Güncelleme Tarihi:
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü duruşmasına, mahkemeye itiraf dilekçesi gönderen sanıklardan Süleyman Sinkil ilk kez katıldı. Kimlik tespitinin ardından, Sinkil'in, Altınbaş'a Ahmet Baştan ile birlikte zor kullandıkları, diğer sanıkların sorumluluğu olmadığı yönünde mahkemeye gönderdiği dilekçesi okundu.
Dilekçeyi doğrulayan Sinkil, Emniyet Müdürlüğü nezarethanesinde tutulan Altınbaş'ın kimlik tespitini yapmak istediklerini, maktulün kendilerine karşı koyduğunu söyledi. Altınbaş'ın sorularına cevap vermediğini ifade eden Sinkil, “Altınbaş, bu sırada örgütsel tavır içine girdi ve bize saldırdı. Ahmet Baştan ve ben etkisiz hale getirmek için müdahale ettik. Bu sırada bize vurdu. Biz de ona vurduk” diye konuştu.
Müdahil avukatı Oya Aydın'ın “Altınbaş'ı nerede sorgulamışlar? Nezarethanede elleri kelepçeliydi” demesi üzerine Sinkil, Altınbaş'ın kelepçeli olmadığını söyledi. Sinkil müdahil avukatlarının sorusu üzerine de nezarethanenin çok küçük olduğunu belirtti.
“İşkenceci olarak lanse edilmemiz hayatımızı alt üst etti” diyen Sinkil, dönemin nezarethane nöbetçileri Ahmet Ulualan ve Cihangir Özkan'ın olaya tanık olduklarını ifade etti.
Müdahil avukatlarından Oya Aydın, Sinkil'in ifadelerinin diğer sanıkları korumaya yönelik olduğunu ve inandırıcılıktan uzak olduğunu söyledi.
Duruşma, aynı olayla ilgili olarak emekli polis memuru Ahmet Baştan hakkında verilen kararın Yargıtay'dan dönmesinin beklenmesine ve davaların birlikte değerlendirilmesine, nezarethane nöbetçilerinin daha önce ifadelerine başvurulmamışsa tanık olarak dinlenmelerine karar verilerek, ertelendi.
ÖNCEKİ KARARLAR
Mahkeme, sanıklar İbrahim Dedeoğlu, Sadi Çaylı, Süleyman Sinkil ve Hasan Cavit Orhan'ı eski Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) “kastı aşan adam öldürme” suçunu düzenleyen 452/1. maddesi, bir kimseye cürümlerini söyletmesi için işkence sonucu ölüm meydana gelmesi halinde ceza artırımını düzenleyen 243/2, ceza indirimi öngören 463 ve 59. maddeleri uyarınca 4 yıl 5 ay 10'ar gün ağır hapis cezasına mahkum etmişti.
Yargıtay, kararı, “sanıkların, suçu birlikte ve doğrudan ika ve icra ettikleri eylemde, TCK'nın 463. maddesini uygulama yeri bulunmadığı” gerekçesiyle sanıkların aleyhine bozmuştu.
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi, bulunamayan sanıklar Ahmet Baştan ve naip Kılıç'ın dosyalarını ayırmış, Kılıç'ın beraatine, Baştan'ın 4 yıl 5 ay 10 gün ağır hapsine karar vermişti.
Baştan'ın dosyası, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nde bulunuyor.