Güncelleme Tarihi:
Halk TV, CHP’ye yakın bir televizyon kanalı ihtiyacını karşılamak için 10 Ocak 2005 tarihinde, çok sayıda ismin maddi katkısıyla kuruldu. Ve dönemin genel başkanı Deniz Baykal adına tescil ettirildi. Yayın hayatına Ankara’da Paris Caddesi’nde başlayan kanal, önceleri CHP’nin prodüksiyon, reklam filmi ve canlı yayınlarını üstlendi. Halk TV, 2 Şubat 2011 tarihinde yayın akışını 15 günlüğüne aksatsa da, 18 Şubat 2011’de yayın hayatına kaldığı yerden devam etti.
GEZİDEN SONRA YILDIZI PARLADI
Halk TV yıldızının parladığı dönemi 2013 yılında başlayan Gezi eylemleri ile yaşadı. Gezi eylemleri sırasında diğer kanalların aksine yaptığı kesintisiz yayın nedeniyle sol kesimlerin izlediği kanal oldu. Halk TV, bir dönem CHP’ye yaklaşımıyla da tartışıldı. Her ne kadar CHP’nin televizyon kanalı olarak da anılsa Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’ndan daha çok, muhalifi Muharrem İnce’ye yakın duruşu dikkat çekti.
Halk TV Deniz Baykal adına tescil edilmişti. 31 Mart seçimlerinden sonra kanalın başına kızı Aslı Baykal geçti. Kanalın CEO’su torun Alican Baykal Erkılıç oldu.
TORUN CEO OLDU
31 Mart yerel seçimlerinde CHP’nin belediye sayısını artırmasının ardından Halk TV’de tartışmalı günler başladı. Deniz Baykal, 31 Mart seçimlerinin ardından kanalda yönetim değişikliğine gitti ve kanalın başına kızı Aslı Baykal’ı getirdi. Aslı Baykal’ın 23 yaşındaki oğlu Alican Baykal Erkılıç’ın CEO olarak atanması da tartışılan bir başka konu oldu. Bir süre sonra ise yıllardır Halk TV’de görev yayan bazı çalışanlar işten çıkarıldı. Kanalın Genel Müdürü Şaban Sevinç ise istifa ederken yerine Serhan Asker görevlendirildi. Serhan Asker’in 31 Mart yerel seçimleri öncesi canlı yayında Kılıçdaroğlu’na sorduğu sorular ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na “Sen” diye hitap etmesi tepkilere neden olmuştu.
PARA HESABA GEÇTİ Mİ?
Halk TV’nin kurulduğu dönemde CHP Genel Saymanı olan Mahmut Yıldız ve TBMM Başkanvekili Yılmaz Ateş ile halen Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Tuncay Özkan, satış işlemine ilişkin soruları yanıtsız bırakırken, Aslı Baykal ve Ataç Baykal sessizliğini koruyor. Kanalın Genel Müdürü Serhan Asker ise dün akşam Hürriyet’e yaptığı açıklamada kanalın satışıyla ilgili şuan herhangi bir durumun söz konusu olmadığını, satılmadığını söyledi. Asker’in yalanladığı satış iddiaları, tartışılmaya devam etti.
Serhan Asker
ŞUAN SATIŞ SÖZ KONUSU DEĞİL
Halk TV’nin kurulduğu dönemde CHP Genel Saymanı olan Mahmut Yıldız ve TBMM Başkanvekili Yılmaz Ateş ile halen Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Tuncay Özkan, satış işlemine ilişkin soruları yanıtsız bırakırken, Aslı Baykal ve Ataç Baykal sessizliğini koruyor. Kanalın Genel Müdürü Serhan Asker ise dün akşam Hürriyet’e yaptığı açıklamada kanalın satışıyla ilgili şuan herhangi bir durumun söz konusu olmadığını, satılmadığını söyledi. Asker’in yalanladığı satış iddiaları, tartışılmaya devam etti.
VETODAN SONRA HAFİYE OLDULAR
CUMHURBAŞKANLIĞI Hükümet Sistemi’nin nasıl işleyeceği konusundaki kafa karışıklığı, Meclis’te el yordamıyla giderilmeye çalışılıyor. Bürokrasinin, iktidar partisinin karar mekanizmalarını yok sayarak yapmaya çalıştığı bir operasyon, milletvekillerinin hafiye gibi iz sürmesiyle son anda önlendi.
Termik Santrallerle ilgili maddenin Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan veto yemesinin ardından, yasa maddeleri ince elenip sık dokunuyor. Bir yasa taslağından çıkartılan “Vatandaş açısından yeni yük getirecek” düzenlemenin, başka bir yasa teklifine monte edildiğini gören AK Parti yöneticileri, “İtirazımıza rağmen kim yapıyor bunu kardeşim?” sesleri arasında gece yarısı operasyonuyla düzenlemeyi yasadan çıkarttırdılar.
Konuya gelince; “Çevre Bakanlığı’na yeni gelir, vatandaşa yeni yük” anlamına gelen düzenleme, gayrimenkul alımlarında Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün belirlediği yeni “değerlendirme” oranlarının uygulanmasını amaçlıyordu. TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmelerde, geç de olsa düzenlemeyi fark eden AK Parti yönetimi, gece acil bir telefon trafiği yaptı.
AK Parti Grup Başkanı Naci Bostancı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı arayarak, vatandaş açısından doğacak sıkıntıyı anlattı. Konut sektöründe mevcut sıkıntılara bir yenisini eklemek anlamına gelen bu düzenlemeden Erdoğan’ın onayıyla vazgeçildi. CHP’nin de desteğini aldığı bu operasyonla, AK Parti yöneticileri, yeni sistemde, partinin onayı olmadan bakanlıkların istediği düzenlemeyi yapamayacağının altını çizmiş oldu.
BİZİ BİZİMKİLER DİNLESİN
SİYASETÇİLERİN, “telekulak korkusu” yıllardır en çok konuşulan konuyu oluşturur. Buna ilişkin geliştirilen her yöntem, ne yazık ki teknolojiye yenik düşer. Bu kez, Cumhurbaşkanlığı ve bakanlıklarda dinlenme ve izlenmeye karşı “BİP” önlemi alındığını duyduk. Aynı yöntemin Meclis’te AK Parti Grup Yönetiminin tavsiyesiyle milletvekilleri ve danışmanlarınca da kullanıldığına tanık olduk.
Nedir bu BİP önlemi derseniz? Anlatalım. Cumhurbaşkanlığı bürokratları, ofis başkanları, bakanlık bürokratları, milletvekilleri, özel kalem müdürleri, danışmanlar dahil çoğu çalışan “yerli mesajlaşma platformu” olan “BİP” uygulaması kullanmaya başladı. Özellikle yeni bürokratların bazıları BİP’ten aranmadığı zaman yanıt bile vermiyor. Bürokratlar espriyle, “dinleniyorsak bari bizi bizimkiler dinlesin, ABD dinlemesin” demeye başladılar.
AK Parti Muhabiri Gizem Karakış’ın aktardığına göre, bu kişiler, BİP’i telefonlarına yüklese de çoğu WhatsApp kullanmaktan vazgeçemiyor. Bazı danışmanlar, “arafta kalma” hallerini şöyle anlatıyorlar:
“Özellikle Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanımızın ısrarıyla uygulamayı yükledik ama, WhatsApp kadar işlevsel değil. Bu arada BİP’te mesajlar birikiyor ‘neden cevap vermiyorsunuz’ diye fırça yiyoruz.”
Alternatif mecralar yaratma, geçmişte de gündeme gelmiş, bakanlara “kriptolu telefonlar” dağıtılmıştı.
TÜBİTAK üretimi bu telefonların, FETÖ’cülerin bakanları daha iyi dinlemesine yol açtığı anlaşılınca hepten vazgeçilmişti.
Geçmişin bu taze anıları yüzünden yeni uygulamalara şüpheyle bakılıyor, doğal olarak.