Altın sarısı yaz

Dünyanın en kaliteli kumaşlarından biri Dormeuil’le bahara hazırlanın

Tek düğmeli, üç düğmeli ve kruvaze bir ceket, baharlık... Altın sarısı, bordo, lacivert, turuncu gömlekler... Dolabı açtığınızda size gülümseyen renkler... Açık gri, mavinin tüm tonlarında, bordodan turuncuya uzanan skalada takımlar ve tabii ki, beyaz... Paçaya doğru daralan pantolonlar, aşağı indikçe bollaşan ceketler, kravat, kemer, cep mendili, pantolon askısı, atkı, kol düğmeleri ve nice şıklıklar... Klasik erkek giyiminin en önemli isimlerinden Dormeuil'in önümüzdeki sıcak günler için çizdiği tablo, aynen yukarıdaki gibi.

Dormeuil, erkek giyimiyle yakından ilginenlerin çok iyi tanıdığı markalardan biri. Pierre Cardin'le bütünleşmiş olan Dormeuil, diğer ünlü modacılar tarafından da tercih edilen kumaşları üretiyor. Jules Dormeuil ve kardeşleri 1842'de kurdular. 1871'de Jules Dormeuil'in kaderi, İngiltere'de, 10 New Burlington Street'te açtığı mağazayla değişti. İngiliz modasının dünyada söz sahibi olmasında önemli payı bulunuyor. Bu yıl yine İngiliz çizgilerine dönmesinin en önemli sebeplerinden biri de bu.

O dönemde, vücuda oturan kesimler, lacivert ceket, kırmızı yelek, kanarya sarısı pantolonlar modaydı. En iyi terziler Dormeuil'i tercih eder ve bu kıyafetleri dikerlerdi. 1950'lerde hazır giyimin gelişmesi Dormeuil'in sadık müşterileri için pek farketmedi. Fraktan, av ceketine, yelekli takımdan, hafta sonu ceketine kadar giysiler Londra'daki Golden Square'de, erkek giyimi tarihindeki yerini aldı. Ünlü modacıların Dormeuil'le hazırladığı koleksiyonların yanısıra 1993 yılında Dormeuil de hazır giyim alanında çalışmaya başladı. Rusya, Japonya, Çin, Fransa ve bir çok Avrupa ülkesinde butik açtı.

Dormeuil'i Türkiye'ye getiren Devin firması, kraliyet ailesi başta olmak üzere dünyadaki tanınmış ailelerin tercihi olan Pashmina ve Oriente Express, Buckingham gibi çok özel Dormeuil kumaşların ‘‘seçkin terzi ve kumaş mağazalarında’’ sunulduğunu belirtti. Dormeuil, çok parçalı koleksiyonunda, kalite ve fiyat uyumuna çok fazla dikkat ettiklerini ısrarla belirtiyor.

Pashmina kumaşı

Kralların tercihi Pashmina kumaşının efsanesi ilginç: Uzun yıllar önce, kuzey Hindistan'da yakışıklı bir çoban yaşardı. Bu çoban her gün sürüsünü Himalayalar'a çıkarırdı. Bir gün keçilerin her zaman su içtiği yere vardığında, sürüsüne ait olmayan çok değişik bir keçiyi farketti. Ona doğru yaklaştığında, keçinin kaçmadığını gördü. Daha sonrada boynuzlarının bir seri küçük figürden ibaret olduğunu anladı. Figür, uzun saçlı güzel bir kadındı. Çekingen bir şekilde dokundu. Bu garip keçinin yünü çok yumuşak ve ipeksiydi. Keçiye verecek bir parça yiyecek aranırken, çoban, keçinin pırlanta, elmas ve yakutlarla donanmış, simsiyah ipek saçlı, siyah elbiseli, siyah şal giymiş bir prensese dönüştüğünü gördü. Prenses bu ani değişimden sonra çobana gülümseyerek ‘‘benim adım Pashmina’’ dedi. Halk dilinde Pashmina diye anılan Capra Hircus denen bu yabani keçi sadece Himalayalar'ın Ladakh ve Kashmire bölgelerinde nadir olarak bulunuyor. 5 bin metrenin üzerinde yaşadığı için yünü olağanüstü yumuşak ve ipeksi. Bu kumaşı yaratabilmek için beş yıl özel olarak çalıştı. Pashmina, yılda sadece bir kere, baharda, keçinin karın ve çene bölgesinden elde ediliyor. Geçmişte en değerli eşarp ve şallar bu yünden üretiliyordu, bu gerçek hala da pek değişmiş değil. Yılın her ayı bu kumaş kullanılabiliyor.