Ankara’nın Kıbrıs tutumu anlaşılamıyor

Güncelleme Tarihi:

Ankara’nın Kıbrıs tutumu anlaşılamıyor
Oluşturulma Tarihi: Şubat 24, 2005 00:00

BRÜKSELAnnan planı dönemindeki Türk tutumu ile, şu sıralarda izlediği politikaların birbirini tutmadığı ileri sürülüyor. Ankara’nın tekrar eskisi gibi ayrıntılarda kaybolan ve sertleşen yaklaşımı hem AB, hem de NATO çevrelerinde hayretle karşılanıyor.Erdoğan ve Gül ikilisi ise, karşı taraftan bir mesaj bekliyorlar.Türkiye, Avrupa Birliği ve NATO müttefiklerini yine şaşırtmaya başladı. Geçen yılki Annan planı çalışmaları sırasındaki AKP hükümeti tutumuyla bugünkü AKP hükümeti tutumu arasında önemli farklılıklar izleniyor.Annan planı tartışmaları sırasında Türkiye’nin “herkesten bir adım önde” gittiğine dikkat çeken Avrupalı kaynaklar, 17 Aralık’tan sonraki tutumuna bir anlam veremediklerini saklamıyorlar.Soru işaretleri yaratan gelişmelerden ilki, 17 Aralık tarihinde imzalanan, Gümrük Birliği anlaşmasının Güney Kıbrıs’ı da içine alacak şekilde genişletilmesiyle ilgili belgeye rağmen, Türkiye’nin ayak sürüyormuş gibi bir tutum takınması gösteriliyor. “Türkiye, Gümrük Birliğini genişleteceğini imzalı bir belgeyle kabul etti, ancak sürekli geciktiriyor. Böylece teknik bir anlaşmaya politik bir anlam yüklüyor. Uzattıkça gerilimi arttırıyor. Sanki vazgeçmek istermiş gibi bir izlenim veriyor” diyen bir AB Komisyonu yetkilisi, Kıbrıslı Rumların giderek eski gerilimi unutturup tekrar sempati toplamaya başladıklarına dikkat çekti.Soru işaretleri yaratan gelişmelerden bir diğeri de, Türkiye’nin NATO çerçevesinde AB- NATO işbirliğine Kıbrıs’ın sokulmamasında ısrar etmesi. 2002 yılında imzalanan anlaşmaya sadık kalınmasını istemesi. Avrupa’nın “Anlaşma yapılırken Kıbrıs tam üye değildi, şimdi ise tam üye. Onu nasıl çalışmaların dışında tutabiliriz” demesine ve tüm ısrarlara rağmen, Ankara’nın tutumunu değiştirmemesi de kaşların kalkmasına neden oluyor.Avrupa ve NATO ülkeleri, Ankara’nın yaklaşımından çok rahatsızlar, zira bu tutum nedeniyle AB- NATO askeri işbirliği bir türlü istendiği gibi işlemiyor. Haftalardır süren bu çekişme şu sıralarda bir krize dönüşüyor. Eğer hiçbir değişiklik olmazsa, yakında büyük bir krize dönüşecektir. TÜRKİYE NEDEN İTİRAZ EDİYOR ?Türkiye’nin Kıbrıs Rum yönetimine ters baktığı doğru.Özellikle Annan planını referandumda reddedilmesini sağlamaları ve ardından da hiçbir şey olmamaış gibi hareket etmelerini affedemiyor.Türkiye’nin affedemediği diğer bir yaklaşım da, Avrupa irliği ve NATO ülkelerinin, verdikleri tüm sözlere rağmen, KKTC’yi ambargolardan kurtaracak somut adımlar atmamaları.İşte bundan dolayı Ankara “Rumlar her istediklerini elde edememelidir. Türk toplumunu cezalandıramamalılardır.” diyor ve Kıbrıs ile ilgili olarak ayak sürüyor. Avrupa ve NATO ülkelerinin KKTC’ yi ödüllendirmelerini istiyor. Karşılığında birşey görmeden harekete geçmemek istiyor.AB ülkeleri ise, Uluslararası ilişkilerde inatlaşmanın bir işe yaramadığını, bugünün gerçekleriyle yaşamak zorunda olduklarını ileri sürüyorlar.“Türkiye hem 3 Ekim’de müzakerelere başlayacak, hem Kıbrıs konusunda yazılı söz verecek, sonra da eskisi gibi Kıbrıs Rumlarını reddeten bir tutum alacak. Bu yaklaşım kabul edilmez” diyen Avrupalı yetkililer, Ankara’nın eski geleneksel politikalara geri dönmesinden, eski sloganları kullanmaya başlamasından kuşkulanıyorlar ve Türkiye’nin Kıbrıs sorununu tekrar “engel” konumuna sokmaya başladığını ileri sürüyorlar.Önümüzdeki aylarda bu durumun netleşmesi bekleniyor.* * *ANKARA, DURUMUN DURUMUN FARKINDA...Kıbrıs konusundaki sıkışıklıklar ve Amerikan aleyhtarlığı konularında Başbakan ve Dışişleri Bakanı durumun nereden kaynaklandığı ve ne anlama geldiğinin son derece farkındalar. Bütün sorun, bunların nasıl çözümlenebileceği noktasında düğümleniyor. Benim anlayabildiğim kadarıyla, Kıbrıs ile ilgili ortaya çıkan sorunların halledilebilmesini Ankara, temel çözüme bağlıyor. “Eğer tam çözüm bulabilirsek, o zaman ne NATO ne de Gümrük Birliğine bağlı sorunlar kalır “ deniyor. Bir başka deyişle, Avrupa Birliği ve NATO üyelerine şu mesaj verilmek isteniyor:“Arkadaşlar, gelin yeni bir müzakere süreci başlatalım. Rumların direncini kıralım ve çözüm bulalım. O zaman bu küçük sorunların hiç biri kalmaz. “Türkiye olaya böyle bakıyor ancak, Avrupa ve NATO ülkeleri bu şekilde algılamıyorlar. Ankara’nın geç ve eskide kaldığını ileri sürüyorlar. Bugüne gelmesi gerektiğinin altını çiziyorlar. Önümüzdeki aylar bu açıdan son derece hareketli geçeceğe benziyor.* * *(Bu yazı, Posta Gazetesinde ve aynı gün Hürriyet Gazetesinin tüm dış yayınlarında, Hürriyet internet sitesinde (www.hurriyetim.com.tr) Milliyet internet sitesinde (www.milliyet.com.tr) ve Daily News ekibi tarafından tercüme edildikten sonra hem ana gazetede, hem de Daily News internet sitesinde (www.turkishdailynews.com.) yayınlanmaktadır.)
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!