Güncelleme Tarihi:
İKİNCİ GAZZE SEFERİ HAZIRLIĞINDAKİ İHH’NİN BAŞKANI BÜLENT YILDIRIM
ABD ve İsrail’in sert uyarılarına rağmen toplam 15 gemiden oluşan ‘İkinci Gazze Filosu’ haziranın son haftasında yola çıkacak. Yeni filoyla ilgili bütün merak edilenleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) Başkanı Bülent Yıldırım anlattı
İHH’nın genelde İslami duyarlılıklarla hareket ettiği, bu nedenle de hep Müslüman toplumların yaşadığı ülkelere yardım götürdüğüne dair bir algı var. Hatta şeriatçı olduğunuzu düşünenler bile var. Kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
- Dürüstüz, kimliğimizi saklamıyoruz. Dindar kişilerden oluşan bir kuruluş olduğumuzu söylüyoruz. Bana “Türkiye’de ve dünyada İslami kanunlar uygulansın mı” diye sorsanız, bunu isterim. Kendi inancımızı yaşamak istiyoruz ama yardım ederken de din, dil, ırk ayrımı yapmamayı amaçlıyoruz. Gazze’de Yahudiler yaşasa ve Müslümanlar bu zulmü yapsa Yahudiler için bu gemiyi yine yollardık. Japonya’ya da gittik, Haiti’ye de... Bosna’da Sırplar katliam yaparken Sırp ve Hırvat akıl hastalarına biz bakıyorduk. Ayrımcılık yaptığımızı söylemek haksızlık. Ama belli odaklar bunu bize karşı kullanıyor. Ha şunu da söyleyeyim; ne yazık ki şu anda savaşların hepsi İslam topraklarında. Oralara gidince de “Sadece Müslümanlara yardım ediyorsunuz” deniliyor.
Hükümet seçimden önce yola çıkmamanızı rica etti mi?
- Hükümetin ricası olduğu zaman sivil toplum kuruluşlarının refleksi farklı işler. Ama bütün siyasi partiler “Seçimden önce gitmeseniz...” diye ricada bulundu. Bence seçimden önce gitmek bize taraftarlığı artırırdı. Bütün siyasi partiler bize destek vermek zorunda kalırdı.
İsrail ve ABD’den Ankara’ya “Mavi Marmara’yı göndermeyin” mesajları yağıyor. Dışişleri Bakanlığı’ndan ya da başka bir devlet kurumundan ‘gitmeyin’ şeklinde bir ikaz geldi mi?
- Hükümete yakın arkadaşlarla görüştük. Hükümetin içinden milletvekili arkadaşlarımız mevcut. Tedirgin olanlar da, destek verenler de var. Bütün bu görüşmeleri yaptık ve sonuçta gitme kararı aldık. 31 Mayıs’ta gitmeyişimizin asıl sebebi Avrupa’daki arkadaşlarımızın hazırlıklarını tamamlamasını beklemek. Bir taraftan da işimize geldi çünkü seçim döneminde polemik konusu yapılsın istemedik. Belki hükümet de seçimden sonra bize telkinlerde bulunabilir. Önce yapmasını biz de hoş karşılamazdık. Ama sonuçta bu ülkenin vatandaşıyız. BM’ye kayıtlı bir uluslararası yardım kuruluşuyuz. Bizi aslında uluslararası kurumlar da, Türkiye de korumak mecburiyetinde.
Devletten güvenlik tedbiri mi talep ediyorsunuz?
- E tabii, geçen seferki gibi olmaması lazım.
500 BİN BAŞVURU BEKLİYORUZ
Gemiye firkateyn ya da savaş uçakları eşlik etsin mi istiyorsunuz?
- Hükumetle bire bir görüşmeyeceğiz. Ama kamuoyuna İsrail’e bir dur denmesi gerektiğini hatırlatacağız. İsrail sonuçta Türkiye’nin vatandaşını uluslararası sularda bu kadar
kolay vuramamalı. Bunun tedbirini kim nasıl alacaksa almalı. Bizim görevimiz sivil toplum kuruluşu olarak sadece yardım koridorunu açmak. Türkiye’nin görevi de vatandaşlarını korumak.
Sizce bu yıl İsrail nasıl karşılayacak filoyu?
- Aslında biz de şaşkınız. İHH’yı büyüten, dünya çapında tanınır hale getiren İsrail’dir. Milyonlarca dolar harcasaydık kendimizi bu kadar tanıtamazdık. Şimdi İsrail bizi biraz daha büyütmek istiyorsa şımarıkça yine aynı hadiseyi gerçekleştirir. Geçen yıl gemiye binmek isteyen 1000 kişi bile yoktu. Bu yıl, şimdiye kadar 20 bin başvuru var. Gidene kadar başvuru sayısının 500 bini geçeceğini düşünüyorum. İsrail bir daha vursun gelecek sefer beş-altı milyon olur. Beş-altı milyon kişi denizden değil de, karadan gitmeye çalışsa işleri daha da zor. O yüzden bırakın geçelim diyoruz İsrail’e. Hissiyatım şu ki, İsrail halkı yöneticilerine biraz daha temkinli davranmaları gerektiğini söyleyecek. İsrail içinde çok ciddi bir muhalefet var.
Gemiye binenleri neye göre seçiyorsunuz, kriter nedir Mavi Marmara’ya binmek için?
- Aktivist geçmişi var mı, herhangi bir suç örgütüyle bağlantısı var mı, toplumda tanınan, dürüst biri mi diye bakıyoruz, kendi çapımızda araştırıyoruz. Ama bu kalabalığın içinde biz de kararsızız. Gemiye binenlerden para almıyoruz. Ama Avrupa’daki STK’ların adam başı 2000 Euro alacağını duyuyoruz.
Geçen hafta Mısır-Gazze sınırındaki Refah Kapısı dört yıldan sonra açıldı, ambargo da biraz hafifledi. Bu gelişmelere rağmen filo yine de gidecek mi?
- Geçen yıl ambargoya tabi tutulan ihtiyaç malzemelerinin büyük bölümü artık Gazze’ye giriyor. Geçen yıl biz yola çıkmadan bunları yapacaklarını söyleselerdi gitmezdik. Ama şimdi dokuz arkadaşımızı şehit vermişiz. İsrail bütün insanlığı açık denizde geldi vurdu. Evvelden Gazze için gidiyorduk şimdi insanlık için, hukuk için gidiyoruz.
FETHULLAH HOCA’DAN BAŞSAĞLIĞI BEKLERDİM
Fethullah Gülen’in İsrail baskınının ardından Wall Street Journal gazetesine yaptığı “İsrail’den izin alınmalıydı” açıklamasına şaşırdınız mı?
- O gün ne söylediysem şu anda aynı duygular içindeyim. Kendisi bir kanaat önderi. Bizi arayıp bir başsağlığı dilemesini bekliyorduk. Böyle bir açıklama yaptı veya yapmak zorunda kaldı.
Yapmak zorunda kaldı ne demek?
- İşte onu biz de anlayamadık çünkü kendisinden beklemediğimiz bir açıklamaydı. Ama kendisinin ve camiasının gönlünün bizimle beraber olduğuna inanıyoruz. Sonuçta o camiadan birçok kişiyle de görüşüyoruz.
Sonradan başka kanallardan üzüntüsünü bildiren herhangi bir mesaj geldi mi?
- Etrafından geldi.
TÜRKİYE YAHUDİLERİ DE GELSİN
Bu seferde 1500 aktivist götüreceğiz 15 gemide. Bize dünya çapında başvuran çok sayıda Yahudi var. Benim bildiğim, başvuran Yahudilerin sayısı 1500’ü aştı, çoğu Avrupa’dan. Ama Türkiye’deki Yahudilerden henüz başvuran yok. Ben açıkçası Türk Yahudileri arasından da bu gemiye binme talebinin olması gerektiğine inanıyorum.
BU SEFER TÜRK BAYRAĞIYLA GİTMEYİ TERCİH EDERİZ
Geçen yıl Türk makamlarından seyrüsefer izni alamayınca Komorlar bayrağı çekmiştik. Bu yıl henüz karar vermedik. Türk bayrağını tercih ederiz. Ama şu var; Türk bayrağıyla gidip gitmememiz bir şey değiştirmiyor çünkü Mavi Marmara’nın Türk olduğunu bütün dünya biliyor. Kaptanı Türk, çalışanları Türk, idaresi Türklerin elinde.
İSRAİL BİR KONUDA HAKLI
Geçen yıl vurulduğunda geminin burnu Mısır’ın El Ariş Limanı’nı gösteriyormuş ama operasyondan sonra İsrail geminin burnunu Gazze’ye çevirmiş, doğru mu?
- Evet, bunu kaptan fark etmiş. Uluslararası sularda ilerliyorduk, en son noktada El Ariş’e gidebiliriz diyorduk. Zaten açık denizde vuracaklarını düşünmüyorduk. Yönümüz de El Ariş’e doğruydu. Ama İsrail bir konuda haklı, biz her seferinde “Rotamız Gazze” dedik. Yola çıkan yedinci gemiydik. Bizden öncekiler de her seferinde “Gazze’ye gidiyoruz” dedi ama durduruldu. İsrail orada sırf Türk gemisi söz konusu olunca bile bile vurdu. “One-minute” diyerek vurdular.