OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 11, 2002 00:00
‘‘Kahve?’’ diyor büfeci. Başımı yana sallayarak ‘hayır’ iÅŸareti veriyorum. Köşebaşında seyyar büfe iÅŸleten Pakistanlı'dan ilk kez aldığım kahveyi tadına bakmadan çöp sepetine atmıştım. Aradan on iki ay geçtikten sonra gene aynı yerde, 5'inci Cadde ile 43'üncü Sokak kavÅŸağındayım. Saat dokuza çeyrek var. Caddenin sonuna bakıyorum. Koridor gibi iki yanda sıralı binalar sabah güneÅŸiyle yıkanıyor. Tepede deniz mavisi gök. BeÅŸinci Cadde sonsuza açılan boÅŸlukla birleÅŸiyor. Önünü kapayan Ä°kiz Kuleler artık yok.Yerkürenin kalbi sayılan Manhattan'da otuz yılı geride bıraktım. Polis ile bakkal soyguncusu arasında silahlı çatışma dışında ciddi bir olaya ÅŸahit olmadım. Mısırlı Kör Ä°mam'ın müritlerinin Dünya Ticaret Merkezi (DTM) kuleleri garajına bomba yerleÅŸtirdiÄŸi tarihte New York dışında iÅŸ seyahatindeydim. Meslek tutkunluÄŸuma raÄŸmen keÅŸke geçen yıl 11 Eylül gününde de New York'ta olmasaydım. Ä°ntihar uçaklarının DTM sütunlarında parçalanması, alev alev yanan kuleler, masmavi göğü kaplayan kömür karası dumanlar, yazılı-görüntülü basının sonradan sansürlediÄŸi üst kat çalışanlarının can kurtarma teÅŸebbüsleri, sokaklarda kaçacak yer arayan küllere bürünmüş kadın-erkekler, üç bine yakın insana mezar olan ikiz kulelerin çöküş görüntüleri belleÄŸimden kolay azat olacak gibi deÄŸil. Bir yıl sonra tekrar ilk intihar uçağının DTM'nin kuzey kulesini alevler içinde bıraktığını izlediÄŸim seyyar büfenin olduÄŸu köşedeyim. Tadına bakmadan kahveyi çöpe atarak BeÅŸinci Cadde'nin güneyine nefesim tıkanana kadar koÅŸtuÄŸumu, üstü başı toz toprak içinde ÅŸaÅŸkın insanlarının kaçış görüntüleri, kulağımdaki kadın çığlıkları dün gibi belleÄŸimde canlı.Ä°NÅžAATINA ÇIKTIMAkisleri tüm dünyada yankılanan vahÅŸet olayının yıldönümünde anılarım 1970 sonbaharına uzanıyor. New York'un en yüksek ikiz gökdeleni DTM'nin 105'inci katında ÅŸantiye ÅŸefi McCallum inÅŸaat hakkında bilgi verdikten sonra resim çekmeye baÅŸlıyorum. Camı takılmamış pencere pervazı önünde poz veriyor. Birkaç kere ‘‘Biraz daha geriye’’ diyerek karşıdan geçen helikopterle aynı kareye almak istiyorum. Omuzu pervaz dışına çıkan ÅŸantiye ÅŸefi sonunda ‘‘Bir ayak geriye gidersem aÅŸağıda buluÅŸacağız’’ diyor. Ä°nÅŸaatı altı yıl süren ikiz kulelere birkaç ay sonra uluslararası iÅŸ, finans, bankacılık ve ticaret ÅŸirketleri taşınmaya baÅŸladı. Modern mimarinin gurur tablosu kuleler o tarihten geçen Eylül'e kadar gerçek anlamıyla dünya ticaretinin merkezi oldu. Sisli havalarda tepesi görülmeyen Kuzey Kulesi'nin 107'inci katındaki ‘‘Dünyanın Pencereleri’’ lokantasında New York'a gelen dostları ağırladım yıllar boyunca.TURÄ°STÄ°K ZÄ°YARETDTM'nin ‘Ground Zero’ diye anılan yeri enkaz kaldırılması sırasında ziyaret ettim. Polis Müdürü Bernard Kerik'in ‘‘Cehennem bu olsa gerek’’ dediÄŸi Ground Zero yanık kokusu, ezik çelik levhalar, havada asılı duran demir çerçeveler, üst üste yığılı otolar, parçalanmış ofis malzemeleri ile kurgu-bilim filmleri görünümündeydi. Fazlaca dolaÅŸmayı yüreÄŸim kaldırmadı. Geçenlerde gittiÄŸimde yeni bir kimlik üstlendiÄŸini farkettim. Burası artık Hürriyet Abidesi, Rockefeller Center, Broadway, Harlem gibi bir turist uÄŸrağı olmuÅŸ. Ziyaretçiler kameralarıyla açık otoparka dönüşmüş mahalde hatıra resmi çektiriyorlardı. Yıllar önce haÅŸmetini uzaktan seyrettiÄŸim, tepesinden üç eyaleti gördüğüm DTM'nin yerinde yeller esiyor ÅŸimdi.Güvenlik birimleri yerden beklerken havadan gelen terörün New York'a bıraktığı zarar başında moral bozukluÄŸu geliyor. Manhattan'da geçen yıldan bu yana 220 bin insan terör ÅŸokundan sıyrılmak için psikiyatristlere gidiyor. DTM'nin çöküşü kolay unutulmayacak bir trajedi. Göçmen adayı yoksul kitlelerin parlak umutları, düşlerini süsleyen Amerikan rüyası da ikiz kulelerin enkazı altında kaldı.UÄžURSUZ SAHA65 bin metrekare üzerine kurulu ikiz kuleler muhtemelen dünyanın en zengin iÅŸyeri idi. Üç futbol sahası büyüklüğündeki yerde dev ticaret, finans, sigorta ve bankacılık kurumlarında çalışanların yıllık geliri 47 milyar dolardı. Oysa batıl inançlıların gözünde iki cadde ile üç sokak arasındaki bu saha ‘uÄŸurlu’ sayılmıyordu. Gene bir eylül ayında, 1776 yılında Ä°ngiliz donanması askerleri DTM'nin inÅŸa edildiÄŸi alanı iÅŸgal ettiler. ABD'nin birinci BaÅŸkanı George Washington'un komutasındaki birliklerle çarpıştılar. 3 bin 800 Amerikalı bu savaÅŸta can verdi. 11 Eylül'de DTM enkazı altında kalanların sayısı üç bine yakın.Â
button