Anita’nın kadınları
Güncelleme Tarihi:
<B>Mine KILIÇ</B>
Oluşturulma Tarihi: Haziran 05, 2004 13:40
İdol arayan kadınlar için aranan isim bulundu: Anita Roddick.
Pop star, film artisti, prenses, küçük hanımefendi, 'first lady', mirasyedi, bilmem kimin karısı değil.
Ekolojist, feminist, aktivist, anaerkil düzen savunucusu.
180 milyon dolarlık serveti var, dünyanın en zengin kadınlarından biri ama (kendi deyimiyle) iş kadını değil, 'eylemci'.
Şirketi kozmetik alanındaki 'dünya devi' Body Shop. 50'den fazla ülkede, iki bin mağazada faaliyet gösteriyor.
Şirketin Türkiye'ye gelmesi 1990'ları bulmuş. Gerekçe 'insan hakları ihlalleri'.
*
Body Shop'un derdi kadınları tek ürünle 10 yaş gençleştirmek ya da onlara hayattaki tek ve en büyük sorunlarının selülitleri olduğunu empoze etmek değil. Amaç, kadınları eğitmek, ayakları üzerinde durmaları gerektiğini anlatmak, şiddete karşı baş kaldırmalarını sağlamak.
Yani dışlarından çok içlerini değiştirmek, daha da güzelleştirmek.
Zaten Roddick de bir kozmetik değil, iletişim şirketi olduklarını söylüyor. Dünyadaki acilen çözülmesi gereken sorunlar için ağ kurup bilinç sağlıyorlar. Kozmetik işi, yalnızca finansman sorununu çözen bir araç.
*
Kafayı 'dünyada bir şeyleri değiştirmeye' takmış. Değiştiriyor da! Kişisel servetini kampanyalara ve sivil toplum kuruluşlarına harcıyor. 'Zenginlik dağıtmak içindir' diyor. Kurduğu vakfın bütçesinin dörtte üçü kadın girişimlerine aktarılıyor. Servetini iki çocuğuna bırakmaya da hiç niyeti yok.
*
Roddick, geçtiğimiz hafta 'kadının insan hakları' nedeniyle Türkiye'deydi. Şirket 1994'ten beri dünyanın birçok ülkesinde 'Aile içi şiddete sessiz kalma' kampanyasını yürütüyor. Kampanyanın Türkiye ayağında 'dava ortakları' Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Vakfı. Tam isabet! Vakfın kurucusu Pınar İlkkaracan da yıllardır kadına yönelik şiddete karşı projeler üreten bir isim.
Vakfın 1995'ten beri yürüttüğü insan hakları eğitim programı bugüne kadar 30 ilde üç bin kadına ulaştı. Programın amacı kadınları hayatlarının her alanında karşılaştıkları şiddete karşı bilinçlendirmek, özellikle Anadolu'daki kadınları dayanışmaya teşvik edip örgütlemek.
*
Body Shop'un yürüttüğü 'Aile içi şiddete sessiz kalma' projesinin Türkiye ayağında da bir eğitim programı var. Buna göre kadınlar yaka rozeti, çanta, t-shirt, ve defter üretiyor. Üretim yeri Okmeydanı'ndaki 'Mor kağıt Atölyesi'. Body Shop ürünlerin tümünü alarak Türkiye'deki yedi mağazasında satıyor. Tüm para, üretimi yapan kadınlara aktarılıyor.
*
Aile içi şiddet konusunda geçtiğimiz hafta Uluslararası Af Örgütü'nün açıkladığı rapor, bu tür kampanyaların ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha gösterdi. Sabah Gazetesi raporun sonuçlarını 'erkek terörü' manşetiyle verdi. Boşuna değil. Türkiye'deki kadınların neredeyse yarısı aile içi fiziksel şiddete maruz kalıyor. Aile içi suçların yüzde 87'si kadına karşı işleniyor. Kadına yönelik şiddetin büyük kısmının sorumlusunu kocalar, erkek kardeşler, babalar ve oğullar.
Yani bize yüzbinlerce Anita Roddick gerekiyor.
Pop star, film artisti, prenses, küçük hanımefendi, 'first lady', mirasyedi, bilmem kimin karısı değil.
Ekolojist, feminist, aktivist, anaerkil düzen savunucusu.
180 milyon dolarlık serveti var, dünyanın en zengin kadınlarından biri ama (kendi deyimiyle) iş kadını değil, 'eylemci'.
Şirketi kozmetik alanındaki 'dünya devi' Body Shop. 50'den fazla ülkede, iki bin mağazada faaliyet gösteriyor.
Şirketin Türkiye'ye gelmesi 1990'ları bulmuş. Gerekçe 'insan hakları ihlalleri'.
*
Body Shop'un derdi kadınları tek ürünle 10 yaş gençleştirmek ya da onlara hayattaki tek ve en büyük sorunlarının selülitleri olduğunu empoze etmek değil. Amaç, kadınları eğitmek, ayakları üzerinde durmaları gerektiğini anlatmak, şiddete karşı baş kaldırmalarını sağlamak.
Yani dışlarından çok içlerini değiştirmek, daha da güzelleştirmek.
Zaten Roddick de bir kozmetik değil, iletişim şirketi olduklarını söylüyor. Dünyadaki acilen çözülmesi gereken sorunlar için ağ kurup bilinç sağlıyorlar. Kozmetik işi, yalnızca finansman sorununu çözen bir araç.
*
Kafayı 'dünyada bir şeyleri değiştirmeye' takmış. Değiştiriyor da! Kişisel servetini kampanyalara ve sivil toplum kuruluşlarına harcıyor. 'Zenginlik dağıtmak içindir' diyor. Kurduğu vakfın bütçesinin dörtte üçü kadın girişimlerine aktarılıyor. Servetini iki çocuğuna bırakmaya da hiç niyeti yok.
*
Roddick, geçtiğimiz hafta 'kadının insan hakları' nedeniyle Türkiye'deydi. Şirket 1994'ten beri dünyanın birçok ülkesinde 'Aile içi şiddete sessiz kalma' kampanyasını yürütüyor. Kampanyanın Türkiye ayağında 'dava ortakları' Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Vakfı. Tam isabet! Vakfın kurucusu Pınar İlkkaracan da yıllardır kadına yönelik şiddete karşı projeler üreten bir isim.
Vakfın 1995'ten beri yürüttüğü insan hakları eğitim programı bugüne kadar 30 ilde üç bin kadına ulaştı. Programın amacı kadınları hayatlarının her alanında karşılaştıkları şiddete karşı bilinçlendirmek, özellikle Anadolu'daki kadınları dayanışmaya teşvik edip örgütlemek.
*
Body Shop'un yürüttüğü 'Aile içi şiddete sessiz kalma' projesinin Türkiye ayağında da bir eğitim programı var. Buna göre kadınlar yaka rozeti, çanta, t-shirt, ve defter üretiyor. Üretim yeri Okmeydanı'ndaki 'Mor kağıt Atölyesi'. Body Shop ürünlerin tümünü alarak Türkiye'deki yedi mağazasında satıyor. Tüm para, üretimi yapan kadınlara aktarılıyor.
*
Aile içi şiddet konusunda geçtiğimiz hafta Uluslararası Af Örgütü'nün açıkladığı rapor, bu tür kampanyaların ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha gösterdi. Sabah Gazetesi raporun sonuçlarını 'erkek terörü' manşetiyle verdi. Boşuna değil. Türkiye'deki kadınların neredeyse yarısı aile içi fiziksel şiddete maruz kalıyor. Aile içi suçların yüzde 87'si kadına karşı işleniyor. Kadına yönelik şiddetin büyük kısmının sorumlusunu kocalar, erkek kardeşler, babalar ve oğullar.
Yani bize yüzbinlerce Anita Roddick gerekiyor.