Anıtmezarlara ziyaretin sırrı

Güncelleme Tarihi:

Anıtmezarlara ziyaretin sırrı
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 30, 2003 00:00

Anıtmezarların bakımsız kaldığı yolundaki ÅŸikáyetler üzerine ziyareti yaptığını söyleyen Demirel, "Mezarlar neden devlet satüsüne alınmadı?" sorusuna ise, "Hiç aklımıza gelmedi, unutmuÅŸuz" yanıtını verdi.DOKUZUNCU CumhurbaÅŸkanı Süleyman Demirel, 26 AÄŸustos günü iki anıtmezarı ziyaret etmiÅŸti. Bunlar 27 Mayıs Ä°htilali'nden sonra idam edilen rahmetli Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun anıtmezarları ile Sekizinci CumhurbaÅŸkanı Turgut Özal'ın anıtmezarıydı. UNUTKANLIKDemirel'in, Vatan Caddesi üzerindeki bu iki anıtmezarı durup dururken niye ziyaret ettiÄŸini merak etmiÅŸtim. Hatta içimde küçük bir şüphe bile bulunduÄŸunu itiraf edeyim. Acaba Demirel ‘‘siyasi bir ÅŸov’’ mu yapıyordu? Sonra araya olaylar girdi. Ben de bir gazeteciye yakışmayacak bir ihmalkárlıkla bu şüphenin takipçisi olamadım. Oysa Hürriyet'in son zamanlarda ortaya attığı gazetecilik sloganlarından biri ÅŸuydu:‘‘Gazeteciyi merak böceÄŸi sokmuÅŸtur. Hep merak eder.’’Önceki gün bu ziyaretin perde arkasını öğrendim. Gelelim 26 AÄŸustos ziyaretinin sırrına. Bu ziyaretin arkasında, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tarihi bir unutkanlığı yatıyor. Devlet, bir eski cumhurbaÅŸkanına, bir eski baÅŸbakanı ve iki eski bakanına Ä°stanbul'da anıtmezar yapılmasına izin verirken, alınması gereken çok önemli bir baÅŸka kararı almamış.Bu iki anıtı, ‘‘devlet mezarı’’ statüsüne sokmamış. Dokuzuncu CumhurbaÅŸkanı Süleyman Demirel, bundan bir süre önce etraftan gelen bazı ÅŸikáyetleri iÅŸitmeye baÅŸlamış. Her iki anıtmezarı ziyaret eden bazı kiÅŸiler, mezarlara iyi bakılmadığını Demirel'e iletmiÅŸler. Demirel, iÅŸte o an yaptıkları hatayı anlamış. Çünkü, bu hatanın müsebbiplerinden biri de dönemin baÅŸbakanı olarak kendisi. DEVLET MEZARI Şöyle bir devlet teamülü var: Her baÅŸbakan kendi döneminin cumhurbaÅŸkanıyla ilgileniyor. Mesela, Sekizinci CumhurbaÅŸkanı Turgut Özal'ın Ä°stanbul'da bir anıtmezara defnedilmesi iznini o vermiÅŸ.27 Mayıs'tan sonra idam edilen üç siyasetçinin Ä°mralı'dan Ä°stanbul'daki anıtmezara nakledilmesi iznini de dönemin baÅŸbakanı olarak Turgut Özal vermiÅŸti. Ancak her iki baÅŸbakan da bu izinleri verirken yapmaları gereken bir ÅŸeyi yerine getirmemiÅŸler.Ä°stanbul'daki o iki mezarlığı ‘‘devlet mezarı’’ statüsüne getirecek Bakanlar Kurulu kararını çıkarmamışlar. Diyebilirsiniz ki bunun ne yararı var? Şöyle bir yararı var: Bu anıtmezarlar, devlet mezarı stütüsüne getirilirse, bakımını da devlet üstleniyor. Demirel, bu ÅŸikáyetleri duyduktan sonra durumu yerinde görmek üzere 26 AÄŸustos'ta o iki mezarı ziyaret etmiÅŸ.Önceki gün kendisini arayarak aldığım bu istihbaratın doÄŸru olup olmadığını sordum.‘‘Evet, doÄŸru. Böyle ÅŸikáyetler almıştım. Onu yerinde görmeye gittim’’ dedi. Kendisine bir soru daha sordum: ‘‘Bu karar niye alınmadı?’’ Bana çok insani bir cevap verdi:‘‘Hiç aklımıza gelmedi, unutmuÅŸuz.’’Demirel, bu olayı izlemek üzere eski siyaset arkadaÅŸlarından Mehmet Dülger'i görevlendirmiÅŸ. Tahmin ediyorum Dülger, hükümetle temas kurup bir Bakanlar Kurulu kararı çıkartmak için giriÅŸimlerde bulunuyor.Yine tahmin ediyorum ki, Recep Tayyip ErdoÄŸan hükümeti, bu tarihi unutkanlığı giderecek adımları en kısa zamanda atacaktır. MENDERES HAVAALANITürkiye'nin en büyük havaalanlarından birine adını verdiÄŸimiz Adnan Menderes'in, artık eski düşmanlarının bile büyüklüğünü teslim ettikleri Turgut Özal'ın mezarlarının ‘‘devlet mezarı’’ statüsüne alınmasının sembolik anlamı da son derece önemli olacaktır. Küçük bir azınlığın hálá kendine ait gerekçelerle desteklemeye çalıştığı 27 Mayıs, halkın çok büyük çoÄŸunluÄŸunun vicdanında bir iz olarak duruyor. Gazetecilik hayatımda iki önemli olayı çok iyi hatırlıyorum. Birincisi, 27 Mayıs'ı yapanlardan Cemal Gürsel'in naaşının Anıtkabir'den nakledilmesiydi. Ben o zamanlar Hürriyet'in Ankara temsilcisiydim. Biz o nakil olayının fotoÄŸraflarını çekememiÅŸtik. Bu büyük gazetecilik olayını, Milliyet'ten arkadaşımız Bülent Hiçyılmaz gerçekleÅŸtirmiÅŸti. Daha sonra Menderes, Polatkan ve Zorlu'nun naaÅŸlarının Ä°mralı'dan Ä°stanbul'daki anıtmezara nakledilmelerini izlemiÅŸtik. Bunlar gazetecilik mesleÄŸinin önemli anlarıdır. Bu siyasi exodizmin (göç) son aÅŸamasını tamamlamalıyız. Bu da bu iki anıtmezarı, devlet mezarlığı statüsüne alacak Bakanlar Kurulu kararını çıkartmaktır.Åžimdi hükümetten bu kararı çıkartmasını bekliyoruz.Tabii bu arada Demirel'in de unuttuÄŸu bir baÅŸka mezar daha var.AÄ°LELER NE DÄ°YECEKO da eski CumhurbaÅŸkanı Celal Bayar'ın mezarı. O da devlet mezarı statüsünde deÄŸil.Ayrıca bir baÅŸka mesele daha var.Acaba bu kiÅŸilerin aileleri ne diyecek?Onların fikirlerini almakta da yarar var.ErdoÄŸan'a ‘Baba’ nasihatıDOKUZUNCU CumhurbaÅŸkanı Süleyman Demirel'in geçen perÅŸembe günü BaÅŸbakan Recep Tayyip ErdoÄŸan'a BaÅŸbakanlık'ta yaptığı ziyaretin perde arkasına iliÅŸkin ilginç ayrıntılara ulaÅŸtım. Demirel, bu hafta ABD'ye yapacağı gezi hakkında bilgilendirmek üzere ErdoÄŸan'ı ziyaret etmiÅŸ. Gezisi hakkında bilgi verdikten sonra da ‘‘Benim dikkatime gelen ÅŸeyleri size aktaracağım’’ diyerek bir ‘‘bilgilendirme’’ yapmış.Siz buna ‘‘baba nasihatı’’ da diyebilirsiniz.Önce Türk-ABD iliÅŸkilerini açmış Demirel ve ‘‘bölgede rol oynamak niyetindeyse, Türkiye'nin ABD ile iÅŸbirliÄŸi içinde olması gerektiÄŸini’’ söylemiÅŸ. Demirel, ABD ile iliÅŸkilerin neden iyi tutulması gerektiÄŸi konusunda çok hassas bir mesaj da vermiÅŸ ErdoÄŸan'a: ‘‘Türkiye bölücülük tehdidiyle yaÅŸamaya devam edecek. Bölücü terörü önlemek için, Türkiye'nin birliÄŸi için Türkiye ABD'nin dostu kalmalıdır...’’ Bir de Irak'a asker gönderme konusunu açmış. Hükümetin gerçekten kararlıysa bunun gereÄŸini yerine getirmesinin doÄŸru olacağını söyleyip, ‘‘Aksi takdirde sıkıntı olur’’ demiÅŸ.Yani, diplomatik bir dille ‘‘Bu kez inÅŸallah 1 Mart kazasının bir benzeri tekrarlanmaz’’ mesajını vermiÅŸ.Amerika ile iliÅŸkiler konusunda çok hassas bir uyarısı daha olmuÅŸ Demirel'in: ‘‘Birden fazla ses çıkıyor. Bu tereddütlere yol açıyor, yorum farklılıkları oluyor.’’ Demirel, üniversitelerle hükümet arasında yaÅŸanan gerilime de deÄŸinmiÅŸ, ‘‘Üniversite konusunun bir aciliyeti var mı ki? Ãœniversitelerde 2 milyon genç okuyor, üstelik geçmiÅŸte olduÄŸu gibi okullarda çatışma ortamı yok, huzur var’’ demiÅŸ.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!