Oluşturulma Tarihi: Ağustos 06, 2004 00:00
Türk sinemasının en köklü ulusal etkinliği olan ve bu yıl 41'nci kez yapılacak Antalya Altın Portakal
Film Festivali yeni bir çehreyle sanatseverlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Festival, uzun süren sessizliğin ardından "rengini ortaya koymaya" başladı. Bu yıl 3 ile 9 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek olan festivalin bütçesinin 2 trilyonu bulması bekleniyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Antalya Kültür ve Sanat Vakfı ile sinema çevrelerinden 13 kişilik uzman Düzenleme Kurulu, festivalin, hem Türk Sineması için öneminin artması, hem de uluslararası arenaya taşınması için kararlar almaya başladı. ŞEN VE SOYGAZİ'YE YAŞAM BOYU BAŞARI ÖDÜLÜ Kurulun süren toplantılarında, bu yıl Yaşam Boyu Onur Ödülü'nün bir kadın bir de erkek sanatçıya verilmesi benimsendi. Erkek sanatçı, daha önce açıklandığı gibi Şener Şen olurken, kadın sanatçı Hale Soygazi olarak belirlendi. Birçok ödüle sahip Hale Soygazi, Yaşam Boyu Onur Ödülü'nün yanı sıra 1978 yılındaki 15. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde ”Maden”, 1984 yılındaki 21. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde “Bir Yudum Sevgi” adlı filmlerdeki rolüyle iki kez En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'ne sahip olarak Altın Portakal Heykelciği'ne uzanmıştı. Türk Sineması'nda Filiz Akın döneminden sonra romantik filmlerde ”iyi kalpli sarışın' rollerini oynayan Hale Soygazi, 70'li yılların sonundan itibaren toplumsal yanı ağır basan ve “kimliğini arayan ve bedenini keşfeden kadın” filmlerine yönelmişti. BİTMEYEN ANI Altın Portakal'da verilen ödüllere, sanat yaşamının ilerleyen yıllarında trajik hikayesiyle gündeme gelen sanatçı Yıldırım Önal adına 1999 yılında “Yıldırım Önal Anı Ödülü” eklenmişti. Ödüle layık görülen sanatçıya, bir yıllığına “emanet” edilerek Yıldırım Önal'ın hatırasının yaşatılması amacıyla verilen ödül, şimdiye kadar sırasıyla Münir Özkul, İsmet Ay, Kerim Afşar, Ahmet Mekin, Eşref Kolçak'a teslim edilmişti. Festival kurulları, bu yılki “Yıldırım Önal Anı Ödülü”nü tiyatro ve sinemanın büyük ustası Haluk Kurtoğlu'na emanet etme kararı aldı. Adına anı ödülü verilen Türk tiyatrosu ve sinemasının yetiştirdiği önemli oyunculardan Yıldırım Önal, 1973 yılında Nejat Saydam'ın yönettiği “Dinmeyen Sızı” filmindeki rolüyle “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu” ödülüne layık görülmüştü. Önal yaşamının son yıllarında girdiği ekonomik sıkıntı nedeniyle çok değer verdiği Altın Portakal ödülünü rehinciye bırakmak zorunda kalmış, ancak ömrü, aldığı parayı geri ödeyip Altın Portakal Heykeli'ne yeniden sahip olmak için yetmemişti. Bu trajik yaşam öyküsünden yıllar sonra rehincinin oğlu, Yıldırım Önal'ın kazandığı ödülü Antalya Kültür Sanat Vakfı'na teslim ederken, ödül, sanatçının adını ölümsüzleştirmek amacıyla emanet şekliyle sanatçılar arasında el değiştirmeye başlamıştı. “OSCAR'LA CANNES ARASINDA OLACAĞIZ” Festival Düzenleme Kurulu üyelerinden Antalya Kültür Sanat Vakfı Genel Müdür Yardımcısı ve Basın Sözcüsü Göksel Kumsal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, festivalin bu yılki önemli değişikliklerinden birinin jüri yapılanması olduğunu söyledi. Sinema sektörüyle ilgili söz sahibi yönetmen, yapımcı, senarist, akademisyen, sinema eleştirmeni ve yazarlarından oluşan kişilerin, ”Ana Jüri”yi oluşturacağını kaydeden Kumsal, yapılanma içerisinde ”Meslek Jürileri” ve Büyük Jüri” adıyla yarışma filmlerinin geniş çaplı değerlendirme yapacak jürilerin de görev yapacağını belirtti. Kumsal, Türk Sinema sektöründe uzmanlaşma ve sektörün endüstrileşmesi amaçları çerçevesinde düzenlenen jüri yapılanmasının, Antalya Altın Portakal Film Festivali'ni, hedeflenen uluslararası arenada önemli noktalara taşıyacağını belirterek, “Sinema endüstrisi için Oscar benzeri akademik yaklaşım ile Cannes örneğindeki festival havası arasında bir çizgiyi hedefliyoruz” diye konuştu. Kumsal, Yönetmen Atıf Yılmaz'ın başkanlık edeceği Ana Jüri'nin Meslek Jürileri ve Büyük Jüri'nin, Ulusal Uzun Metrajlı Film Yarışması'na katılan ödül adayı Türk filmleri için değerlendirmelerini alacağını ve kendi değerlendirmesiyle karar vereceğini bildirdi. Kumsal, bu yıl sinemadaki üretimin arttığına ve yaklaşık 18 Türk filminin yarışmaya katılımının beklendiğine işaret ederek, bu filmler arasındaki 10-12 filmin Ana Jüri'nin ön elemesiyle yarışma adayı olarak belirleneceğini bildirdi. Kumsal, yarışma adayı filmlerin başvurusunun resmi olarak 18 Ağustos'dan 20 Eylül'e kadar alınacağını vurguladı. ANİMASYON, MAKYAJ, YABANCI DİL, GÖRSEL EFEKT... Göksel Kumsal'ın uluslararası geçiş yılı ilan edilen bu yılki 41. Antalya Altın Portakal Film Festivali'ndeki önemli değişiklikleri arasında işaret ettiği kategoriler de ilginç özellikler taşıyor. Daha önce 12-13 kategoride ödüllendirme yapılırken, bu festivalde, dünya standartlarındaki sinema ödüllendirmelerinin kuralları benimsendi. Daha önce en iyi film, yönetmen, oyuncular ve teknik özelliklerin değerlendirildiği festivale bu yıl yabancı dil, animasyon, makyaj ve saç, ses miksajı ve ses tasarımı ile görsel efekt kategorileri eklendiğini kaydeden Kumsal, Türk Sineması'nda henüz örneklerine rastlanmayan yabancı dil kullanılan filmler ile animasyon filmleri kategorilerinin gelecek yıllarda bu daldaki üretim için özendirici olacağını vurguladı. Kumsal, tüm kategorilerdeki filmlerin de her biri 7 kişilik olan meslek jürileri tarafından değerlendirileceğini kaydetti. Bu arada, fazla seçenek olmayan Görsel Efekt Kategorisi'ndeki yarışmaya aday olması beklenen filmlerin “Okul” ve “Gora” olması bekleniyor. Sanatçı Cem Yılmaz, daha önce, başrolünü oynadığı “Gora” filmiyle Altın Portakal Film Festivali'ne katılacağını açıklamıştı. BÜTÇE 2 TRİLYONU BULACAK Festival bütçesinin bu yıl yaklaşık 2 trilyonu bulması beklenirken, Altın Portakal Heykelciği'ne layık görülecek filmlerin para ödüllerinin geçen yılların aksine artırılarak, endüstrileşmesi hedeflenen sinema sektöründe üretimin artmasına katkı yapması da amaçlanıyor. Göksel Kumsal, festivalin uluslararası hedefinin Avrasya ülkelerinin sinema ve kültürlerinin buluşması olarak belirlendiğini belirterek, festivalin gelecek yıl adının “Avrasya Altın portakal Film Festivali” olarak değiştirileceğini söyledi. Bu hedef kapsamında yabancı ülkelerinin kültürel kimliklerini yansıtan filmlerin başvurularının kabul edileceğini belirten Kumsal, “Avrasya sineması sektörü, yeni ve büyük bir pazar. Amacımız bu konuda festival düzenleyen ilk ve tek ülke olmak” dedi. Kumsal, festivalin açılış ve kapanış törenlerinin Karaalioğlu Parkı içerisindeki “Orta Mirador” adı verilen açık alanda yapılmasının kararlaştırıldığını belirterek, sanatçıların kırmızı halı üzerinde bu alana yürüyerek geleceğini söyledi. Öte yandan, Festivalin kapanış töreninde Fahir Atakoğlu'nun yanı sıra ile piyanist Mehveş Emeç ve Yavuz Bingöl'ün düet yaparak sahne alması düşüncesi yoğunlaşırken, bu sanatçılara önümüzdeki günlerde teklif götürüleceği öğrenildi.
button