Güncelleme Tarihi:
1991 yılından beri Boğaz'daki yalılarla ilgili bilgi toplayan Rhonda Vander Sluis ilk kitabını çıkardı: Boğaz'dan....
Rhonda Vander Sluis 1991 yılında Amerika'dan İstanbul'a, arkadaşlarıyla gönüllü bir proje yürütmek için geldi. Amerikan Konsolosluğu'nda çalışırken, ABD Donanması'ndan emekli yüzbaşı Richard Hinkle ile tanıştı. Hinkle o dönemde ek görev olarak konsolosluğa ait ‘‘Hiawatha’’ adlı yatın kaptanlığını da yapıyordu. Turlar düzenlerken, Boğaz'ın doğal güzelliğinin dışında mimarisinden de çok etkilendi ve bir kitap hazırlamaya karar verdi. Projeye Rhonda Vander Sluis ile birlikte başladılar. Yalılarda oturanlarla konuşuldu, fotoğraflar çekildi. Ancak Hinkle 1992 yılında İstanbul'dan ayrılmak zorunda kaldığı için kitabı bitirmek de Rhonda'ya düştü. İngilizce ve Türkçe olarak Çitlembik Yayınevi tarafından basılan ‘‘Boğaz'dan...’’ (From the Bosphorus) adlı kitap, Sluis'in ilk yazarlık denemesi. Kitabı Türkçe'ye çeviren ise Hande Taylan. Kitapta sadece yalılar ve saraylar hakkında bilgiler yok; aynı zamanda semtlerin adlarının hikayeleri de var. Rhonda Vander Sluis, kitap hakkındaki sorularımızı cevapladı...
O aslında hemşire!
Bu kitabı hazırlamaya nasıl başladınız?
- Richard Hinkle, İstanbul'a gelen misafirlere Boğaz'ı gezdiriyordu. Herkes ona bu yalı kimin, burası neresi diye sorduğu için, o da bilgi toplamaya başlamıştı. Türkçe bilmediği için ben çevirmen olarak ona yardım ediyordum. Projenin içine böyle girdim. Birlikte yalılara gidip orada oturanlarla röportajlar yaptık, fotoğraflar çektik. Çok ilginç hikayeler vardı. Hinkle 1992 yılında Türkiye'den ayrılırken bana bu projeye sen devam et dedi. Ben de bitirmek için uğraştım.
İstanbul'a geliş sebebeniz neydi?
- Gönüllü bir proje için arkadaşlarımla geldim. Yabancılar biraz böyle, kısa bir süre için geliyorsun, sonra kalıyorsun. Benim de öyle oldu. Ben aslında hemşireyim. Burada da şimdi özel bir hastanede, yeni doğan bebeklere yoğun bakım eğitimi veriyorum. Ağustos ayından itibaren de Koç Üniversitesi'nin Hemşirelik fakültesinde ders vermeye başlayacağım.
Kitaptaki bilgileri nasıl toparladınız, yalıları nasıl seçtiniz?
- Ben Boğaz'la ilgili kaynak taraması yaptığımda hep karşıma çıkan yalılar vardı, onları mutlaka koydum. Tarihi açıdan en önemli olanları seçmeye çalıştım. Ayrıca yabancılar geldiğinde Boğaz'dan bir kez geçiyorlar ve onların gözüne çarpan çok şaşaalı yapılar var. Merak edilebilecekler hangisi diye düşünüdüm ve öyle seçtim.
Nelerden yararlandınız?
- Özellikle Murat Belge'nin ve John Freely'nin kitaplarından yararlandım. Orhan Erderen'in Boğaziçi Sahilhaneleri adlı dört ciltlik bir kitabı var o da çok yardımcı oldu. Sık sık balıkçı motoru kiralayarak yalıların etrafında dolaştım, yürüyerek gittim evdekilerle, çevredekilerle konuştum. Sanırım dokuz yıllık sürede Boğaz'ın iki yakasını da tamamen yürümüşümdür.
Bu dokuz yıllık sürede nasıl bir değişim oldu Boğaz'da?
- Aramızda duygusal bir şey oldu, arkadaşlarım gibi onlar benim. Geçenlerde bir yabancı gruba Boğaz'da tur yapıyordum, Ahmet Nazif Paşa yalısının önüne geldik, bir baktım yalı orada yok. Yanmış! Nasıl üzüldüm neredeyse ağlayacaktım. Eskiden çok harabe halindeydi şimdi biraz daha iyiye doğru gidiyor, restorasyon yapılıyor ama yine de varislerin arasındaki anlaşmazlık yüzünden yıkılmak üzere olan yalılar var. Kitaba başladığımda bazıları yanmıştı. Restore edilmiş olanlar var, eski hallerinden farklılar. Sait Halim Paşa yalısı restorasyondan sonra eskisi gibi olmadı mesela ama kitaba eski fotoğrafını koydum.
KİTAPTAN...
Esma Sultan Yalısı/ Ortaköy Küçük Esma (1778-1849) on yaşındayken bu saray ona hediye edildi. 25 yaşında dul kalan Esma hiç evlenmedi. Baştan çıkarıcı ve zalim bir kadın olarak ün salan Esma Sultan'ın sarayı uzun yıllar tütün ve alkol deposu olarak kullanıldı. 1975 yılında geçirdiği yangından sonra harap olan bina bu haliyle bile çeşitli organizasyonlara ev sahipliği yapıyor.
Mısır Konsolosluğu/ Bebek 1902 yılında İtalyan Mimar Raimondo D'Aronco tarafından, Hidiv Abbas Hilmi Paşa'nın annesi için yazlık bir ev olarak yapıldı.
Yılanlı Yalı /Bebek Yalının isminin öyküsü şöyle: Beğendiği yalılara el koymasıyla ünlü olan Sultan II. Mahmut, baş muhafızından bu yalı hakkında araştırma yapmasını istemiş. Yalı sahibinin dostu olan Muhasib Sait Efendi Sultan'a yalının yılanlarla dolu olduğunu söylemiş. Sultan ‘‘Ne kadar yazık!’’ demiş ve yalıyı almamış.
Şerifler Yalısı / Emirgan Avrupa yakısındaki en eski yalı. 1780 yılında Yusuf Paşa'nın deniz kenarındaki sarayının bir parçası olarak inşa edilmiş. Harem bölümü 1946 yılında sahil yolunun yapımı için yıkıldı. Selamlık bölümünün süslemeli içi, 1960'lı yılların sonlarında Türk ve İslam Eserleri Müzesi Vakfı tarafından restore edildi.
Yusuf Ziya Paşa Yalısı / Rumeli Hisarı Perili Köşk olarak da bilinen Yusuf Ziya Paşa Köşkü'nün restorasyonu yeni tamamlandı. Sahibi Basri Erdoğan, burayı turistik amaçlı kullanmak istiyor.
Ahmet Afif Paşa Yalısı / İstinye Mimar Alexandre Villaury'nin eseri olan yalı, neo-barok tarzında yapılmış. Pera Palas'ın sahibi Misbah Muhayyes, yalıyı Kemal Uzan'a satmadan önce burada oturmuş. Denize bakan tarafı çok süslü olan ve doğumgünü pastasına benzetilen yalının arka tarafı çok sade.
Rasim Ferit Bey Yalısı / Yeniköy Yuvarlak pencereleriyle karakteristik bir yapısı olan Rasim Ferit Bey Yalısı, Tansu Çiller'e ait.
İtalyan Büyükelçiliği / Tarabya En son 1960'lı yıllarda kullanılan İtalyan Büyükelçiliği'nin yazlık binası şu anda harap halde.
Sarıyer Deniz Subay Orduevi Gotik stili kuleleri olan Orduevi, 1911 yılında yapılmış. Orduevi olmadan önce karakol olarak kullanılmış.
İlk telefonlu ev
Cemil Molla Köşkü / Kuzguncuk Denizden biraz yukarıda kalan Cemil Molla Köşkü, saygın bir din adamı olan Cemi Molla'ya aitti. Kayıtlarda, İstanbul'da ilk telefonun bu evde kullanıldığı yazılı.
Sadullah Paşa Yalısı / Çengelköy 1783 yılında yapılan Sadullah Paşa Yalısı, Boğaz'ın en eski yalılarından biri. Ortadaki oval salondan sekiz küçük odaya geçilen geleneksel Osmanlı yalı mimarisinde yapılmış.
Kuleli Askeri Lisesi / Vaniköy Etkileyici kuleleriyle Boğaz'ın simgelerinden biri haline gelen Kuleli Askeri Lisesi 1838 yılında Sultan Abdülmecit için Garabed Balyan tarafından yaptırıldı.
Kıbrıslı Yalısı / Kandilli 18'inci yüzyılda yapılan yalının 64 metrelik bir sahili var.
Komodor Remzi Bey Yalısı / Anadolu Hisarı 1917 yılında yapılan ve General Mümtaz Aktay Paşa'ya satılan bina, 1972 yılında Erdal İnönü tarafından satın alınmış.
Hekimbaşı Yalısı / Kanlıca Hekimbaşı Salih Efendi, 1843 yılında, Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk tıp okulundan mezun oldu. Soyundan gelenler hala yalıda yaşıyorlar. Hekimbaşı, fotoğrafı en çok çekilen yalılardan biri.
Ethem Pertev Yalısı / Kanlıca Artnouveau-arabesk tarzında yapılan Ethem Pertev Yalısı, aynı zamanda Saraylı Hanım Yalısı olarak da bilinir.
Halil Ethem Paşa Yalısı / Çubuklu Neoklasik tarzdaki Halil Ethem Paşa Yalısı'nın ilk sahibi, Sultan II'inci Abdülhamit'in bakanı olan Ethem İbrahim Paşa'ydı. Bundan sonra yalı, müze müdürü olan oğulları Halil Ethem ve Osman Hamdi Bey'e geçti. Bina 1988 yılında restore edildi.
Ceneviz (Yoros) Kalesi / Anadolukavağı Çevredeki ilk yapı olan Ceneviz Kalesi, elverişli rüzgarların tanrısı Zeus Ourious için yapılan bir tapınaktı. Boğaz'ın en büyük kalesi ve Rumeli Hisarı'ndan iki kat büyük.