşlarımız için piyango düzenliyorlar. Sizin buna hakkınız var mı? Sizi yok etmeye çalışan bu düzene esnaf ve sanatkar hayır diyecek mi evet mi diyecek?

Meclis Genel Kurulu’nda söyledik. Şimdi borçları yeniden yapılandıracağız. Madem faizi indiriyoruz, ödenebilir bir noktada olsun faiz yükü. Başbakan’a katkı vereyim. Dükkanın içini etrafını temizler. Müşterisini güler yüzle karşılar. Eğer imkanı varsa yanında çırak çalıştırır. Devlete yükü olmaz, devlete vergi verir.

GİRDAP YİNE ESNAFI VURUYOR

Başbakan’ın güzel bir formülü vardı. Bakkallar birleşsinler, süper market kursunlar. Hayattan kopuk bir öneri. Tıpkı herkes bir işçi alırsa işsizlik sorunu çözülür. Kimse de bir işçi almadı. Çünkü ekonomik gerçeklerin yere basması lazım. Yüz bin kamyoncu esnafı var. Onlara gidin sorun. Depolarında yağ yakıyorlar. 75 bin taksici esnafımız var, gidin bakın korsan taksiyle kim mücadele ediyor. Hükümetin görevi ne? Niçin bu mücadeleler yapılmıyor.

Esnafın bir sorunu daha var. Kendi dışında bir sorunu var. Memura, emekliye, işçiye, çiftçiye para vermezseniz, adam gelip alışveriş yapamıyor. Aynı girdap gelip esnafı vuruyor.

DÖRT AŞAMALI GÜVENLİK ZİNCİRİ

TESK'in genel kurul salonuna girebilmek için dört aşamalı güvenlik çemberi oluşturuldu.

Öncelikle otelin ana giriş kapısında başlayan arama, ardından salonun bulunduğu katta ise üç aşamalı olarak gerçekleşti. Asansörün bitiminden itibaren üst ve çanta aramasını geçenler, beş adım sonra üçüncü aşama ile karşılaştı. Orayı da aşmayı başaranlar bu kez  salonun girişinde kimlik kontrolüne tabi tutuldu.

TESK'in Genel Kurulu'na daha önce de başbakanlar ve cumhurbaşkanları katılmış, ancak böylesine yoğun bir güvenlik önlemi alınmamıştı.