Güncelleme Tarihi:
REFERANDUM KAZANIM
“16 Nisan’da yapılan halkoylamasında halkımız yüksek bir katılımla ve büyük bir demokratik olgunlukla sandığa gitti. Halkoylamasının yüzde 85’i aşan bir katılım oranıyla gerçekleşmiş olması demokrasimiz açısından başlı başına bir kazanımdır. Bu vesileyle halkoylamasının ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Anayasal demokrasilerde yetki haritasını çizen kurucu iktidar, başka bir ifadeyle anayasa koyucudur. Yetki haritası ise Anayasa’dır. Elbette çizilen sınırların hukuk devletini tüm kurum ve kurallarıyla tesis etmede yetersiz kaldığı söylenebilir. Ancak değişinceye kadar mevcut anayasal sınırlar hepimizi bağlamaktadır. Dolayısıyla bir anlamda bu sınırların koruyuculuğunu yapmakla görevli olan Anayasa Mahkemesi’nden anayasal sınırların dışına çıkması beklenemez, beklenmemelidir.
YORUMLA DEĞİŞTİRMEK OLMAZ
Anayasa koyucunun, lafzı, anlamı ve amacı bakımından açık bir şekilde düzenlediği kuralları yorum yoluyla değiştirmek esasen mahkeme eliyle Anayasa değişikliği yapmak anlamına gelir. Bunun da yargısal aktivizm ve meşruiyet tartışmasına yola açacağı her türlü izahtan varestedir. Bu nedenle AYM’nin ‘hak eksenli’ yaklaşımının, anayasal sınırlar içinde kalarak ve yargısal aktivizme tevessül etmeden temel hak ve hürriyetleri koruması şeklinde anlaşılması gerekir.
Anayasal kimliğimizi ifade eden bu nitelikleri haiz demokratik Cumhuriyeti, onun kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği ve Anayasa’nın başlangıç kısmında ifadesini bulan muasır medeniyet düzeyinin ötesine taşımak, hepimizin ortak sorumluluğu olmamalıdır.”
PERİNÇEK SALONU TERK ETTİ
Mahkeme içtüzüğü kapsamında parti genel başkanı sıfatıyla törene giden Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, ilk kez katıldığı törende protokoldeki sırasını beğenmedi ve tören başlamadan salondan ayrıldı. Perinçek, “Ayrılıyorum. Vatan Partisi Genel Başkanı protokolde 8’inci, 10’uncu sırada olur mu?” dedi.
‘OHAL KHK’sıyla ilgili ilke kararı yakında’
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan sayıları 70 bine dayanan OHAL bireysel başvurularıyla ilgili yöntem belirleme çalışmasında sona gelindiğini belirtti. OHAL kapsamındaki işlem ve eylemlere karşı önemli sayıda bireysel başvuru yapıldığını, bunların büyük bir kısmını tutuklama tedbirlerine karşı yapılan başvuruların oluşturduğunu kaydeden Arslan şöyle devam etti: “Tutuklama tedbirinin OHAL kapsamında inceleme usulü ve yönteminin belirleneceği öncü dosyalardan birinin raportörlük düzeyindeki teknik çalışması bitmek üzere olup yakın zamanda bu konuda ilke kararı verilecektir. Öncü dosyaların karara bağlanmasından sonra tutuklama tedbirlerine ilişkin başvuruların da makul bir süre içinde karara bağlanması hedeflenmektedir.”