Kerem PULGAT/KONYA, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 26, 2006 14:37
Konya'nın Ereğli İlçesi'nde yaşayan 54 yaşındaki Hüsamettin Serin, Konya Numune Hastanesi’ndeki bel fıtığı ameliyatı oldu. Ameliyat sırasında, doktorun kullandığı bir alet kırıldı. Aletinin kırılan iki parçası, Serin’in vücudunda kaldı. Olayı öğrenen Hüsamettin Serin, Sağlık Bakanlığı’na 101 bin YTL’lik tazminat davası açtı.
Serin, hasta olmamasına rağmen fıtık ameliyatı yaptığı, hem de vücudunda kırılan pençin parçası unuttuğu gerekçesiyle doktor Mustafa Balevi’yi suçladı. Doktor Balevi ise, ameliyat aletlerinin yıpranmış olduğunu belirterek, hastane yönetimini suçladı.
Ereğli’deki semt pazarlarında konfeksiyon malzemeleri satan, 2 çocuk babası Hüsamettin Serin, 1 Mart 2005’te tezgah demirlerini arabaya yüklerken sol kalçasının üzerine düştü. Bacağında uyuşma ve kilitlenme hisseden Serin, Ereğli Devlet Hastanesi’ne giderek bacak filmini çektirdi.
Sol kalçasındaki siyatik sinirlerinde ezilme tespit edilen Serin, ileri düzeyde tetkik için Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevkedildi. Nisan 2005’te MR filmi çekilen Hüsamettin Serin’e buradaki doktorlar da aynı teşhisi koydu, ancak tedavi için iyi bir beyin cerrahı bulması tavsiye edildi.
Serin, tavsiye üzerine Beyin Cerrahı Op. Dr. Mustafa Balevi’nin özel muayenehanesine giderek tüm tetkik ve tahlillerini gösterip tedavi olmak istediğini söyledi. İddiaya göre Dr. Balevi, Serin’e bel fıtığı teşhisi koyup, “Hemen ameliyat olmaz isen sakat kalabilirsin” dedi.
Hüsamettin Serin, “Ereğli Devlet Hastanesi ile Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki doktorlar siyatik sinirlerde ezilme olduğunu söylemişti. Dr. Balevi, bel fıtığı teşhisi koyunca belimde ağrı olmadığını sadece bacağımın uyuştuğunu söyledim. Ancak o, buna belimdeki fıtığın neden olduğunu belirtti. Güvenip, ameliyat olmaya karar verdim” dedi. Serin, aynı gün Konya Numune Hastanesi’ne yatıp 2 gün sonra da ameliyata alındı.
FORSEPS KIRILDI
Konya Numune Hastanesi’nde 26 Mayıs 2005 tarihinde ameliyata alınan Hüsamettin Serin’e yapılan operasyon sırasında tıp dilinde ‘disk forseps’si adı verilen halk arasında ise ‘penç’ olarak bilinen metal ameliyat malzemesi kırılarak, omurilik sinir kanalının içine düştü. Dr. Balevi, düşen parçayı sinirlere zarar vermeden çıkarabilmek için yaklaşık 1.5 saat uğraştı. Ancak, çıkaramadı.
Bu sırada pençin ikinci parçası da kırılarak yine sinirlerin arasına düştü. Dr. Balevi, yardım için Konya Numune Hastanesi Beyin Cerrahi Servisinden Op. Dr. Halil İbrahim Topatan’ı arayarak acil olarak ameliyata gelmesini istedi. Her iki doktor düşen iki parçayı çıkarmak için 1 saat daha uğraştı ancak operasyon başarılamayınca ameliyat yeri kapatılıp hasta uyandırıldı.
Serin’in iddiasına göre, Dr. Balevi, durumu 3 gün sonra kendisine anlatıp, “Merak etme, bu metaller apse yapmaz. Ayrıca tehlike oluşturabilecek bir bölgede değil. Ancak alınması da çok zor olur. Bir daha bıçak altına yatman hayati tehlike doğurabilir” dedi. Serin 11 gün sonra hastaneden taburcu oldu.
Memleketi Ereğli’ye dönen Serin, Dr. Balevi’nin verdiği ilaçları bir ay kullandı. Ancak, bu süre içinde ayağındaki ağrılar geçmediği gibi ameliyat bölgesinde de ağrılar başladı. Dr. Balevi, Serin’i Ege Üniversite’nde beyin cerrahı Prof. Dr. Mehmet Zileli’ye gönderdi. Bir kaç gün sonra ameliyat olup vücudundaki parçalardan kurtulma ümidiyle İzmir’e giden Hüsamittin Serin’in hayalleri suya düştü. Serin, “Prof. Dr. Zileli, ameliyatın tehlikeli olduğunu felç ya da ölümle sonuçlanma ihtimali olduğunu söyledi. Ben de ameliyat olmaktan vazgeçtim” dedi. Doktorlar, Serin’e vücudundan çıkarılamayan parçaların krom metali olduğu için ileride apse yapma ihtimali olduğunu söyledi.
SAVCILIK: ‘KUSURU YOK’
Hüsamettin Serin, Dr. Balevi hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Savcılığın talebi üzerine olayla ilgili ön inceleme yaptıran valilik, Dr. Balevi’nin ‘Ameliyatta kullandığı malzeme ile ilgili gerekli itina ve hassasiyeti göstermediği’ gerekçesiyle Kasım 2005’te soruşturulmasına izin verdi. Yazı, savcılığa gönderildi. Ancak savcılık, Nisan 2006’da Dr. Balevi’nin ‘görevini ihmal etmediği ve olayda kusurunun bulunmadığı’ gerekçesiyle hakkında kovuşturma yapmaya gerek olmadığına karar verdi.
TAZMİNAT DAVASI AÇTI
Hüsamettin Serin, savcılığın kararının ardından Sağlık Bakanlığı aleyhine Konya 1'inci İdare Mahkemesi'nde geçen hafta 101 bin YTL’lik maddi ve manevi tazminat davası açtı.
Ameliyat olduğu günden bu yana çalışamadığı için bankadan kredi çekip küçük bir bakkal dükkanı açtığını belirten Hüsamettin Serin, “Çalışmak bir yana artık ayakta bile güçlükle duruyorum. Bacağımdaki ağrılar hiç geçmediği gibi belim de ameliyattan beri sürekli ağrımaya başladı. Doktorlar, belimde kalan metaller krom olduğu için her an apse yapabileceğini söyledi.
Şunu da belirtmeliyim ki, doktorlar da insan ve onlar da hata yapabilir. Tahlillerimi ve filmlerimi inceleyen diğer doktorlar, eğer ameliyattan hemen sonra bir üst hastaneye gönderilseydim bu cisimlerin çıkarılabileceğini söylediler. Ancak şimdi artık çok geç. Bir insanı sakatlayıp sokağa bırakmak hiç bir vicdana sığmaz” dedi.
DOKTOR: ‘MALZEME ÇÜRÜK’
Olayda ihmalinin olmadığını, bazı ameliyatlarda bu tür durumlarla karşılaşıldığını belirten Konya Numune Hastenesi Beyin Cerrahı Dr. Mustafa Balevi, ifade tutunağında kendisini şöyle savundu:
“Alet, metal yorgunlundan dolayı kırıldı. Bu tür aletler çok kullanıldığından dolayı zayıflamaktadır. Ameliyatta kullandığımız bu aletler en az 5-6 yıldır kullanılıyordu. Şu anda hastaneye alet aldıramıyoruz. Aletlerden bazıları eskidiği için ameliyat ortasında kırılmaya başladı. Bu bizim ciddi bir sorunumuzdur. Hastanedeki aletlerin güçlerinin zayıflığı konusunda başhekimin de haberi var” dedi.
Doktor Balevi, olayla ilgili görüşlerini soran DHA muhabirine ise, “Artık ameliyatlara kendi aletlerimle giriyorum. Devletin verdiği aletleri kullanmıyorum. Hastanede çalışan bir çok doktor arkadaşım aletlerin kırılmasından şikayetçi. Bunun önüne bir an önce geçilsin” dedi.