Amma acayip bir yıldı 2003

Güncelleme Tarihi:

Amma acayip bir yıldı 2003
Oluşturulma Tarihi: Aralık 28, 2003 00:00

Amerikalılar Süleymaniye'de 11 Türk askerinin kafasına çuval geçirdiler. Babası Ä°rlandalı, annesi Türk küçük Alistair serseri bir kurÅŸunla hayatını kaybetti. Iraklılara esir düşen Er Jessica Lynch star oldu. SavaÅŸ korkusuyla 2003'e giren ekonomi, rekorlar kırarak yılı kapatıyor. Artık Türkler arasından da Amerikalılar gibi bestseller yazarları çıkıyor... Yıl boyunca gazetede okuduÄŸunuz bütün bu haberleri hazırlayan, size ulaÅŸtıran Hürriyet yöneticileri geriye dönüp baktılar, akıllarında kalan, kendilerini en çok etkileyen olayları yazdılar. Hepsinin ortak görüşü 2003'ün en garip ve olaÄŸandışı yıllardan biri olduÄŸuydu. Genellikle olumsuz, ama bazen olumlu anlamda.SEDAT ERGÄ°NAnkara TemsilcisiSüleymaniye baskınını duyduÄŸumda vatandaÅŸ olarak öfkelendim gazeteci olarak heyecanlandım Ä°nanıp inanmamakta uzun süre zorlandım. ABD askerleri, Süleymaniye'de Türk özel harekat görevlilerinin bulunduÄŸu merkezi basıp, askerlerimizin baÅŸlarına çuval geçirip BaÄŸdat'a götürmüşlerdi. Bu tür haberler meslek hayatınızda sıkça kapınızı çalmaz. Haberi aldığımda içinden geçtiÄŸim karışık duyguları çok iyi hatırlıyorum.Bir yanda, ortalığı yerinden oynatacak bir özel haberi almanın mesleki açıdan cazibesi, baÅŸ döndürücülüğü... DiÄŸer yanda, haberin içeriÄŸinin sizde vatandaÅŸ olarak yarattığı kızgınlık ve tepki...Ve yaÅŸadığınız mesleki heyecan ile vatandaÅŸ olarak duyduÄŸunuz infial arasındaki duygu gelgitleri...Hemen Genel Yayın Yönetmenimiz ErtuÄŸrul Özkök'ü cep telefonundan aradım.BoÄŸazda bir teknede verilen akÅŸam yemeÄŸindeydi. Yanında baÅŸka gazeteciler de vardı; bu nedenle rahat konuÅŸabilmek için kendisinden teknenin ucuna gitmesini istedim. O an ne yapılması gerektiÄŸine dönük çok kısa bir konuÅŸma geçti aramızda. Kendisi teknenin ucundan diÄŸerlerine çaktırmadan yazı iÅŸlerine telefonla manÅŸeti yıkmaları talimatını verirken, ben de arabaya atlayıp gazetenin yolunu tuttum.Türkiye ve ABD, 1950'li yılların baÅŸlarından bu yana aynı savunma ittifakı içinde yer almışlardı. NATO bir ortak savunma örgütüydü. Ä°ttifakının temel felsefesi, bir müttefike yapılan saldırının bütün müttefiklere yapılmış sayılmasıydı. Bu felsefeye göre, NATO AntlaÅŸması'na imza atan bütün ülkeler topluca saldırıya uÄŸrayan müttefikin yardımına gitme taahhüdüne giriyorlardı. Ancak aynı ittifak içindeki bir müttefikin bir baÅŸka müttefike saldırması, ittifakın temel felsefesinin açık bir ihlaliydi.Herhalde NATO AntlaÅŸması yazılırken böyle bir durumun yaÅŸanabileceÄŸi hiç düşünülmemiÅŸti. Süleymaniye baskını, bu haliyle NATO tarihinde bir ilkti.Amerikalılar, baskını haklı göstermek için ortaya attıkları iddiayı kanıtlayamadılar. Ä°lginçtir ki, daha sonra olayı soruÅŸturmak amacıyla yapılan görüşmelerde Amerikan tarafı hata yaptığını kabullendi; gelgelelim bunu açıkça bildiriye yansıtmaktan kaçındı. Pentagon, bildiride olaydan dolayı üzüntü duyduÄŸunu belirtmekle yetindi. ABD'nin böyle bir terbiyesizliÄŸe kalkışmış olmasının izleri herhalde Türk halkının belleÄŸinden kolay kolay silinmeyecek. Altı ay sonra geriye dönüp baktığımda bu izlerin en azından bende yerli yerinde durduÄŸunu görüyorum. AyÅŸe ÖZEK KARASUDış Haberler MüdürüKrallı filmlerin unutulmaz yönetmeni Cecil B. DeMille'in Irak dekorunda çekilmiÅŸ bir filmi gibiydi 2003Lenin'den Berlin'e ne heykeller ve duvarlar gördük ki, onları TV ekiplerinin getirdiÄŸi iÅŸ makineleri deÄŸil, coÅŸkulu halk kalabalıkları yıkıp devirirdi.BaÄŸdat'ın Firdevs Meydanı'nda 9 Nisan günü tanık olduÄŸumuz gibi, Hollywood tarzı vurucu bir son sahne arayan televizyon habercileri ile çapulcuların iÅŸbirliÄŸinde yıkılmazdı heykeller. Ne devrik diktatörler gördük ki, onlar ÅŸerefleriyle kurÅŸuna dizilirdi. Öyle harbiden, sahnesiz, oyunsuz ve ansızın. Yumurta kabukları ve sucuk kangalları, 750 bin dolar ve iki KeleÅŸ'le dekore edilmiÅŸ çukurlarda bulunmazlardı. Bombacı profesör Ted Kaczynski ile Charles Manson karışımı bir görüntü içinde bitleri ayıklanmazdı. Eskiden diktatörlerle lamaları ayıran keskin bir çizgi de vardı. Onlar yakalanınca, Saddam gibi tükürmez ve karşılığında yumruk yemezlerdi.Sonra kitle imha silahı bahanesiyle ülkelerin iÅŸgal edilip, kitle imha silahı adına bir diktatör ile iki diktatör yavrusu çıktığına da pek rastlanmazdı. Eskiden müttefik askerlerinin başına çuval da geçirilmezdi.SavaÅŸ kazanan baÅŸkanlar, Bush gibi pilot kıyafeti içinde, Top Gun hareketleriyle uçak gemilerine inmezdi. Çünkü kıyıya helikopter mesafesinde demirli gemiye, avcı-bombardıman uçağıyla inmek abes kaçardı. Eski baÅŸkanlar, hadi Şükran Günü'nde cepheye gittiler diyelim, buna Kristof Kolomb'un Amerika'yı keÅŸfi görüntüsü verilmezdi. Senaryo dışı bir kaza sonucu, elinde hindiyle resmi çekildi diyelim, ‘‘O hindi aslında tadımlık deÄŸil, seyirlikti’’ diye açıklama da yapılmazdı.Çünkü eski günlerde Amerikan yönetimleri, propaganda için medyayı bu kadar ustalıkla kullanmanın, illüzyon sanatının inceliklerini keÅŸfetmemiÅŸti henüz. TV'lerden naklen yayınlanan BaÄŸdat'taki ‘‘şok ve dehÅŸet’’ gösterisiyle, ‘‘o seni vurmadan sen onu vur, meÅŸruiyet kılıfını sonra bulursun’’ anlamına gelen önleyici saldırı stratejisi de daha icat edilmemiÅŸti. Medyanın cepheye sürülen birliklere iliÅŸtirilmediÄŸi masum günlerde, düzmece esir hikayeleri yazdırmak da kolay deÄŸildi. Irak'taki savaÅŸta esir kadın asker istiyorsanız, pekala vardı. Shoshana Johnnson. Hani, savaşın ilk günlerinde Iraklıların esir alıp televizyona çıkardığı, korkudan tir tir titreyen kadın asker. Ä°ki çocuk annesi 30'luk Shoshana tekmelenmiÅŸ ve hırpalanmıştı. Ama o alımsız ve siyahtı. Uyduruk esir Jessica Lynch ise daha genç ve sarışın.Åžimdi Irak'tan Amerika'ya tabutlar, kolu-bacağı kopuk gencecik askerler dönüyor. Onlar ekranlara yansımıyor ama, Jessica tefrikası hız kesmeden devam ediyor. Krallı filmlerin unutulmaz yönetmeni Cecil B. DeMille'in Irak dekorunda çekilmiÅŸ bir filmi gibiydi 2003.Ama ne Top Gun Bush, ne de bitli Saddam... Televizyon kameralarına sırıtarak, terlikle Saddam resimlerini döven yüzlerce entarili Iraklı'nın görüntüsü geçiyor gözümün önünden ÅŸimdi. Vahap MUNYAREkonomi MüdürüKorkularla girdiÄŸimiz bir yılı rekorlar kırarak bitirdikBir yıl önce bugünlerde müthiÅŸ gergindik...Sandıktan güçlü çıkan AKP'nin hükümeti, ‘‘acemiliÄŸi’’ bitmeden Avrupa BirliÄŸi (AB) sınavına girmiÅŸ, sonra Irak Savaşı'yla yüz yüze kalmıştı.‘‘Siyasi istikrar yakaladık’’ diye sevinen piyasaların keyfi, yaklaÅŸan savaÅŸla kaçmıştı. Hem Türkiye'nin doÄŸrudan savaÅŸa gireceÄŸi endiÅŸesiyle ‘‘can korkusu’’ yaÅŸanıyor, hem de ‘‘ekonominin altüst olması’’ bekleniyordu.Dolar 2003 sonunda 2 milyon lirayı bulacak, borsa çökecek, yatırımlar duracak, enflasyonu yüzde 20'ye çekme planları suya düşecek, 2001 kriziyle büyüyen iÅŸsizler ordusuna yenileri eklenecekti.Türkiye'ye ‘‘stratejik ortağım’’ diyen ABD, ‘‘Üsleri ve sınırını binlerce askerimin geçiÅŸine aç, sen de yanımda gel’’ çaÄŸrısı yaptı.Ãœsler açıldı, iÅŸ sınırı ABD askerine açmaya ve Türk askerini Irak'a göndermeye gelince, ‘‘tezkere’’ Meclis'te takıldı.‘‘24 milyar dolar savaÅŸ zararı’’ alma planı yapılırken, askeri günlerce gemilerde bekleyen ABD bozuldu. ‘‘Ortaklık’’ kopma noktasına geldi.Bunlar olurken, piyasalar sürekli iniÅŸ çıkışlar yaÅŸadı. Piyasayı ‘‘rahatlatan’’ etken, AKP Hükümeti'nin Uluslararası Para Fonu'yla (IMF) yürüyen ekonomik programa sahip çıkması oldu.Derken Ä°ngiltere'yi de yanına alan ABD, Irak'ı vurdu. ‘‘Kötümser senaryolar’’ gündeme alındı. Savaşın zararları üzerine hesaplar yapıldı.Karamsar tablo, Irak Lideri Saddam Hüseyin'in yıkılışıyla deÄŸiÅŸti. Ekonominin tüm oyuncularını ve piyasaları, ‘‘Saddam bitti’’ sevinci sardı.2003'e savaÅŸ korkusuyla giren piyasalarda ibre ‘‘olumlu’’ya döndü...Arada AKP'nin ‘‘İslami siyaset sembolü’’ sayılacak adımları yüzünden siyaset sahnesi gerilse de, ekonomi rayına oturdu.Enflasyon ve faiz iniÅŸe geçti, dolar gevÅŸedi, Ä°stanbul Menkul Kıymetler Borsası (Ä°MKB) canlandı. Canlılık yayıldı, rekorlar art arda geldi.n Otomotivde tüm zamanların üretim rekoru kırıldı. Sektörün ihracatı ilk kez 7 milyar dolara dayandı.n Ä°hracat hemen her ayı, ayrı bir rekorla bitirdi. Sonuçta yıllık ihracat 47 milyar dolara uzandı.n Enflasyon 27 yılın en düşük düzeyine inip yüzde 20'nin altını gördü.n Hazine faizi, borçlanma tarihinin en düşük düzeylerine, yüzde 25-26'lı oranlara döndü. Vatandaşın üzerindeki faiz yükü azalmaya baÅŸladı.n Dolar 1 milyon 420-430 bin liralık düzeylere oturup kaldı.n Canlanan fabrikalar, kapılarını iÅŸsizlere araladı.SavaÅŸ sırasında bize bozulan ABD, ‘‘8.5 milyar dolar’’ın ucunu gösterdi. IMF, sürekli Türkiye'den övgüyle söz etti.‘‘Ekonomideki olumlu geliÅŸmelerin keyfini çıkaralım’’ derken, Ä°stanbul'da patlayan ve 65 can alan 4 büyük bombayla sarsıldık. Bombalar ekonomiye ‘‘dokunmasa’’ da, moralimiz bozuldu...2003'e savaÅŸ korkusuyla girdik, ekonomide güzel rekorlar kırıp çıktık.Ekonomideki olumlu havanın ‘‘ceplere’’ ve toplumun refahına yansıdığı, bombasız bir yıl diliyorum.Celal KORKUTÄ°stihbarat ÅžefiYılın yaratıcı suçlusu ödülünü, kokain emdirilmiÅŸ bornozla uyuÅŸturucu kaçıran çeteye verdikKimsenin başına gelmesini istemediÄŸi olayları haber yapan servis olarak 2003'e ‘‘Haber sıkıntısı çekelim’’ diye iyi bir dilekle baÅŸlamıştık. Olmadı. Sayfalara taşıdığımız insanlarla birlikte gülüp, birlikte aÄŸladık. Muhabirlerin dengesini nasıl koruyacağımızı ÅŸaşırdık.Ä°lk bomba ocak ayında Tuzla Akfırat'tan geldi. 15 eÅŸli ÅŸeyh YaÅŸar Yılmaz'ın kurduÄŸu imparatorluk herkes kadar bizi de ÅŸaşırttı. Åžubat ayında takma kalplerle aÅŸk yaÅŸayan çiftin haberini yapan arkadaşı normale döndürmek uzun zaman aldı. Gözleri görmeyen Aleyna'yı evlat edinen Sevgi DaÄŸ'ın, yılın annesi seçilmesine giden tartışmalı yolculuÄŸuna eÅŸlik ettik. 20 Mart günü baÅŸlayan savaÅŸ itiraf etmeliyim bizim yükümüzü azalttı. Aynı ay Kartal Cezaevi'nde bir kadın tutuklunun, 20 santimlik duvara raÄŸmen yan koÄŸuÅŸta kalan erkek tutuklu tarafından hamile bırakıldığı haberi, Türk erkeklerini bunalımın eÅŸiÄŸine getirdi. Mayıs ayı Yıldız Teknik Ãœniversitesi'nde, öğrencilerin 'odunlu fikir jimnastiÄŸiyle' akıllara yer etti. The New York Times'ın asparagasçı muhabiri Jayson Blair'in dolar milyoneri olabilmesinin ABD'ye has bir ÅŸey olduÄŸunu muhabirlere kabul ettirmek çok zor oldu.Yılın moda suçu içindeki insanlarla birlikte araç kaçırmak oldu. Gemi azıya alan kapkaççılar otobüs kaçırdı, düğün konvoyu durdurup zarf yerine gelinin altınlarını aldı.Yılın yaratıcı suçlusu ödülünü, kokain emdirilmiÅŸ bornoz ve havlularla uyuÅŸturucu kaçıran çeteye verdik. Özel yeleÄŸine sakladığı 81 telefonla yakalanan kaçakçıya da mansiyon. Yılın giriÅŸimci suçlusu, Tuzla-Kadıköy arasında 'Otobüs genelevi' iÅŸleten kadın oldu.Yılın ÅŸanssızı, Kartal'da 20 kez soyulan apartman sakinleriydi. Yılın sürpriz haberi, Ãœlkü Ocakları ile İşçi Partili gençlerin ortak mücadele kararı alması oldu. Yılın en cesur suçlusu ise baÅŸbakanı üzerinden atan 'Cihan' oldu. Kasım ayındaki bombalar, tüm Türkiye gibi bizim de kalbimizde patladı. Görevimizi yapmak isterken emniyet müdürünün bizi suçlamasına çok üzüldük. Muhabirin iÅŸ kazası fotoÄŸrafı Saddam'ın yakalanmasından çok tartışıldı. Yeni yılda tek ÅŸey istiyoruz. Lütfen biraz daha az haber.DoÄŸan HIZLANYayın DanışmanıEskiden bestseller deyince aklımıza Harold Robbins gelirdi, artık Türk yazarları varYıllardır bestseller dendiÄŸinde aklımıza gelen Amerikan romanlarıydı. Harold Robbins başı çekerdi.Türk yazarları bu listeye adım bile atamazlardı.Düşünün çevirilerin baÅŸta olduÄŸu bir liste, sanki yazarımız, dilimiz yok.Åžimdi durum deÄŸiÅŸti, en çok satanlar listesinin başında Türk yazarlar yer alıyor.Artık, Türk edebiyatçıları çok okunuyor, benim gibi yayıncılığın elli yıllık tarihini izlemiÅŸ, yaÅŸamış biri için bunun nasıl bir devrim olduÄŸunu tahmin edemezsiniz.Yayıncılıkta da, okur kimliÄŸinde de bir devrim.Yani okur en çok kendi edebiyatını, edebiyatçısını okuyor.Alacağım yeni CD'ler konusunda bilgi edinmek için mutlaka klasik müzik konusunda birkaç yabancı dergi okurum. Bir yandan da hayıflanırım, neden bunları okuyabileceÄŸim bir dergi bizim memleketimizde yayımlanmaz.Okumayan bir dinleyici olur mu?Peki, yabancı besteciler, icracılar konusunda bilgi alacağım, öğreneceÄŸim, ya bizim bestecilerimiz, bizim icracılarımız...DoÄŸrusu benim üzüldüğüm bir eksikliÄŸi Andante dergisinin yayımlanması giderdi. Hem yabancıları, hem bizi izliyorum.Çok ÅŸey mi istiyorum? Her sayısında -iki ayda bir yayınlanıyor- bir de bizim bestecilerimizin eserlerini CD olarak yayınlasalar, icracı da muhakkak Türk olmalı.2004 için dileklerim var.Kitap maÄŸazaları açılıyor ama büyük bir müzik maÄŸazası açılmıyor.Böyle sessizlik olur mu?UÄŸur CEBECÄ°DHA Genel MüdürüKüçük Alistair'in ölümü sinirlerimizi tepeye çıkardıTürkiye ve çevresi 2003 yılını her gün gündemin bir kaç kez deÄŸiÅŸtiÄŸi ÅŸiddetli fırtınalı bir yıl olarak yaÅŸadı. DoÄŸan Haber Ajansı'nın Türkiye ve çevre ülkelerdeki muhabirleri soluk soluÄŸa sıcak haberin takipçisi oldular. Aylarca Kuzey Irak'ta kalan DHA muhabirleri Kerkük'ün düşüşünü videophone aracılığı ile duyurdular. Türkiye'deki abonelerimiz dışında baÅŸta Reuters olmak üzere CNN International'dan baÅŸlayarak çok sayıda televizyon kanalı detayları DHA'dan öğrendiler. SavaÅŸ öncesi Ä°ncirlik'i kuÅŸatan DHA muhabirleri, doÄŸru habercilikleri ile dünyanın gündemine bu çok özel üssü anlatmanın yanı sıra Ä°skenderun ve Mersin Limanı'nda sıcak saatlerin öncesini en iyi biçimde sundular. BaÄŸdat'a düşen ilk bombanın görüntüsünü de yine DHA dünyaya yaydı.Bingöl Depremi'nin en iyi fotoÄŸrafları yine dünya basınına DHA muhabirlerinin objektiflerinden taşındı. Trabzon'da düşen Ä°spanyol askerlerini taşıyan uçağın hazin hikayesi bütün detayları ile dünyaya DHA fotoÄŸraf ve görüntüleri ile ulaÅŸtı. Diyarbakır'daki bir baÅŸka uçak faciası DHA'nın detayları ile doÄŸruya yolculuk yaptı.Antalya'da ortaya çıkan Chat-Kulak Skandalı özel hayata giren yöneticinin günlerce tartışılmasına konu olurken, Ä°zmir'de kaza kurÅŸunu sonucu hayatını kaybeden Ä°rlandalı baba ile Türk annenin cici bebekleri Alistair sinirlerimizi tepemize çıkardı. Kalecinin gözüne ayna tutularak kazanılan bir amatör maçın hikayesi ya da ‘‘Alınyazısı NuriÅŸ'ten’’ haberi, DHA'nın bir yıl boyunca sunduÄŸu 60 bin haber ve 300 binden fazla fotoÄŸrafın içinde yer aldı. Toplam 15 bin görüntülü haber servisi gerçekleÅŸtiren DHA birçok ülkenin televizyonlarına logosunu bastı.2003'te DHA objektifleri sadece facialara deÄŸil elbette birçok mutluluÄŸun da bir numaralı tanığı oldu. Özel hayata özen gösteren, çevreye sahip çıkan DHA, çocuklara yönelen bütün çirkinliklerin karşısına dikildi. Çaresiz insanlara haberciliÄŸi ile yardımcı oldu.Selim AKÇİNMagazin MüdürüÜnlüler gaf antolojisine altın sayfalar ekledilerGülben Ergen'in seks kasedi ortaya çıktı. Ä°brahim Tatlıses'in biri eski hayat arkadaşı diÄŸeri eski sevgilisi Derya Tuna ve Asena ayağından vuruldu. Mehmet Ali Erbil son eÅŸinden de boÅŸandı. Gökhan Özen azgın sularda boÄŸulma tehlikesi geçirdi. Rafet El Roman'la eÅŸi TuÄŸba Altıntop ayrıldı.Pınar AltuÄŸ'un aÅŸkını çocuklar da duyunca diziden oldu. ‘‘Asmalı Konak’’ çılgınlığı sınır tanımadı sonra aniden bitti.‘‘Popstar’’ yeni starlar yarattı. Favori Bayhan'ın yıllar önce iÅŸlediÄŸi cinayet akılları karıştırdı. Mankenler arasında önce evlilik sonra boÅŸanma moda oldu. Åženay Akay ve Yüksel Ak her iki modayı da yakından takip etti. Bir ayrılık da Ebru GündeÅŸ'ten geldi. Sevgililik dönemi uzun süren aÅŸkın evliliÄŸi üç buçuk ayda nihayete erdi. Ãœnlülerin anıları bestseller listesine girdi. Ferdi Tayfur'un, ‘‘Üzerinde pembe uzun bir gecelik vardı’’ dediÄŸi hemÅŸireyle yaÅŸadıkları, Müjdat Gezen'in Ajda Pekkan göndermesi, DoÄŸuÅŸ'un hapis maceraları kitapçıların raflarında yer aldı. AvÅŸar Ailesi'nden bu kez Kaya ÇilingiroÄŸlu manÅŸetlerdeydi. Onun da nedeni ayağına sıkılan futbol kurÅŸunu oldu. Ebru GündeÅŸ, ‘‘Beni bikiniyle görüntüleyecek kiÅŸiye 1 milyon dolar veririm’’ dedikten bir hafta sonra bikiniyle görüntülendi. Ardından, ‘‘Artık Türk karasularında denize girmem’’ açıklaması geldi.Cüneyt Arkın, ‘‘Dünyayı Matrix filmindeki Neo deÄŸil ben kurtardım’’ diyerek Kara Murat'lığını yine gösterdi.En önemlisi ünlüler daha çok konuÅŸmaya baÅŸladı. Onların konuÅŸmalarından gaflar çıktı. EÅŸinden ayrılan TuÄŸba Altıntop'un bir gençle yaÅŸadıklarını açıklarken söylediÄŸi ‘‘Birlikteyiz ama zina yapmıyoruz’’ sözü, ‘‘Evlenmek istiyorum ama Pipis soyadını almak istemiyorum’’ diyen Asuman Krause'nin Stelyo ile kısa süren aÅŸkına kadar geniÅŸ bir yelpaze, gaf antolojisine girmeyi baÅŸardı. Tarkan sönük bir çıkış yaptı ama iyi toparladı. Mustafa Sandal'ın ‘‘Seven’’ albümü çok beÄŸenildi. Her yıl olduÄŸu gibi bu yıl da ünlüler cephesinde aÅŸklar, ihanetler, reddetmeler, kavgalar, hayal kırıklıkları ve umutlar vardı. Bir yıl bunlarla geçti. Onlar yaÅŸadı, biz yakaladık.Esat YILMAERSpor MüdürüŞenol GüneÅŸ, Fatih Terim, Mustafa Denizli: 2003 üç kahramanımızı silip götürdüHayal kırıklıkları ile dolu tam 365 gün. Spor servislerini bilmezsiniz.. Orada büyük hayaller kurulur, ÅŸampiyonluk kupaları günlerce, hatta aylarca önceden havaya kaldırılır, coÅŸkunun, çekiÅŸmenin, heyecanın en güzeli burada yaÅŸanır. Sizin kahramanlarınız vardır, imparatorlarınız vardır... Dedim ya, hayalleriniz büyüktür. Ama hayal kırıklıklarınız da bir o kadar canınızı yakar. ‘‘Futbol bir hayat memat meselesi deÄŸildir. Ondan çok daha önemlidir’’ demiÅŸ Bill Shankly... Bill Shankly kim mi dediniz. Liverpool'un Ä°skoçyalı ünlü menajeri.. Åžimdi, gözlerinizi kapayın ve Letonya maçını düşünün. Hayır, hayır kaçırdığımız golleri deÄŸil, yediklerimizi de bir kenara bırakın. Maç sonrasına dönün. Dünyanın nasıl başımıza yıkıldığını hatırladınız mı? Shankly'ye hak verdiniz deÄŸil mi? 2003 bizim hayallerimizi yerle bir etti. Avrupa Åžampiyonası finallerine gidecek, orada final oynayacak, dünya futbolunun yükselen deÄŸeri olduÄŸumuzu herkese kanıtlayacaktık. Olmadı, yapamadık. Sadece bununla kalmadı. 2003 bizim kahramanlarımızı da alıp götürdü. Bazılarını yazmaya, sıralamaya kalksam listeyi sayfalara sığdıramam. Åženol GüneÅŸ, Avrupa'daki düşlerimizi, hayallerimizi yıkan adam deÄŸil miydi...Letonya maçında 2-0'lık bir skoru yakaladıktan sonra, milli takımımızı Avrupa kupası finalleri eÅŸiÄŸinden çeviren ve 65 milyon insanın hevesini kursağında bırakan Åženol GüneÅŸ'i liste başı yapsam bilmem kızar mısınız?..Ya Fatih Terim... Adı hep baÅŸarı ile anılan ve gurur tablolarının deÄŸiÅŸmez portresi Terim'e neler oldu 2003'te... Meslek yaÅŸamının hiçbir döneminde böylesine basının diline düşmemiÅŸti. Ve böyle bir eleÅŸtiri furyasında fırtınalı günler yaÅŸamamıştı. Terim'in 4 yıl boyunca, G.Saray müzesine taşıdığı onca kupalar unutuldu ve 2003'ün hedef adamı haline geldi. Türk futbolunun popüler ismi Mustafa Denizli de 2003'ün dalgalarında boÄŸulan bir isimdi. Büyük ideallerle aldığı Manisa Vestel'i, Türk futboluna armaÄŸan edecekti. Bu kurumda ideallerini gerçekleÅŸtirecekti. Ve Manisa Vestel'in baÅŸarısı her hafta manÅŸetleri süsleyecekti.Puan cetveline bakın. Manisa Vestel'in bulunduÄŸu yer, Mustafa Denizli'nin idealleri ile hiç baÄŸdaşıyor mu?..Yine dönüyorum milyonların deÄŸiÅŸmez sevgilisi futbola. Neden futbol? Çünkü, ondan çok ÅŸeyler bekliyorduk. Olmadı, yapamadık, beceremedik...Ne Süreyya Ayhan'ın baÅŸarısı, ne voleybolcularımızın müthiÅŸ çıkışı. Hiçbiri futbolda yediÄŸimiz darbenin acısını unutturamadı. Belki 2004'te nice baÅŸarılarımıza tanık olacağız. Ama 2003’te yaÅŸadığımız acıları da hiç unutmayacağız. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!