Oluşturulma Tarihi: Mart 06, 2002 00:00
- SAYIN Altaylı, U-2 casus uçaklarımız ile Irak'ı denetlemek istiyoruz. Acaba buna izin vermeniz mümkün mü?Üstelik IMF'nin size verdiği 35 milyar doların yarısını da bizim Amerikalı vergi mükellefleri verdi. Dün büyükelçimiz bir toplantıda bunu açıkladı. Fazla bir talebimiz de yok. İncirlik'e birkaç U-2 park edeceğiz. Biraz da uçacaklar. Merak etmeyin Rusya'ya yollayıp düşürmeyiz. Ne dersiniz sizce uygun mu? 35 milyar doları söylemiştik değil mi?''- Bilmem ki, 35 milyarın üzerine bir şeyler daha çıkar mı? Ha birde o 35 milyar dolar hibe mi, borç mu? Biz borcu geri ödeyince, siz de uçuşları geri verecek misiniz? Hem kardeşim niye beni arıyorsunuz? Ben İncirlik Belediye Başkanı mıyım?- Ne kızıyorsun kardeşim. Adam zannettik seni aradık. İstemiyorsan başkasını ararız.''- Manyak mısınız, Amerikalı mısınız, Dışişleri'ni arayın kardeşim, ya da en iyisi Başbakan'ı arayın. - .......Böyle bir diyalog elbette ki geçmedi. Ama Başbakan Bülent Ecevit'in ve hükümetin tavrına bakarsanız, U-2 krizi tam bu durumda. Amerikalı yetkililer ‘‘Türkiye ile U-2 meselesini görüşüyoruz’’ diyorlar, Türkiye'nin Başbakanı ise ‘‘Benim bir bilgim yok’’ diyor. İnanırım, yoktur. Dışişlerimizin de bu konuda bir bilgisi olmadığına göre, Amerikalılar bu işi büyük bir ihtimalle ‘‘benimle’’ görüşüyorlardır. Benimle de görüşmediklerine göre kim bilir, belki de sizinle görüşüyorlardır. Sizle de mi görüşmüyorlar?Peki bu Amerikalılar kiminle görüşüyor? Yalan söylemeyeceklerine göre, birileri bunlarla görüşüyor olmalı. Kim bu saf Yeni Dünyalıları kandırıyor?Kendine Türk süsü veren birileri bu Amerikalılarla görüşüp, bunları dolandırmaya mı çalışıyor acaba?Ne dersiniz, ABD'lilerle görüşen ünlü Selçuk Parsadan olmasın!Pierre EcevitBAŞBAKANIMIZ müthiş. Türkiye'nin gündeminde ne zaman önemli bir şey olsa, Başbakanımız o konuda bir bilgi sahibi değil. Kendisine yöneltilen sorulara, ‘‘Haberim yok’’, ‘‘Ben de basından öğrendim’’, ‘‘Arkadaşlarım bana henüz bu konuda bir bilgi aktarmadılar’’ diye yanıt veriyor. Bu yanıtlar günlerdir konuşulan ve ülke gündeminde geniş yer işgal eden konularla ilgili olarak veriliyor.Yani doğrudan Başbakan'ın bilmesi gereken konularla ilgili. Ancak her ne hikmetse, birileri Başbakan'ın bu konulara Fransız kalmasını sağlıyorlar. Başbakanımız bilmediği sorunlarla kafasını doldurup üzülmüyor... Basın AB standardında olmalıÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan dün hükümette çok güzel bir konuşma yapmış. Okuyan, Türk basınındaki kimi tavırları haklı olarak eleştirip, ‘‘Avrupa Birliği standardı istiyorsak, basın da bu standarda uymalı. Onlarla ilgili yasal düzenlemeler de AB'ye uyumlu olmalı’’ demiş. Yüzde yüz haklı bir istek. Her ne kadar Türkiye'de AB ve medeni dünya standartlarına en uygun olmayan kurumun, siyaset kurumunun mensubu olsa da, Yaşar Okuyan'ın talebi son derece yerindedir. Türkiye'de bazı basın mensupları, ‘‘haysiyet cellatlığını’’, ‘‘mesnetsiz adam karalamayı’’, ‘‘iş takipçiliğini’’, ‘‘siyasetçilerle mesleki çerçeveyi aşan samimiyeti’’ bir kenara bırakmak zorundadır. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ni isteyen ‘‘basın’’, herkesten önce kendi AB standartlarında olmalıdır. Bu yöndeki her türlü çabaya destek vermek ise bizim boynumuzun borcudur... Manşetteki harflerMİLLİYET'in önceki günkü manşetindeki bir şey dikkatimi çekti. Fuhuş batağına saplanmış bir genç kız ve onu kurtarmak için kendini feda eden ablası.
Haber Milliyet'in sürmanşeti. Küçük kardeş 18 yaşından küçük olduğu için fotoğrafı ‘‘mozaiklenmiş’’ ve adı baş harflerle gizli olarak yazılmış. Kardeşini kurtarmak için kendini feda eden ablanın ise adı açık seçik yazılmış ve fotoğrafı da kocaman basılmış. Yani aslına bakarsanız, Basın Kanunu'na uyulmuş ama her iki kız da bir güzel deşifre edilmiş, daha doğrusu rezil edilmiş. Hemen altındaki haberde ise Azeri bir mafya üyesiyle işbirliği yapan haysiyetsiz iki milletvekilinin adları A.A ve A.B olarak kısaltılmış. Bataktan kurtulmaya çalışan iki gencecik kız deşifre edilirken, Türkiye'yi batağa sürükleyen zihniyetin mensubu iki milletvekili başharflerle şifrelenmiş. Bana sorarsanız biraz ayıp edilmiş.NE ZAMAN ADAM OLURUZ?Başkalarının onurunu da kendi onurumuz kadar koruduğumuz zaman.
button