Oluşturulma Tarihi: Aralık 23, 2007 00:00
Ölümden sonra bedeni koruma düşüncesinin ürünü olan mumyalama Anadolu’da da vardı ve bazı mumyalar, günümüze kadar ulaştı.
Anadolu mumyaları, gerek yaşadıkları kültür dönemi, gerekse koruma yöntemleriyle benzersiz özellikler ve gizem taşıyor. Dünyada iç organlarıyla birlikte mumyalanan tek örnekler, Amasya’daki İlhanlı soyluları. Karaman’daki 17 yaşındaki genç kızın mumyası ise görenleri hayrete düşürüyor. "Ihlara Rahibesi"nin mumyası ise bize onun denizden gelen, sarışın, 22 yaşında bir kız olduğu bilgisini veriyor.
İlhanlı mumyalarının dünyada benzerleri yokAmasya Müzesi’nde sergilenen 6 mumya, kente gelen yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini çekiyor. 14’üncü yüzyılda İlhanlılar Dönemi’nde iç organları ile mumyalanan ve hem Türk, hem de Müslüman kişilere ait olmaları nedeniyle mumyaların dünyada eşi benzeri bulunmuyor. Dünyanın en iyi mumya koleksiyonlarından birine sahip olan Amasya’daki mumyaların İlhanlılar Dönemi’nde, Moğollar tarafından zehirlenerek ya da boğularak öldürüldükleri tahmin edilen Anadolu Nazırı Şehzade Cumudar, Amasya Emiri İşbuğa Noyan, Amasya’da hükmetmiş olan İzzettin Mehmet Pervane Bey, eşi ve 2 çocuğuna ait olduğu belirtiliyor. Bu mumyalar, Mısır’dakilerin aksine iç organları çıkartılmadan mumyalanan ilk Türk ve Müslüman mumyalar olma özelliğini taşıyor. Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde de bahsettiği mumyalar, Amasya Müzesi’nin kurulduğu 1925 yılından beri biliniyor. O yıllarda sergilenmek üzere müze deposuna konulan mumyalar, kentin ortasından geçen Yeşilırmak’ın taşması sonucu olumsuz yönde etkilenirken, daha sonra Gökmedrese Camii’nin 1962 yılında müze olarak
kullanılmaya başlanmasıyla birlikte daha iyi koruma altına alınarak burada yeniden sergilendi. Amasya Müzesi’nin 1976 yılında hizmete girmesiyle birlikte de yeni müzenin bahçesinde bulunan Sultan Mesut Türbesi’de bir düzenleme yapılarak 6 mumya buraya taşındı.
MANAZAN’IN 17’LİK GELİNİKaraman’ın Taşkale Beldesi Manazan Mevkii’nde bulunan mağaralarda 1986 yılında yapılan çevre düzenlemesi sırasında gizli bir odada 6’ncı yüzyılda yaşamış genç bir kızın cesedi bulundu. Manazan’daki diğer mezarlardaki iskeletlerin aksine, genç kızın cesedinde hiçbir bozulma yoktu. Uzmanlar dünyada sergilenen birçok mumyanın kimyasal karışımlar içerdiğini, ancak Karaman’daki bu mumyada kimyasal madde bulunmadığını ortaya çıkardı. Karaman müzesi’nde özel bölümde sergilenen "Manazan Gelini"nin Bizans döneminde yaşadığını belirten Arkeolog Cengiz Topal, şunları söyledi: "17 yaşlarında olduğu belirlenen genç kız mumyasının kafatasındaki parçalanma dışında hemen hemen tüm vücudu sağlam olarak günümüze ulaştı. Kızın o dönemdeki konumu ve kimliği ise bilinmiyor. Üzerindeki kumaşın renk ve desenleri 14 asır öncesine ait olduğunu gösteriyor."
HARPUT’UN ARAP BABASIElazığ’ın Harput ilçesinde Alaca Mescidi’nde bulunan bir ağaç sandukada vatandaşların "Arap Baba" dediği bu mumya bulunuyor. Kimliği hálá belli değil. Mescidin giriş kapısı üzerindeki kitabesinde yaptıran kişinin ismi "Yusuf bin Arabi Şah" olarak geçer. Bazılarına göre zemin katta sanduka içindeki mumya, 1200 yıllarında yaşayan Arap Şah’a ait. Hálá çürümeden duran cesedin mumyalama aşamalarından geçmediği biliniyor. Her şeye rağmen 7 asırdan fazla bir zamandır bu cesedin çürümeden zamana meydan okumasındaki sır çözülebilmiş değil. Yörede Arap Baba ile ilgili anlatılan pek çok rivayet var. Bu rivayetlerin ortak temel fikirlerinden birisi ise, Arap Baba’nın çevreye bereket ve mutluluk veren bir kutsal kişi olduğu.
Ihlara’nın genç rahibesi
Aksaray’daki Ihlara Vadisi’nde 4 yüzyıl sonra yaşayan bir rahibe mumyası ise Yılanlı Kilise civarında 1965 yılında bulundu. MS 10’uncu yüzyıla ait olduğu belirtilen mumya Niğde Müzesi’nde sergileniyor. National Geographic’nin mumya uzmanlarının 2003’te yaptıkları detaylı incelemelerde, rahibe mumyasının 22 yaşlarında, 162 cm boyunda, sarışın bir kıza ait olduğu belirlendi. Rahibenin enfeksiyon nedeniyle öldüğü tahmin edilirken, leğen kemiğinin açılmaması nedeniyle hiç doğum yapmadığı tespit edildi. Saç kılında yapılan incelemelerde ise rahibenin sarışın olduğu, deniz ürünleriyle beslenilen bir yerden geldiği kaydedildi.