OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 25, 2002 00:00
Ülkemiz bitki ve hayvan çeşitliliği bakımından Dünya'nın en zengin ülkelerinden biridir. Kıtaların kesişme noktasında yer alması, dağlık bir coğrafyaya sahip olması, Anadolu'da biyolojik çeşitliğin yüksek kalmasını sağlamıştır. Ama bu çeşitlilik her geçen dakika azalarak elimizden kayıp gitmektedir. Pek çoğumuz ilkokul kitaplarından Hititler'in savaş arabaları üzerinde Orta Anadolu'da
aslan avladığına dair görüntüleri hayal meyal hatırlarız. Evet bir dönem Anadolu'da aslan yaşamıştır. Ülkemizde en son aslan 1890 yılında vurulmuştur. Son kaplan ise 1970'li yıllarda öldürülmüştür. En son çitanın ise 19. yüzyılda vurulduğu bilinmektedir. Halen Anadolu'da sırtlan, vaşak, karakulak, ayı, kurt, tilki, çakal vb. hayvanlar yaşamaktadır ama onların da sayısı hızla azalmaktadır. Pek çok hayvan canavar, alacanavar vb. gibi isimler takılarak (bu tür isimler psikolojik olarak öldürmeyi kolaylaştırmaktadır) veya soylarının öldürülmeyle yok olmayacağı gibi bahaneler öne sürülerek tüketilmektedir. Televizyonlarda belgesellerden hayranlık içinde izlediğimiz canlıların bir kaç saatlik seyahat mesafesinde yaşadığını bilmek ve bu duruma kayıtsız kalmak mümkün değildir.    Ülkemizde büyük kedilerden sadece pars (leopar-panter) kalmıştır. Batı Anadolu'da 1970'lere kadar sık sık görülen Anadolu Parslarının önemli bir bölümü seciyesiz bir avcı tarafından zehirlenerek öldürülmüş ve Anadolu Parsı yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bırakılmıştır. Resmi kayıtlara göre en son Anadolu Parsı 1974 yılında Ankara'nın Beypazarı ilçesinde vurulmuştur. Bu tarihten sonra da Anadolu'nun çeşitli bölgelerinden parsın yaşadığına, görüldüğüne, sesinin duyulduğuna, parsa ait çeşitli izlerin bulunduğuna ve hatta gizlice vurulduğuna dair duyumlar alınmıştır.Anadolu'da iki tür parsın yaşadığı bilinmektedir. 1950'li yıllardan sonra, özellikle yabancı biyologlar tarafından Anadolu yaban hayatı ile ilgili olarak yapılan araştırmalarda Anadolu'da İran Parsı (Panthera pardus saxicolor) ve Anadolu Parsı (Panthera pardus tulliana) bulunduğu tespit edilmiştir. Doğu ve Güney Doğu Anadolu bölgelerinde bulunduğu bilinen İran Parsı, Anadolu Parsı'na göre daha ufak tefektir ve daha yaygın olduğu yolunda kanılar bulunmaktadır. Ülkemizin flora ve faunası ile ilgili çok az sayıda araştırma yapıldığından ve hemen hemen hiçbir kayıt bulunmadığından somut bilgilerden çok kanı ve öngörüden bahsetmek mümkündür. Anadolu Parsı leopar türleri arasında en iri olanıdır. Afrika'da yaşayan leoparlar en fazla 60-65 kg ağırlığa sahipken Anadolu'da 100 kg'ın üzerinde bireyler öldürülmüştür. Boyları, takriben burundan kuyruk ucuna kadar 2.5 metre kadardır. Oldukça uzun olan kuyruk (80 cm'den daha uzun) dikkat çeker. Yerden omuz yüksekliği 60 cm kadar olan parsın yaşam süresi iyi şartlarda 20-25 yıldır. Bir defada 2-3 yavru doğurabilen pars, kedigillerin en savunmasız yavrularını dünyaya getirir. Av Kanunları'nda‚ zararlı hayvan olarak tanımlanması sebebiyle avlanmaya maruz kalması, doğal yaşam alanlarının düzensiz kentleşme ve tarım alanı açılmasıyla insanlar tarafından işgal edilmesi ve tarımda kullanılan kimyasalların tüketimindeki artış Anadolu'da yaşayan pek çok tür gibi parsın da neslinin azalmasına yol açan en önemli sebeplerdir. Nüfusundaki azalma yüzünden kendisine yakın kan guruplarıyla çiftleşmek zorunda kalan parsta genetik bozuklukların oluşması neslinin tükenmeye yüz tutmasında rol oynamaktadır.     Bir grup TÜBİTAK-SAGE çalışanı çok az sayıda kaldığı düşünülen ve pek çok kişi tarafından neslinin tükendiğine inanılan Anadolu Parsı'na sahip çıkma kararı almıştır. Bu çerçevede önce bir savunma sanayii projesine Anadolu Parsı adını verilmiştir. Bu konuda yerli ve yabancı uzmanlar, konuya ilgi duyan kişiler, avcılar ve parsın görüldüğü yolunda
haber alınan bölge köylüleri ile görüşmeler yapılmıştır. Leoparlar, büyük kediler, yaban hayatı, doÄŸada hayatta kalma gibi konular ile ilgili araÅŸtırma ve kaynak taraması yapılmıştır. ÇeÅŸitli bölgelere geziler düzenlenmiÅŸtir. Anadolu Parsının kurtarılması için ne tür faaliyetler gerçekleÅŸtirilmesi gerektiÄŸi belirlenmiÅŸtir ve proje önerisi hazırlama çalışmaları yapılmıştır. Bu konuda yerli ve yabancı uzmanlar ile çalışmalar halen devam etmektedir. Türkiye'de en fazla 10-15 Anadolu Parsı kaldığı yolunda tahminler bulunmaktadır. Bu da Anadolu Parsını en çok yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan türler arasında birinci sıraya yükseltmektedir. Zararlı hayvan olduÄŸuna dair iddiaların aksine parslar besin zincirinin en tepesinde yer alarak doÄŸal dengenin korunmasında önemli rol oynayan yararlı hayvanlardır. Bugüne kadar ülkemizde pars tarafından saldırıya uÄŸrayarak öldürülmüş insan sayısı ile yine insanlar tarafından saldırıya uÄŸrayarak öldürülmüş olan insan sayısının karşılaÅŸtırılması yerinde olacaktır. Pars tarafından öldürülmüş hiç kimseye ait bir kayıt yoktur. Parslar köşeye sıkıştırılmadıkça insana saldırmamaktadır ve insanlardan sürekli kaçmaktadır. Parslar baÅŸta Afrika ve Arap ülkeleri olmak üzere dünyanın pek çok yerinde koruma altındadır. Parsların incelenmesi, yaÅŸam biçimlerinin izlenmesi, tutsak üretim ve parsların yaÅŸadığı bölgelerin milli park alanı olarak ilan edilmesi üçüncü dünya ülkeleri tarafından bile baÅŸarılmış çalışmalardır. Pars sahip olduÄŸu üstün özellikler sebebiyle süper kedi olarak da adlandırılmaktadır. Ãœlkemizin daÄŸlık bir coÄŸrafyada oluÅŸu süper kedinin varlığına dair umutları arttırmaktadır. Kendi ülkemizin doÄŸasına sahip çıkmak için Anadolu Parsı bir semboldür. Kaynak: TÃœBÄ°TAK-SAGEÂ
button