Güncelleme Tarihi:
BU İŞİN ÖNÜNÜ AÇTIK
“Bazı meseleler var ki onlarla ilgili değerlendirmelerimizi kamuoyuyla paylaşmak en az diğerleri kadar önemli hale geliyor. Önceki gün başlayan ve halen devam eden terör örgütü PKK’ya destek veren milletvekilleriyle ilgili süreç de böyle bir konudur. Terör örgütü PKK’nın boyutu Kandil’de değil, onun parlamentoda uzantıları var. Biz bu işin önünü açtık. Bunlar varsınlar parlamentoda mücadelelerini sürdürsünler. Ne yazık ki bunlar burayla yetinmediler. İşte 7 Haziran’da hatırlayın 80 milletvekili yakaladılar. 80 milletvekili işte bak hadi otur da parlamentoda işine bak. Yok, 80 milletvekilini aldıkları günün ertesinde Diyarbakır’da halkı sokağa davet ettiler. Ve 50 kişinin ölümüne neden oldular. Ölen Kürt’tü, öldüren de Kürt’tü. Bilindiği gibi TBMM, geçtiğimiz mayıs ayında istisnasız tüm milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırdı. Bu düzenleme Anayasa Mahkemesi’ne götürüldü. Yüksek Mahkeme de yapılan işlemi hukuka uygun buldu. Bunun üzerine genel başkanlar dahil olmak üzere yargı safhasında dosyası olan milletvekilleri ilgili mahkemelere gidip ifadelerini vermeye başlamışlardır.
KAÇMAYA ÇALIŞTILAR
Ancak bir siyasi partinin mensupları en başından beri ısrarla bu konuyu tahrik unsuru haline getirmeye çalışmışlardır. Hatta önceleri meydan okudu. ‘Benim dokunulmazlığımı kaldırın ben anında hemen yargıya gitmeye hazırım.’ Tamam o zaman öyle diyordun, daha sonra ne oldu sana? Daha sonra aksini yapmaya ve kaçmaya çalıştılar. Dokunulmazlıklar üzerinden Meclis’e, devlete, millete, yargıya meydan okuyan hatta hakaret eden bu densizlerin amacı Türkiye’yi uluslararası alanda sıkıntıya sokmaktır. Açık ve net söylüyorum. Benim uluslararası bu saldırılardan en ufak bir korkum, endişem yoktur. Benim için asıl olan milletimdir. Milletim ne diyor, asıl olan budur. Yoksa batı ne diyor? Yahu Batı bizim için hiçbir zaman hayırlı rüya gördü mü? Görmedi. 53 sene AB’nin kapısında bekletilen Türkiye için batıdan biz ne bekleyeceğiz. Kendimizi aldatmayalım. Biz kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. İnanın, çalışalım, gayret edelim. İlim olarak, şu değerli hocalarımız, öğrencilerimizi geleceğe hazırlasınlar, biz bunları sollayıp, aşar geçeriz. Hiç endişeniz olmasın.
KUZU KUZU CEZAMIZI ÇEKTİK
Kendilerini ifade vermek üzere davet eden yargı mensuplarını ve Türk devletini hiçe sayanlara müsamaha gösterilmesi söz konusu olamaz. Meclis’in karar verdiği, Anayasa Mahkemesi’nin hukuka uygun bulduğu, yargının kendi usulü çerçevesinde harekete geçtiği bir konuda birilerinin çıkıp ‘Biz sizi tanımıyoruz’ demesi aslında ‘Bunun için bize yapılacak her türlü muameleyi de peşinen kabul ediyoruz’ anlamına geliyor. Hukukun usulü bellidir; ifade vermeye gitmezsen zorla götürülürsün. Önceki gün yapılan işlemlerin adı tam olarak budur, yani hukukun işletilmesidir. 1999 yılında hakkımdaki hapis kararı kesinleştiğinde kuzu kuzu Pınarhisar Cezaevi’ne gidip cezamızı çektik. Bağırıp çağırıp şov yapmadık. Millet ne dedi? Millet başka şey söyledi: Bizi sizi farklı yerde görmek istiyoruz. Kurduk partimizi 16 ay sonra iktidara getirdi.
MEN DAKKA DUKKA
Eğer siz milletvekili gibi değil de terörist gibi davranırsanız terörist muamelesi görürsünüz. Bizim her türlü fikre, katılmasak da saygımız vardır. Ancak söz konusu vatandaşımızın güvenliği olunca gözümüz kimseyi görmez. İfade vermek üzere gözaltına alınan ve bir kısmı da tutuklanan milletvekilleriyle ilgili Batı’dan gelen tepkileri görüyoruz. Batı’nın siyasetçileri böyle söyler de medyası geri kalır mı? Özellikle de tutuklanan bir eş başkanla ilgili Obama benzetmesine çok güldüğümü söylemek isterim. Karşımızdakilerin kafalarının ardındaki niyetleri bilmiyor değiliz. Belçika’daki bir mahkeme nihayet ağzındaki baklayı çıkarmış. PKK’yı terör örgütü değil de artık de demekse silahlı mücadele olarak görmüş. Yarın ülkemde yakalanmış bunların aradığı bir terörist olursa ve bizden isterlerse vereceğimiz cevap ne olacak? Onu da onlar düşünsün. Arapların bir sözü vardır: Men dakka dukka…”
‘DİKTATÖR’ DEMİŞLER UMURUMDA DEĞİL
EN son yaşanan olaylarda bakın Avrupalı bakanlar Türkiye’ye hücum ediyorlar. Malum partiyi ziyaret ediyorlar. Ne olacak yani gelip gideceksiniz. Kararı mı değiştireceksiniz. Burada hukuk var ya. Diyorlar ki, biz hukuk devletiyiz. Eee seninki tarafsız, bağımsız. Bizdeki hukuk guguk mu? Sen nasıl saygı istiyorsan bize de saygı duyacaksın. Böyle baskılarla maskılarla, gazetelerde bizi karikatürize edecekler bilmem ne yapacaklar. Boşuna bu şeylerle kafalarını yormasınlar. Onlar bana diktatör demiş, şunu demiş bunu demiş falan hiç umurumda değil. Bir kulağımdan girer, öbür kulağımdan çıkar. Milletim ne diyor. Önemli olan bu.
'4 BİN MİT DOSYASI VERDİM, NE OLDU 4 BİN 500 OLDU'
4 bin MİT dosyası verdim ben Sayın Şansölye’ye teröristlerle ilgili. 6 ay kadar önce İstanbul’da yaptığımız görüşmede, ‘Ben size 4 bin dosya vermiştim, hatırlıyor musun’ dedim. ‘Hatırlıyorum’ dedi. ‘Peki ne oldu o dosyalar’ dedim. Dedi ki ‘O dosyalar şu anda 4 bin 500 oldu.’ Peki ne olacak’ dedim. Geciken adalet, adalet değildir. Bu adaleti geciktiriyorsunuz.’ Avrupa, birlik olarak PKK’yı terör örgütü ilan etmesine rağmen şu anda teröre yataklık yapmaktadır. Çok açık net.
FAHRİ DOKTOR
SAĞLIK Bilimleri Üniversitesi Senatosu, Sultan Abdülhamit’in bina açılışını yaptığı günün 103. yıldönümünde Erdoğan’a fahri doktora ünvanı verdi. Erdoğan’a cübbesini Rektör Cevdet Erdöl giydirdi.
Katılımcılarla selamlaştı
CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, Üsküdar’da düzenlenen Sağlık Bilimleri Üniversitesi fahri doktora tevdi törenine katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve Rektör Prof. Dr. Cevdet Erdöl karşıladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversiteyi gezdi ve katılımcılarla selamlaştı.