Güncelleme Tarihi:
Anadolubank Genel Müdürü Gökhan Günay, ticari bankacılık alanında faaliyet gösterecek bankanın hizmete başlaması için Hollanda hükümetinden gerekli iznin beklendiğini belirterek, "Önümüzdeki birkaç gün içinde bankamızı faaliyete sokacağız" dedi. Günay, bankanın isminin ise "Anadolubank ND" olacağını söyledi.
ŞUBE SAYIMIZ 2007'DE 80'E ÇIKACAK
Bilançolarında kredilerin aktiflere oranının 2007'nin ilk 6 ayı itibariyle yüzde 58'e ulaştığına dikkat çeken Günay, bu oranın Türkiye'deki bankalarda ortalama yüzde 45 seviyesinde bulunduğunu bildirdi. Bilançolarındaki şüpheli alacak rasyosunun da ilk 6 ay itibariyle yüzde 1.23 seviyesine indiğini belirten Günay, "Bu oran Anadolubank'ın ne kadar sağlıklı büyüdüğünün bir göstergesidir" dedi. Günay, 2006 yılında Türkiye genelinde 63 şubeye ulaşan Anadolubank'ın 2007 yılı sonunda 80 şube ile hizmet vereceğini ifade etti.
HOLLANDA'DA BANKA KURACAĞIZ
Hollanda'da ticari bankacılık yapmak amacı ile banka kurma çalışmalarının sonuna geldiklerini ifade eden Günay, sıfırdan kuracakları banka için gerekli tüm hazırlakların tamamlandığını kaydetti. Günay, bir hafta içinde Hollanda hükümetinden banka kurma izninin çıkmasını beklediklerini dile getirerek, bir Anadolubank iştiraki olacak bankanın adının da "Anadolubank ND" olacağını söyledi.
ÇİFTÇİLERE TARIM KREDİSİ
Günay, Anadolubank'ın tarım sektörüne de girmeye karar verdiğini, Türk çiftçilerinin teknolojiyi yakalayabilmeleri ve üretimlerini artırabilmeleri amacıyla "Tarım Üretici Kredileri" hizmetini hayata geçirdiklerini kaydetti. 2008 yılında bu amaca hizmet edecek yöresel ihtisas şubeleri ile en az 2 bin 500 üreticiye ulaşmayı hedeflediklerini vurgulayan Günay, "Hem ürün hem de ekipman için kredi vereceğiz. Bu alanda kısa dönemde ciddi büyümeyi hedefliyoruz" diye konuştu.
HABAŞ, BÜYÜK AMA ORTADA GÖZÜKMEK İSTEMEYEN BİR GRUP
Anadolubank'ın sahibiu olan Habaş Grubu ile ilgili bilgi veren Günay, 1956 yılında yüzde 100 Türk sermayesi ile kurulan grubun, tıbbi ve sınai gazlar, enerji, finans, demir-çelik ve LPG sektörlerinde hizmet verdiğini dile getirdi. Habaş Grubu'nun 2006 yılında Türkiye'nin İlk 500 Büyük Sanayi Kuruluşu sıralamasında 14. olduğunu, en çok ihracat yapan sanayi kuruluşları sıralamasında ise 9. sırada bulunduğunu hatırlatan Günay, "Gördüğünüz gibi sermayedarlarımız çok büyük bir grup ama ortada olmaktan pek hoşlanmıyorlar" dedi.
LİKİDİTE BOLLUĞU BORÇLU ÜLKE SAYISINI AZALTTI
Konuşmasında global ekonomiyi bekleyen tehlikelere ve Türkiye'nin durumuna da değinen Günay, global piyasalardaki likidite bolluğunun son yıllarda yüksek borçlanma yapan ülke sayısını ve borç miktarını azalttığını kaydetti. Hedge fonların sayısında ve türev ürünlerin hacimlerinde büyük artışlar kaydedildiğini belirten Günay, emtia fiyatlarında yaşanan artışların da Rusya, Birezilya ve Körfez ülkelerinin likiditelerini büyük oranda arttırdığına dikkat çekti. Artan likiditenin varlık fiyatlarını yukarıya çektiğini, dolayısıyla "likidite enflasyonu" olarak tanımlanabilecek bir durumun ortaya çıktığını dile getiren Günay, "Getirilerin gerilemesi sonucu 'yüksek getiri' kavramı üzerine kurulu hedge fonlar kredi oranlarını artırdı. Bu durum, varlık fiyatlarının daha da yükselmesine neden oldu" değerlendirmesinde bulundu.
MERKEZ BANKALARI ARTIK PİYASALARI RAHAT YÖNLENDİREMİYOR
Günay, hedge fonların sayısının 1992 yılında bin civarındayken, bu rakamın 2006 yılına gelindiğinde 10 bine ulaştığına, aynı dönemde hedge fonların yönettiği varlıkların da 200-300 milyar dolarlardan 2 trilyon dolara çıktığına dikkat çekti. Hedge fonların 2006 yılında gelişmekte olan ülkelere 700 milyar dolar soktuğunu ve türev ürünlerde işlem hacminin yüzde 60'ını gerçekleştirdiklerini ifade eden Günay, "Hedge fonlar global likiditenin yüzde 54'ünü yönetir durumdalar. Bu müthiş bir oran. Artık Merkez Bankaları piyasaları eskisi kadar rahat yönlendiremiyorlar, açıklamalarında geniş ifadeler kullanıyorlar. Eskiden Merkez Bankalarının açıklamaları taşa kazınır gibi kazınırdı piyasalara. Şimdi ise piyasa türev ürünler ve hedge fonlara kaldı" diye konuştu.
KÜRESEL KRİZ TÜRKİYE'Yİ ETKİLER AMA BOYUTU KÜÇÜK OLUR
Hedge fonları yöneten yöneticilerin 25-35 yaş arasında olduğuna ve son 5-7 yıldır dünyada ciddi bir ekonomik kriz olmamasından dolayı sadece yükselen piyasalarda tecrübe sahibi olduklarına dikkat çeken Günay, küresel krizler konusunda deneyimsiz olan hedge fon yöneticilerinin olası bir dalgalanma halinde nasıl hereket edeceklerinin bir soru işareti olduğunu vurguladı. Olası bir küresel dalgalanmanın Türkiye'yi de etkisi altına almasının kaçınılmaz olduğunu söyleyen Günay, "Ancak bugüne kadar alınmış olan yapısal tedbirler nedeni ile sıkıntının boyutu ve süresi geçmişe oranla daha düşük ve kısa olabilir. 2001 krizini yaşayan Türkiye ekonomisi ile bugünkü Türkiye ekonomisi gerçekten çok farklı. Özellikle Türkiye'de bankacılık sisteminin ciddi güç kazanmış olması, yaşanacak sıkıntıların nispeten daha kolay atlatılmasına sebep olabilir" dedi.
TÜRKİYE'NİN KIRILGANLIĞININ NEDENİ CARİ AÇIK
Günay, böylesi bir durumda Merkez Bankası'nın faizleri düşürmeyi geciktirebileceğini veya daha küçük faiz düşüşleri yapabileceğine işaret etti. Global piyasalarda yaşanacak bir kriz halinde, Türkiye, ABD ve İngiltere gibi faizleri görece yüksek ülkelerin sabit faizli ve uzun vadeli bonolarına hızlı ve güçlü bir talep gelebileceğini dile getiren Günay, özellikle yerli yatırımcıların son bir yıldır döviz varlıklarını artırmasının YTL'nin aşırı değer kaybını önleyebileceğini kaydetti. Günay, Türkiye'nin aynı ligde görüldüğü Brezilya ve Rusya'dan daha kırılgan olmasının sebebinin ise Türkiye'nin cari açık sorunu olduğunu sözlerine ekledi.