Güncelleme Tarihi:
Türkiye'nin sahip olduğu flora ve fauna sayısı Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından yürütülen çalışmalarla birlikte giderek önem arz eden rakamlara ulaştı. Uygulamaya konulan Karasal ve İçsu Ekosistemleri Biyolojik Çeşitlilik Envanter ve İzleme Projesi'nin neticeleri de Ankara'nın bitki çeşitliliği açısından oldukça ilginç ve önemli bir merkez olduğunu ortaya koyuyor.
Proje öncesinde Ankara'da bilinen bitki türü sayısı bin 500 iken, proje çalışmaları ile 2 bin 200'e, endemik tür sayısı ise 290 iken 390'a ulaştı. Proje kapsamında, Ankara'da tehlike altında bulunan türler ve tehlike kategorileri de belirlendi. Buna göre, kategoriler "22 takson Çok Tehlikede (CR)", "25 takson Tehlikede (EN)" ve "42 takson Zarar Görebilir (VU)" şeklinde sıralandı.
Bu türler, uzun vadede önceliklendirme sırasına göre izleme programına alınacak. Ankara'da bulunan Ayaş Aysantı Beli, endemiklerce zengin, korunması ve izlenmesi gereken en önemli alan konumunda bulunuyor. Bu alandaki türler, son yıllarda zirai faaliyetler sebebiyle habitat parçalanmasına maruz kalıyor ve yok olmaya yüz tutuyor.
Çok sayıda endemik türü barındıran bu alanda projenin uygulanmasıyla tabii yapı korunarak, alanda bulunan nadir endemikler yaşantısını sürdürmeye devam edecek.
"TEHLİKE ALTINDA BULUNAN BİTKİ TÜRLERİ KORUMA ALTINA ALINACAK"
Ankara'da tehlike kategorisi "Çok Tehlikede (CR)" olan öncelikli 9 tür acilen koruma ve takip çalışmasına alındı. Bu türler arasında, "Angora Tırfılı, Beypazarı Geveni, Türk Kayagülü, Gürsöğüt Geveni, Öldürgen, Ana Kardikeni, Bey Sümbülü, Koca Soda ve Mermer Sığırkuyruğu" bulunuyor.
Takip çalışması yapılacak bu türlerin bulunduğu noktalara bilgilendirme panoları yerleştirilecek ve habitatları tel örgü ile çevrelenecek. Ayrıca yıllar içerisinde popülasyonlarında meydana gelen değişimler de takip edilecek.
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, yaptığı değerlendirmede, proje ile ulusal biyolojik çeşitliliğin korunmasının, sürdürülebilir kullanım açısından önem taşıyan ulusal biyolojik çeşitlilik unsurlarının belirlenmesinin, takip edilmesinin ve verilerin saklanmasının hedeflendiğini belirtti.
Eroğlu, "Yapılan çalışmalar sayesinde biyolojik çeşitliliğin tür, habitat ve ekosistem düzeyinde gidişatı hakkında fikir sahibi olunması sağlanacak. Gösterge türlerin azalmasına veya yok olmasına sebep olan tehditler belirlenecek ve bu tehditleri ortadan kaldıracak çözümler bulunacak" ifadesini kullandı.