Anestezi orucu bozar mı? Diyanet yanıtladı

Güncelleme Tarihi:

Anestezi orucu bozar mı Diyanet yanıtladı
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 10, 2019 22:33

Mübarek ramazan ayının gelmesi ile orucu bozan ve bozmayan durumlar ile ilgili bilgiler de vatandaşların gündeminde yer almaya başladı. Özellikle rahatsızlığı nedeniyle hastaneye giden vatandaşlar, anestezinin oruç üzerindeki etkilerini merak ediyor. Peki, anestezi orucu bozar mı? İşte, Diyanet'in o konu hakkında verdiği yanıt.

Haberin Devamı

Hastalık nedeniyle hastaneye giden ve ameliyat gibi cerrahi yöntemlerle tedavi uygulaması yapılacak olan vatandaşlar anestezi yaptırmanın orucu bozup bozmadığını merak ediyor. Diyanet İşleri Başkanlığı internet sitesi üzerinden, anestezinin oruç üzerindeki etkilerini anlattı. İşte, o bilgiler...

ANESTEZİNİN ORUÇ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Anestezi acı ileten sinir yolları üzerinde iletimin değişik seviyelerde engellenmesi demektir. Lokal, bölgesel ve genel anestezi olmak üzere, üç türlü anestezi vardır. Küçük ameliyatlarda ameliyat bölgesinin yakın çevresine iletimi engelleyen ilaçların verilmesi ile oluşan anesteziye lokal anestezi (sınırlı uyuşturma) denir. Vücudun daha geniş bölgeleri, örneğin belden aşağısı veya bir yarısı iletimin omurilik düzeyinde engellenmesi için omuriliğe veya omuriliğe varmadan geniş bir sinir grubunun oluşturduğu bağlantı yerleri üzerine ilaç verilerek oluşturulan anesteziye bölgesel anestezi denir. Hastanın uyutulup ağrının duyulması beyin düzeyinde engellenirse, bu tür anesteziye genel anestezi denir.

Haberin Devamı

Anestezi, nefes yolu veya iğne ile vücuda ilaç verilerek oluşturulmaktadır. Nefes yolu veya iğne ile yapılan anestezi, mideye ulaşmadığı gibi, yeme-içme anlamı da taşımamaktadır. Ancak bölgesel ve genel anestezide, acil durumlarda ilaç ve sıvı vermek amacıyla damar yolu açılarak, bu açıklık işlem süresince serum vermek suretiyle sağlanmaktadır. Bu itibarla, lokal anestezi (sınırlı uyuşturma) orucun sıhhatine engel değildir. Bölgesel ve genel anestezide serum verildiği için oruç bozulur (DİYK 22. 09. 2005 tarihli karar; bkz. Merğînânî, el-Hidâye, II, 263-264; Kâsânî, Bedâî’, II, 98).

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!