Amerikan işkencesi

Güncelleme Tarihi:

Amerikan işkencesi
Oluşturulma Tarihi: Aralık 12, 2007 09:42

Şu Amerikalıları anlayan var mı aranızda? Dağda, tepede ne kadar kan sızan taş var Amerika dibinde.

Haberin Devamı

Hadi buna aşina olduk.
Ama sonradan çıkıp,
“Oh iyi ettik” dercesine insandan çıkmayan bir sesle neden itiraf ederler bunları.
Benim mi haberirim yok olanlardan, yoksa insanlık dışı hareketlerine alkış tutanlar oldu da “durun daha bitmedi” diyerek alkışları daim mi kılmaya çalışıyorlar.
Eski CIA ajanının itirafını kastettiğimi sanırım anlamışsınızdır.
Adamlar haklı aslında.
Nasılsa özgürce salladılar kılıçlarını.
Birkaç eylem, biraz kınama…
Eğer ben de Amerika gibi duygularını aldırmış, insanlığını Ganj’a savurmuş bir devlet olsaydım devam ederdim yoluma.
Ama Amerika’ya yapılan haksızlığa da göz yuması gelmiyor insanın.
Bu konuda benimle aynı şeyi düşünen insanlarla bir kamuoyu oluşturmam lazım.
Adamlar yıllarca dişlerini tırnaklarına taktılar, Ebu Gureyb’de,Guantanamo’da tarihin yazmadığı işkenceleri kanla yazdılar ama “Çin işkencesi”nin tahtını yıkamadılar.
Şimdi soruyorum neden?
Neden başımıza çekilmez bir hal gelince hala Çin işkencesi diyoruzda “Amerikan işkencesi” demiyoruz.
Ayaklarında zincir, başlarında çuval geçirili, turuncu elbiseli adamlara yaptıklarını hepimiz dinledik, okuduk, seyrettik.
Hatta birçoğumuz seyredemedik, kaldırmadı içimiz.
Amerikan işkenceleri ile ilgili o kadar çok şey okudum ki hepsi kabuslarıma kazılı.
Gördüklerimi ve duyduklarımı hatırladıkça dizlerimin bağı çözülüyor, ruhumu teslim edecek gibi oluyorum.
Ya da “waterboarding”e maruz kalmışım misali boğuluyorum.
Bu nedenle ilgili bunlarla ilgili hiçbir şey yazamıyorum.
Çünkü ben insanım!
Yahu biz “eden bulur” lafına boşuna mı inandık yıllarca.
Ya da bu laf sadece inanana mı zarar?
Gerek kıssadan hisselerimiz, gerek atasözlerimiz, gerek filmlerimiz, gerek insanlığımız buna göre yaşamaya alıştırmadı mı bizi?
Adam yıllarca işkence yapmış”eden bulur”a inananlara göre yani bize göre şimdi bu adamın diz çökmüş ağlıyor olması ya da açlık ve sefillik içinde kaldırımlarda dileniyor olması gerekmez miydi?
Amerika’da da sırlar dünyası, kalp gözü gibi programları izleyici karşısına çıkarmak lazım.
Buradan vicdanıma sesleniyorum!
Ufacık bir halt ettiğimde 10 dakika sonra tepeme dikilip başımın etini yiyeceğine biraz ABD’ye bak da vicdanlık öğren(!)
Onların vicdanları köşelerine çekilip sahiplerini rahat bırakırken, ya da alıp başlarını giderken sen bende diren…

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!