Anadolu'da yeni bir uygarlık bulundu

Güncelleme Tarihi:

Anadoluda yeni bir uygarlık bulundu
Oluşturulma Tarihi: Aralık 26, 1998 00:00

Haberin Devamı

Arkeoloji dünyasında ‘‘uygarlıklar ülkesi’’ olarak nitelenen Anadolu toprakları üzerinde, bugüne kadar bilinmeyen yepyeni bir uygarlık keşfedildi. Binlerce yıldan beri rengarenk kültürlere kaynaklık eden Anadolu'nun güneydoğu ucunda, Hakkari'de bulunan yeni uygarlık, bilim dünyasını heyecanlandırdı. Dış dünyaya kapalı kalmış yeni uygarlık, çok güçlü yöresel özellikler gösteriyor.

Nezih Başgelen'in yönetiminde 20 yıldır yaşamını sürdüren ‘‘Arkeoloji ve Sanat’’ Dergisi'nin son sayısında Hakkari'de ortaya çıkarılan ve bugüne kadar hiç bilinmeyen bir uygarlığa ait ilk bilgilere yer verildi.

Yeni uygarlık bir rastlantı sonucu bulundu. 1998 yılı ağustosunun ilk günlerinde Hakkari'de Necdet Yıldız adlı bir vatandaş, merkeze bağlı Dağgöl Mahallesi'ndeki evinin arka bahçesinde toprak almak amacıyla kazı yapmak istedi. Kazı sırasında kabartmalı taşlara rastlayan Necdet Yıldız, örnek bir davranışta bulunarak durumu hemen Vali Nihat Canpolat'a bildirdi. Vali Canpolat, hemen Van Müzesi ve Doğu Anadolu'da 30 yıldan beri kazı ve araştırmalarda bulunan İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Van Bölgesi Tarih ve Araştırma Merkezi müdürlüklerine başvurarak durumu buldurdu. Arkeoloji dünyasında heyecan yaratan bu buluş üzerine, Dr. Aynur Özfırat ile Van Müze Müdürlüğü araştırmacısı Hanifi Biber olay yerine gittiler.

Yapılan inceleme sonunda bulunan mezar taşlarının bugüne kadar ortaya çıkarılanlardan çok farklı olduğu tespit edildi. Toplam 13 adet taşın ilk acil incelemesinde, duruş pozisyonları ile nasıl bir amaca hizmet ettikleri gibi konular tam anlaşılamadı.

Bezğlerğnğn boyları 3 metreye varan taşların yalnızca bir yüzlerinde figürler bulunuyor. Figürlerin ortak özelliği, ön cepheden yapılma insan figürleri olmaları. Tüm figürlerde eller göğüs üzerinde durur vaziyette tasvir edilmiş. Çoğunun elinde olasılıkla deriden yapılma tulum benzeri bir sıvı kabı tuttuğu görülüyor. Bellerinde kemer ve hançerler bulunuyor. Figürlerde giysiler belirtilmemiş, buna karşılık erkeklik organı özellikle gösterilmiş. Ancak burada açık bir anlatımdan çok, erkeklik organının adeta bir bir suspansuar altında olduğu görülüyor. Her figürün yanında, olasılıkla birer soyluluk, egemenlik simgesi olarak mızrak, balta, asa ve topuz gibi silahlar yer alıyor. Kimilerinde ise birer çadır da bulunuyor. Ana konuyu oluşturan bu figürün yanında, avcılık ve belki de savaşla ilgili başka sahnelerde bulunuyor. Bu sahnelerde geyik, dağkeçisi ve leopar gibi hayvanlar dikkat çekiyor.

Arkeologlara göre Hakkari stelleri, bu özellikleriyle tüm Anadolu, hatta Yakındoğu sanatı için eşsiz bir görünüm taşıyorlar. Bugüne değin gerek stil ve gerekse konu açısından benzerlerine hiç rastlanmayan bu taşların hangi döneme ve kültüre ait olduğu sorusu ise, şimdilik cevapsız. Önümüzdeki yıl yapılacak çalışmalarla bu sorulara cevap aranacak. İşin ilginç yanı bu eserler üzerinde ne Assur, ne Urartu, ne İran ve ne de Kuzey Suriye sanatlarının etkileri görülüyor. bir başka deyişle arkeoloji dünyası,bugüne kadar gizli kalmış yepyeni bir uygarlıkla karşı karşıya. Ama araştırmacılar, figürlerin üzerlerinde betimlenen silah kabartmalarından yola çıkılarak kimi sonuçlara ulaşılabileceğini söylüyorlar. Özellikle hançerler, baltalar ve mızraklar, bu yörede milattan önce 2'nci binyılın sonlarında ortaya çıkan türleri andırıyor.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!