"Ankara'da musluktan su içen yüzde 1 bile değil"

Ankara Barosu ve Türk Hukuk Kurumu tarafından, “Ankara'nın Su Sorunu ve Sorumluları” konulu açık oturum düzenlendi.

Ankara Barosu Eğitim Merkezi'ndeki etkinlikte konuşan Prof. Dr. Karabatak, “Ankara'daki su sorunlarının sorumlusunun Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek olduğunu” iddia etti.

Kaliteli ve maliyeti ucuz Gerede suyu yerine, kalitesiz ve pahalıya mal olan Kızılırmak suyunun şehre verildiğini anlatan Karabatak, “Kızılırmak suyunun içme suyu olarak uygun olmadığı, birçok ağır metal barındırdığı ortaya çıktı. Bunun sonucunda, tahminime göre, Ankara'da 300 milyon dolarlık memba suyu piyasası oluştu” diye konuştu.

Karabatak, ağır metallerin toksin etkisinin ortaya çıkmasının, 3 nesil alabildiğini söyledi.

Gazi Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Gül, üniversitede yaptığı bir ankette, musluktan su içenlerin oranının yüzde 1 bile çıkmadığını kaydetti.

İnşaat ve Çevre Mühendisi Hasan Akyar da Kızılırmak'tan Ankara'ya döşenen su hattının standartlara uygun olmadığını savunarak, “Borular arasında, bir borunun çapının 2 buçuk katı mesafe bırakılmalı. Bu, bir arıza olduğunda, iş makinelerinin, kamyonların boruların arasından yer alabilmeleri içindir. Kızılırmak'tan döşenen borular arasında ise 50 cm boşluk var” diye konuştu.

Akyar, boru hattı üzerindeki su depolarının da gelecekte çatlayarak, su kaçıracağını iddia etti.

İnşaat Mühendisleri Odası ve Ankaram Platformu Temsilcisi Gökhan Marim, Kızılırmak suyunun Ankara'ya verilmesinin durdurulmasının “seçim yatırımı” olduğunu öne sürerek, yağışın azalacağı yaz aylarında tekrar Kızılırmak suyunun şebekeye aktarılacağını söyledi.

Açık oturumun başlangıcında konuşan Ankara Barosu Başkanı Vedat Ahsen Coşar, “sorumluluk mevkiinde bulunanların, Ankara'daki su sorununu sorun olmaktan çıkarmalarını” diledi.

Ankara'nın, Batı anlayışına göre planlandığına işaret eden Coşar, ancak bugün böyle bir kentten eser bulunmadığını söyledi.