2001-2002 Adli Yıl açış konuşmasını yapan Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, "Dünyanın karşısına yeni bir anayasa ile çıkmalıyız" dedi.Yeni adli yıl başlıyor. 2001-2002 Adli Yıl açış konuşmasını Yargıtay Başkanı Sami Selçuk yaptı. Selçuk, hazırladığı 146 sayfadan oluşan konuşma metnini özetleyerek okudu. Konuşmasında yargı sorunlarıyla ülke gündemindeki konulara değinen Selçuk, Türkiye'nin, çağcıl demokrasiye ve gelişmiş bir hukuka kavuşmak için Avrupa Birliği'ne (AB) girmesi gerektiğini ifade ederek, Ulusal Programın (UP) benimsenmesini istedi. Anayasa'nın, bilim adamlarının dediği gibi, anayasal devletin özüyle çatışan polis tüzüğüne benzediğini belirten Selçuk, sözleşme hukuku ve anayasa hukukunun, mevcut Anayasa'ya karşı olduğunu kaydetti. "Herşeyin elverişli olduğu şu anda niçin yeni bir anayasa yapmıyoruz" diye soran Selçuk, "Demokrasiye vurgun Türk ulusu için insan onuru, birey özgürlükleri ve haklarından yola çıkan, devleti bu özgürlükleri ve hakları koruma taahhüdüne sokan, hukukun üstünlüğü üzerine kurulan çoğulcu, özgürlükçü, katılımcı çağcıl demokrasiyi bütün boyutlarıyla gerçekleştiren yeni bir anayasa yapılmadıkça birey de, devlet de, demokrasi de esenliğe kavuşamayacaktır" diye konuştu. Yargıtay Başkanı Selçuk, demokrasilerde "düşünce suçu" olamayacağını da belirtti.YARGI BAĞIMSIZLIĞI İÇİN 10 KURAL Sami Selçuk, yargının ''gerçekten bağımsız, güvenceli ve yansız'' olmasının istenmesi durumunda 10 ana kurala uyulması gerektiğini söyleyerek, bu kuralları şöyle sıraladı: -Siyasal otorite, yargının yönetimine hiç karışmamalıdır, -Siyasal otorite ve başkaları, yargılamayı ve yargısal kararları yorumlamaktan, eleştirmekten kaçınmalıdırlar, -Yargıçların atanmaları, yükselmeleri, yer değiştirmeleri, denetlenmeleri yürütme erkinden kesinkes ayrı olmalıdır, -Siyasal otorite, yargıcın işine son vermemelidir, -Yargıçlar, Bakanların aldıkları ücretlerle orantılı olarak uygun bir ücret almalıdırlar, -Yargının, ayrı ve özgürce kullandığı bir bütçesi olmalıdır, -Yargı, yardımcı personelini kendisi atamalı ve yetişmesini kendisi üstlenmelidir, -Yargının, devlet konumundaki/protokolündeki yeri, erkler eşitliğiilkesine göre düzenlenmelidir, -Yargıç, bulunduğu mahkemesinde de bağımsız olmalıdır, -Yargıç, kendisini, kendi girişimiyle akçalı yükümlülüğe girmeksizin sürekli olarak yetiştirebilmelidir. PARTİ KAPATMA ÖLÜM CEZASI GİBİKonuşmasında parti kapatma konusunu da ele alan Selçuk, parti kapatmanın demokrasilerde son çare olarak görülmesi gerektiğini söyledi. Avrupa'da partilerin kural olarak kapatılmadığına işaret eden Selçuk, Türkiye'de son 33 yılda 23 partinin kapatıldığını ifade etti. Sami Selçuk, Türkiye'nin, günümüzde en çok parti kapatan ülke olduğuna dikkati çekerek, "Parti kapatma, kişiler için verilen ölüm cezası gibidir. Nasıl ölüm cezası Anayasa'da yer almasına karşılık yaşama hakkının özüne dokunuyorsa, parti kapatma da Anayasa'da yer aldığı halde anlatım ve örgütlenme özgürlüklerinin özünü yok eden böylesine ayrık bir durumdur" dedi. Demokrasinin katılımcı boyutunu güçlendirmek için Anayasa'nın geçici 15'inci maddesinin kaldırılması gerektiğini belirten Selçuk, Siyasi Partiler Yasası ile geniş katılımı dışlayan
Seçim Yasası'nın bir an önce değiştirilmesini istedi. Selçuk, halkın yasama, yürütme ve yargıya katılımı sağlanmadan demokrasiye ulaşılamayacağını söyledi.Demokrasinin, alın yazısı ve esenliğinin güçlü yargıya bağlı olduğunu vurgulayan Selçuk, birçok ülkede yurttaşlara anayasaya aykırılık davası açma hakkı tanındığını belirtti. Yargıya yasa taslağı hazırlama yetkisi tanınmasını isteyen Selçuk, bütün yargı organlarına, önlerine gelen davalarda anayasaya aykırılık iddiasını nispi yargılama ve kendilerini ilgilendiren konularda yasalara ve yasa gücündeki kararnamelere karşı yüksek yargı organlarına Anayasa Mahkemesi'ne başvurma olanağı tanınması gerektiğini kaydetti. HALK ARTIK YOLSUZLUKLARI TAŞIYAMAZYargıtay Başkanı, yolsuzluklar çağında yaşandığını ifade ederek, bu çağda Türkiye'nin dünya istatistiklerinde yolsuzlukların en çok yaşandığı ülkelerin arasında yer aldığını söyledi. Selçuk, "Halkın yolsuzlukları finanse edecek gücü kalmamıştır. Bu bir çürümedir. Halkımız, bu yolsuzlukları artık taşıyamaz" diye konuştu.Selçuk, yolsuzluklarla topyekün, amansız bir savaşıma girilmesinin zorunlu olduğunu belirterek, "Çünkü yolsuzluklar zamanında tespit edilmezse rejim için ölümcüldürler. Kamu yönetiminde aranan dürüstlük, eşitlik, hukukun üstünlüğü, bağlılık, süreklilik, yansızlık değerlerini, devletin saygınlığını, toplumsal adaleti, yarışma ve ekonomik düzene güvenilirliği, demokratik istikrarı, toplum ahlakını çürütürler" diye konuştu. DÜŞÜNCE SUÇ SAYILAMAZSelçuk, demokrasilerde düşüncenin suç sayılamayacağını ifade ederek, düşüncenin ve anlatım özgürlüğünün çerçevesini, alanını devletin değil, demokratik düzenin belirleyeceğini, çünkü demokratik düzenin sivil toplum üzerine kurulduğunu kaydetti. Selçuk, anlatım özgürlüğünün toplumun sigortası olduğunu söyledi.Demokrasinin ''patlamalara gebe'' olduğunu vurgulayan Selçuk, ''Devlet, yeraltına inerek kendisine karşı güç birliği yapan akımlarlakolay kolay savaşamaz'' dedi. Selçuk,
Atatürk'ün ''yasalarımız apaçık olsun'' ifadesini hatırlatarak, ''Yasalarda, anlamları belirgin olmayan, anlaşılabilir olmayan ne kadar hüküm varsa deÄŸiÅŸtirelim'' dedi. Sami Selçuk, ''Bunlar yapılmadıkça bu ülkede hiç kimse kendisini özgür hissedemez''diye konuÅŸtu.LAÄ°KLÄ°KSelçuk, ''din ve devlet iÅŸlerinin tıpkı elma ve armutlar gibi asla birleÅŸemeyeceklerini'' belirterek, ''BirleÅŸirlerse demokrasiden söz edilemez, bu dayatmadır'' dedi. Sami Selçuk, konuÅŸmasını şöyle sürdürdü:''Akıl ve inanç küreleri ayrılmışsa, felsefe laiktir, dindarlıkla yurttaÅŸlık küreleri ayrılmışsa siyaset laiktir, devlet ve dinin kuralları ayrılmışsa hukuk laiktir, din tek belirleyici deÄŸilse kültürlaiktir, din ile bilim ayrılmışsa öğrenim laiktir, din ile devlet karşılıklı olarak bağımsızdır. Din devleti, devlet dini yönetemez, yönlendiremez. Devleti insan haklarının ürettiÄŸi hukuk biçimlendirir ve yönetir.''TÖRENE KÄ°MLER KATILDI?Törene, CumhurbaÅŸkanı Ahmet Necdet Sezer, TBMM BaÅŸkanı Ömer Ä°zgi, Anayasa Mahkemesi BaÅŸkanı Mustafa Bumin, TBMM BaÅŸkanvekili Murat SökmenoÄŸlu, MHP Genel BaÅŸkanı, Devlet Bakanı ve BaÅŸbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, Devlet Bakanları Yılmaz Karakoyunlu, Mehmet Keçeciler, Faruk Bal, Åžuayip Üşenmez, Nejat Arseven, Ramazan MirzaoÄŸlu, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Maliye Bakanı Sümer Oral, DYP Grup BaÅŸkanvekili Turhan Güven, SP Genel BaÅŸkanı Recai Kutan, Ak Parti Genel BaÅŸkan Yardımcısı Abdullah Gül, DTP Genel BaÅŸkanı Ä°smet Sezgin, Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcısı Sabih KanadoÄŸlu, Danıştay BaÅŸsavcısı YaÅŸar Selim Asmaz, Ankara Cumhuriyet BaÅŸsavcısı Melih Tarı, Ankara DGM Cumhuriyet BaÅŸsavcısı Cevdet Volkan, Ankara Barosu BaÅŸkanı Sadık ErdoÄŸan, emekli Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcısı Vural SavaÅŸ, eski Türkiye Barolar BirliÄŸi BaÅŸkanı Eralp Özgen, Eski Devlet Bakanı Enis Öksüz, bazı milletvekilleri, Çankaya Belediye BaÅŸkanı Haydar Yılmaz ile yüksek yargı organlarının temsilcileri katıldılar. SEZER: TÃœRKÄ°YE AB ÖLÇÜLERÄ°NÄ° YAKALAMAK ZORUNDACumhurbaÅŸkanı Ahmet Necdet Sezer, 2001-2002 Adli Yılının Açılışı dolayısıyla, Yargıtay BaÅŸkanı Sami Selçuk'a bir mesaj gönderdi. Sezer mesajında Cumhuriyetin temel kurumlarından olan bağımsız yargıya yapılan her türlü karışma ve baskının, hukuk devleti ilkesini zedeleyeceÄŸini belirterek, ''Kendilerini hukukun üzerinde gören kiÅŸi ve kurumlar, demokrasi için büyük tehlike oluÅŸtururlar''dedi. Mesajında, Türkiye'nin, ulusun gönenci için, Avrupa BirliÄŸi'ne tam üyelik sürecinde, her alanda Avrupa BirliÄŸi ölçütlerini yakalamak ve kendini yenilemek zorunda olduÄŸunu belirten Sezer, bunun yanında, Türkiye'nin, üyelik sürecinden bağımsız olarak kimi yeni düzenlemeleri yapmasının da gerekli olduÄŸunu vurguladı.Ä°ZGÄ°: HUKUK SÄ°STEMÄ° YENÄ°DEN DÃœZENLENMELÄ°TBMM BaÅŸkanı Ömer Ä°zgi, Türk hukuk sisteminin, ülke koÅŸullarına ve AB normlarına uygun biçimde yeniden düzenlenmesi gerektiÄŸini belirterek, ''GerçekleÅŸtirilme aÅŸamasında bulunan Anayasa deÄŸiÅŸiklikleri ile bu konuda sevindirici somut adım atılmış olacaktır'' dedi.Ä°zgi, yeni adli yılın baÅŸlaması dolayısıyla yayımladığı mesajda, yargı erkinin, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan çaÄŸdaÅŸ Cumhuriyetin temel kurumu olduÄŸunu vurguladı. Anayasanın, güçler ayrılığı ilkesiyle yasama, yürütme ve yargıyı birbirinden ayrı tutarak yargının bağımsızlığını saÄŸlamayı amaçladığını ifade eden Ä°zgi, şöyle devam etti:''Bu baÄŸlamda, hukuk devleti ilkesi aynı zamanda, Cumhuriyetimizintemel niteliklerinin Atatürk ilke ve devrimlerinin, demokrasinin, çaÄŸdaÅŸlığın ve ülkemizin bölünmez bütünlüğünün de güvencesidir.Hukuk sistemimiz, Yüce Atatürk'ün çaÄŸdaÅŸ uygarlık düzeyini aÅŸma buyruÄŸu gereÄŸince siyasi partilerimiz arasında oluÅŸturulacak uzlaÅŸma ortamı içerisinde ele alınmalı, ülkemizin koÅŸullarına ve üyesi olma eÅŸiÄŸinde bulunduÄŸumuz Avrupa BirliÄŸi normlarına uygun biçimde yeniden düzenlenmelidir. GerçekleÅŸtirilme aÅŸamasında bulunan Anayasa deÄŸiÅŸiklikleri ile bu konuda sevindirici somut adım atılmış olacaktır.'' Â
button