<B> Merve YENAL</B>
Oluşturulma Tarihi: Ekim 05, 2002 15:56
İdealist bir avukat olmak üzere girilen hukuk fakültesi... 'Şartlar' nedeniyle başlanan takı tasarımı işi... Ve son yıllarda art arda gelen birincilikler... 'Doğru iş'i bulduğunu söyleyen Meltem Kurtulan 11 yıldır takı tasarımı yapıyor. Yüksek ayar altın kullanarak yaptığı özgün tasarımlar hem yurtiçinde hem de yurtdışında ününü artırıyor.
Meltem Kurtulan genç ve bol ödüllü bir takı tasarımcısı. Değerli ve yarı değerli taşlar üzerine çalışıyor. Bu mesleği 'okulunda' öğrenmemiş. Çünkü o hukuk fakültesi mezunu. Savcı olan babasının da etkisiyle kendini hep iyi bir avukat olmak üzere yetiştirmiş. Ancak tesadüfler onu başka bir alana yönlendirmiş.
Ailesinin 'pek de hoş karşılamamasına' karşın, eşinin de desteği ile tasarım işine girmiş. Geç keşfettiği tasarım yeteneği yüzünü kara çıkarmamış. Son üç yıldır katıldığı Türkiye çapında düzenlenen tasarım yarışmasında birinciliği kimseye kaptırmıyor.
Başarısını Türkiye sınırları dışına da taşımış. Bu yaz İtalya'da düzenlenen 'Altın Takı' yarışmasında, yaptığı tasarım en iyi 34 tasarımdan biri seçilmiş. 11 yıldır neredeyse her gün ve her saat takı tasarımı yaptığını söyleyen Kurtulan kendisi için doğru işi bulduğunu düşünüyor.
1968 Antalya doğumlu. Babasının mesleği nedeniyle öğrenimine Anadolu'nun çeşitli şehirlerinde devam etmiş. Adana, Ayvalık, Afyon gibi farklı yerlerde yaşadıktan sonra ortaokul döneminde Ankara'ya gelmiş. Ankara Kız Lisesi'nden mezun olmuş. Dereceyle hukuk fakültesine girmiş. Bütün çalışmalarını avukatlık üzerine sürdürüyormuş.
1992'de üniversiteyi bitirip avukatlık stajını tamamladıktan sonra evlenmiş. Metal mühendisi olan eşi kuyumculuk sektörüne ilgi duyuyormuş. Birlikte güneye giderek Muğla Sarıgerme'de bir kuyumcu dükkanı açmışlar. Böylece hiç avukatlık yapamadan kendini çok farklı bir ortamda bulmuş.
Çevrede Alman turistlerin yoğun olması nedeniyle Almanca öğrenmiş. Bu sırada mücevherler ilgisini çekmeye başlamış. Eşinin dükkanına gide gele taşları ve ayarları öğrenmiş. Ve mesleğe adımını atmış. Bütün çabaları sıradan bir kuyumcudan farklı olmakmış. Böylece işin tasarım kısmına girmiş:
‘‘Sürekli aynı toptancıdan alınan aynı malları satan insanlardan biriyseniz şansınız pek fazla olmuyor. O bakımdan biz biraz daha farklılaşmak istedik. Orada bir atölye kurduk.‘‘
Gelen yabancı turistlere Türkiye'ye özgü tasarımlar sunmaya başlamışlar. Tamamen kendilerine has bir stil yaratmışlar. Yüksek ayarlı has altın kullanarak takılar üretmişler. İlk başta, Türkiye'deki müzelerde bulunan eserlerden esinlenerek üretim yapıyorlarmış. Daha sonra kendi tarzları oturmuş.
Tam 11 yıldır günde 16 saatini çalışarak geçiriyor. Hafta sonu tatillerinden ve gece uykusundan fedakarlık ederek çalışmış. Yavaş yavaş üretimleri çoğalınca atölyeyi büyütmüşler. Ustaların sayısı artmış. Kurtulan, bazen ürünlerin tasarımını ve üretimini bizzat yapıyormuş. Böylece kendi mağazaları için ihtiyaçlarından fazlasını üretmeye başlamışlar. Ve işi toptancılığa dönüştürmüşler. Toptan olarak 24 ayar, tamamen elde üretilmiş takılar üretmeye başlamışlar. Bunları başka kuyumculara ya da perakende olarak satıyorlarmış.
Kurtulan çifti bir ay önce kendi mağazalarını kapatmış. Artık satıştan çok üretime ağırlık veriyorlar. Kurtulan Kuyumculuk olarak çalışıyorlar. Çok geniş bir taş koleksiyonları var. Naci Kurtulan bu taşları dünyanın dört bir köşesinden getiriyor.
Ürünlerinin beğenildiğini görünce 'Gold Trends Türkiye' adlı yarışmaya katılmaya karar vermişler. Kapıyı Naci Kurtulan aralamış. 1998 ve 1999'da yarışmaya gönderdiği takılar finale kalmış. 2000'de bayrağı Meltem Kurtulan devralmış. Ve üç yıl üst üste birinci olmuş.
Kendine güveni artınca şansını yurtdışında denemeye karar vermiş. Geçtiğimiz haziranda Dünya Altın Konseyi tarafından İtalya'da düzenlenen 'Gold Virtuosi 2002' adlı yarışmaya katılmış. Tasarladığı üçlü set en iyi 34 tasarım arasına girmiş. Böylece 52 ülkeden yarışmaya katılan bin 700 tasarımcı arasından sıyrılarak zirveye tırmanmayı başarmış.
DÜNYANIN EN İYİ TASARIMI
İtalya'da düzenlenen 'Gold Virtuosi 2002' adlı yarışmanın konusu 'Genç Takı'ymış. Kurtulan bu nedenle gençliği anlatan bir tasarım düşünmüş. Hazırladığı üçlü sette 24 ayar has ve beyaz altın kullanmış. Takının sabit bölümü çocukluk yıllarının katı ve kuralcı yapısını anlatıyor. Ondan sonraki serbest giden bölümler ise özgürlük anlamına geliyor. Filizlenen hedefler uçlardaki zümrütlerle ifade ediliyor. Kurtulan iyi bir takının kullanılabilir olması gerektiğini söylüyor: ‘‘Yalnızca kağıtların üzerinde teknik olarak yapılan şeyler bence başarılı olmaz. Bu takı ne kadar çılgın olsa da defalarca satıldı. Çünkü bunu aklınıza gelebilecek birçok kıyafetle takabilirsiniz.‘‘