Güncelleme Tarihi:
TARİHÇİLER İNCELESİN
“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni hep seçilmişler temsil etmiştir. Cumhurbaşkanı görevinden ayrıldığında onu yine seçilmiş TBMM Başkanı temsil etmiştir. Anayasa değişikliği yapılmış, Cumhuriyet’te geri adımlar atılmıştır. Bugün Cumhurbaşkanı bir yere gittiği zaman yerine atama ile gelen bir kişi temsil etmektedir. Demokratik anlayışta ne kadar geri düştüğümüzü bu örnek gösterir. Bunun düzeltilmesi lazım.
Amerikan Kongresi Temsilciler Meclisi’nde sözde Ermeni soykırımı ile ilgili bir yasa tasarısı kabul edildi. Önümüzdeki süreçte Senato’ya gelecek. Her ülkenin tarihinde acı olaylar vardır. Ama tarih, siyasetçilerin işi olmaktan çok tarihçilerin işidir. Tarihte yaşanan acı olayları günümüze taşıyıp, onları siyaseten intikam alma aracı haline dönüştürürseniz bu doğru olmaz, hiçbir ülkeye yakışmaz. Bunu alıp da ‘Benim dediğimi yapmadın, benim söylediğimin dışına çıktın, ben egemen gücüm, söylediğim alanın dışına çıkarsan intikam alır Ermeni olaylarını tekrar gündeme getiririm’ derseniz bu doğru değildir.
KAPİTALİSTLERİN SİLAHI
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1 Mayıs 1922’de TBMM’de ‘Ermeni sorunu denilen ve Ermeni milletinin isteklerinden çok dünya kapitalistlerinin ekonomik yararlarına göre çözülmek istenen sorun, Kars Antlaşması ile doğru çözüme ulaşmış oldu’ der. Egemen güçlerin dünya kapitalistlerinin silah olarak kullandıkları bir olayı, 1922’de Atatürk yaptığı konuşmada ifade etmiştir. Amerikan halkı ile bizim sorunumuz yok ama Amerika’daki politikacıların Türkiye’yi düşman görüp belli tavırlar içine girmeleri, Temsilciler Meclisi’nde bu tür olaylara girmeleri bizim vicdanımızı rahatsız ediyor. Yakıştıramıyoruz. Asla doğru değildir. Umarım, Temsilciler Meclisi’nde kabul edilen bu yasa tasarısının Senato’da kabulü olmaz ve Türkiye ile ABD ilişkileri bir çıkmaza sürüklenmez.
DIŞ POLİTİKADA ÇIKMAZ
Fransa’da Meclis’te görüşülürken bu, milletvekili arkadaşlarımızı gönderdik, ‘yanlıştır, çıkmasın’ diye. Bunun mücadelesinde CHP olarak üstümüze düşeni yaptık. Ama eğer siz dış politikada, Dışişleri Bakanlığı ve bürokratları tamamen devre dışı bırakırsanız, bütün birikimleri bir tarafa iter, sarayda kurduğunuz dar bir grup ile dış politika oluşturursanız Türkiye çıkmazlara sürüklenir. Bugün dış politikada ciddi açmazlarla karşı karşıyayız. Sözde, ABD’de Türkiye lehine lobi yapacak firmalar tuttular. ‘Türkiye’yi övün, beni övün’ diye. Ödedikleri para 13 milyon dolar.
ABD’de başkanlık var ama güçlü bir kuvvetler ayrılığı var. Siz bütün dış politikanızı Trump eksenli yürütüyorsunuz. Temsilciler Meclisi, Senato, diğer kurumlar devre dışı. Ve Türkiye kaybeden ülke olarak ortaya çıkıyor. Türkiye’ye uygulanacak bir ambargonun hiçbir sonuç doğurmayacağını ifade etmek isterim. Bir ambargonun Türkiye’de herkes tarafından reddedileceğini de buradan ifade temek isterim. Örnek arıyorlarsa Kıbrıs Barış Harekâtı’na baksınlar. Aynı kararlılığı bekliyoruz.
Grup başkanvekili arkadaşlarıma söylüyorum, bir kanun teklifi hazırlayın, eğer bir kişi askere gidiyorsa, askerlik yaptığı süre içinde sosyal güvenlik primlerini Milli Savunma Bakanlığı ödesin. Askerlik yapıyor, sen de primini yatır.”
TAMİRİ ZOR BİR KIRILMA
- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yaptığı yazılı açıklamada da ABD’de kabul edilen tasarıyla ilgili şunları kaydetti: “Türkiye–ABD ilişkilerinde tamiri zor olan bir kırılmaya işaret etmektedir. ABD Temsilciler Meclisi üyelerinin Türkiye’deki yönetime duydukları öfkeyle aldıkları bu karar, sadece Türkiye–ABD ilişkilerini değil, Türkiye–Ermenistan ilişkilerini de olumsuz etkileyecektir. Bu konuyla ilgili olarak üçüncü ülkelerin yersiz kararlar almaları çözümsüzlüğü büyütmektedir. ABD Başkanı Donald Trump’a ve ABD Senatosu’na Temsilciler Meclisi’nin aldığı bu kararın Türkiye ile Ermenistan arasında kurulmaya çalışılan köprüleri temelinden sarsacak ve gelecek kuşaklara kötü bir miras bırakacak nitelikte olduğunu hatırlatıyoruz.”
IŞİD 76 İLDE ÖRGÜTLÜ
- KILIÇDAROĞLU grup toplantısında, Suriye’de DEAŞ elebaşı Bağdadi’nin öldürülmesine ilişkin de şöyle konuştu: “Bağdadi öldürüldü ve bütün dünya ‘acaba kurtulduk mu’ diye düşünüyor? Hayır. Hâlâ unsurlar var. Türkiye’de 76 ilde IŞİD terör örgütünün örgütlendiğini biliyoruz. En büyük eylemlerini Türkiye’de yaptığını da biliyoruz. Bütün bunlar olurken, iktidar kanadı büyük ölçüde görmezden geldi. Uzun süre ‘IŞİD terör örgütüdür’ diyemediler. 22 Şubat 2015, Türkiye Cumhuriyeti Devleti kendi topraklarından Süleyman Şah Türbesi’ni kaçırıyor, IŞİD’e teslim ediyor. Arkasından da kahramanlık edebiyatı yapıyorlar. Eğer Türkiye, o tarihte yaptığı açıklamaların arkasında dursa, IŞİD bizim topraklarımıza ayak bastığı anda orduyu gönderip derslerini verselerdi bugün Ortadoğu’da çok farklı bir şey olacaktı. Ben bunu söylediğimiz zaman kızıyorlar.”