Güncelleme Tarihi:
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Anayasa çalışmalarıyla ilgili olarak ilginç bir değerlendirmede bulundu. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın takındığı tavrın kendilerinde bir kanaat oluşturduğunu belirten Bahçeli, “Başbakanın kasasında yazılmış, bir metin var. O metni kabul ettirmek için herkesi masadan kaçırıp ‘Görüyor musunuz herkes kaçtı. Biz bunu artık milletle referandum yoluyla çözeceğiz’ gibi konuları sulandırarak götürmeye çalışıyorlar” dedi. Bahçeli, önceki gün bir grup gazeteci ile yaptığı sohbette şunları aktardı:
PKK’ya yarıyor
‘Başbakanın Diyarbakır’da kongresini yaparken yapmış olduğu konuşmada kullandığı kavramlar, büyük bir hata oldu. ‘Ben Amed’e geldim’ diyor. Oradakilerin hepsini Kürt vatandaşı olarak kabul ediyor. Sanki Türkiye aşama aşama bir bölünmenin eşiğine getirilmiş gibi gözüküyor. Diyarbakır konuşması çok riskli konuşma oldu. Diyarbakır’a giden oradaki PKK taleplerine uygun konuşma yaparsa, halk nezdinde büyük iltifatla karşılaşacağını zannediyor. Halbuki bu PKK’ya yarıyor.
CHP raporu önemli
CHP’nin Başbakan ile eğer bir görüşmesi olacaksa onlara sunacağı rapor önemli. Talepleri ne olacak? Ama siz kalkar da ‘Kürt sorunu’ diye Meclis’te komisyon oluşturarak tartışmaya açıyorsanız; o zaman terörle mücadelemizdeki bugüne kadar ki her türlü tasarruf ortadan kalkmış oluyor. Kılıçdaroğlu, başka türlü gelirse misafirperverliğimizi gösteririz. Anamuhalefet olarak çözüm üretiyorsa onu kamuoyuna kendisi anlatsın.
Çok büyük hata
Başbakanın ‘kürtaja karşıyım’ demesi ideolojik bakışına paralel bir durumdur. Kendi siyasi görüşünün de temelini oluşturur. O zaman saygı durmak lazım. Ancak kürtajı Uludere ile ilişkilendirerek, onun bir cinayet olduğunu ifade etmesi ve buradan hareketle de bazı tartışmaları başlatmış olması düştüğü çok büyük bir hatadır. Uludere kürtaj ile açıklanamaz. MHP kürtajın serbest bırakılmasını düşünmemiştir. Ancak insani ve hukuki sebeplere dayalı olarak bu konuda belli bir alanda sınırlandırılmasını ve belli bir alanda da bunun uygulamasını yasal düzenlemelere bırakmıştır.
MHP’ye tuzak var
12 Eylül davası ile ilgili olarak 200’ü aşkın sol grubun değişik fraksiyonları geldiler. ‘12 Eylül’ü yapanlarla hesaplaşmak yetmez. Bu 12 Eylül’ün yapılmasını hazırlayan unsurlar var. Bunlardan da hesap sorulsun. Bunlar da MHP’dir’ dediler. Burada bir tuzak var, biz müdahalemizi yaptık. Üç aşamalı çalışma var. Birincisi itibarsızlaştırma, ikincisi etkisizleştirme, üçüncüsü de sıfırlaştırma, yani Türk siyasi hayatının dışına atma. Bunlar çok planlı şekilde MHP’nin üzerinde oynanıyor.
Biz masadayız
Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda bir çok kişi ‘Neden CHP ile MHP masada bulunuyor?’ diyor. Masadan kalkıp ne yapacağız? Masadan kalkma bizde olmayacak. Masada kalan MHP, kaçanlar diğerleri olabilir. MHP masadan kaçanlara da günü geldiğinde hesap soracak. Burada Başbakanın Komisyon çalışmalarını beklemeden, bazı konuları basın yoluyla gündeme getirirken takındığı tavır bir kanaati oluşturuyor. Nedir o? Başbakanın kasasında yazılmış, değişiklik kapsamları çok net olarak ifade bulmuş bir metnin olduğu, o metni kabul ettirmek için herkesi masadan kaçırıp ‘Bak görüyor musunuz herkes kaçtı. Hiç kimse bu işlere yanaşmıyor. Dolayısıyla biz bunu artık milletle birlikte çözeceğiz. Referandum yoluyla çözeceğiz’ gibi konuları sulandırarak götürmeye çalışıyorlar. Onun da farkındayız.”