Süleyman ARAT / İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Kasım 22, 2005 00:00
Yargıtay Cumhuriyet Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, yargının, hükümet tarafından bakan kontenjanından atama yoluyla hızla siyasallaştırıldığını öne sürerek, ‘İktidarın başının ilgili olduğu davada belirli kararları veren kişiler bugün Yargıtay üyesi’ dedi.
Yeditepe Üniversitesi Mavi Salon’nda gerçekleştirilen ‘Yargı Bağımsızlığı ve Adil Yargılma Hakkı’ konulu paneli, İstanbul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu yönetti. Panelde konuşan Kanadoğlu, 19 yılı Yargıtay’da olmak üzere 43 yıl 3 ay yargıya hizmet verdiğini, ancak son günlerde yaşanan olaylardan üzüntü duyduğunu belirterek, şunları söyledi:
ÜLKE KAZANDI ONLAR ÜZÜLDÜ
‘Dünyada ilk kez, davasını kazanan bir davalının üzüldüğünü gördük. Türkiye Cumhuriyeti, kazandığı bir davadan ötürü üzüldüğünü beyan ediyor, bunun bir çaresini bulabileceğini belirtiyor. Ulemadan fikir alınmadığı için mahkemeyi suçlayan bir görüş, hiç kuşkunuz olmasın çok yakın bir süre içinde Anayasa Mahkemesi’nin yapısını değiştirmek yoluna gidecek, siyasallaştırma yolunu seçecektir. Anayasa Mahkemesi’nin türbanı laik cumhuriyet ilkelerine aykırı bir sembol olduğu yolundaki kararını değiştirmeye çalışacaklardır. Bunların başarısı ancak sizlerin sesinizi çıkarması, karşı koymasıyla önlenebilir. Çünkü maalesef bunların Anayasa Mahkemesi’nde işbirlikçileri var ve bu hazırlanan taslak, işbirlikçilere sürelerinin uzatılması, maaşlarının artırılması karşılığında verdikleri bir taviz sonucunda yapılmaktadır. Bu söylediklerimin doğruluğunu her zaman kanıtlarım, kanıtlayamayacağım sözleri de sarfetmem. Yapılan hesap; ‘1/3’ünü oradan seçersek, Sayıştay’ın göndereceği üye adedini artırırsak, ki onları da kendileri seçiyor, o zaman türbanın, laik cumhuriyete karşı aykırı bir eylem olduğunu gerekçeden çıkarırsak istediğimizi yaparız’ İşte hesap budur!’
HEP 12 EYLÜL YÜZÜNDEN
Yargının hızla siyasallaştığını, bunun temelinin 12 Eylül darbesinde atıldığını vurgulayan Kanadoğlu, ‘12 Eylül, yargıyı, hakimiyle, savcısıyla Adalat Bakanı’nın yönetimine terketti. Mesleğe kabul kararı veren HSYK’nın, belirli bir kadronun, belirli bir düşünce görüşünün emrindeyse, bu kişilerin Yargıtay’a yapılacak atamalarda doğrudan doğruya bakan kontenjanıyla bir siyasallaşmaya yolaçacağı, ödüllendirme ve cezalandırma örnekleriyle görülmektedir’ dedi.