Altın madalyalı trikocu

Güncelleme Tarihi:

Altın madalyalı trikocu
Oluşturulma Tarihi: Haziran 11, 2008 10:54

Gaziantep'te triko sektörünün gelişimine yaptığı katkılar ve ilklere imza attığı için 1964 yılında Sanayi ve Ticaret Bakanı Muammer Erten tarafından altın madalya ile ödüllendirilen 77 yaşındaki Celal Aydıner, bugün bile işinin başından ayrılmıyor.

51 yıldır trikoculuk mesleğini yapan Celal Aydıner, çocukları ve torunlarıyla birlikte Gaziler Caddesi'ndeki atölyesinde çalışmaya devam ediyor.

Gaziantep'te ilk motorlu tezgahı kullanan, ilk overlok makinesini getiren Aydıner, yanında yüzlerce ustayı yetiştirdi ve Gaziantep'in bugün Türkiye'nin en önde gelen triko şehirlerinden birisi olmasına büyük katkı sağladı.

4 çocuk babası ve 15 torun sahibi Celal Aydıner, 1931 yılında Gaziantep'te doğduğunu, 1957 yılında trikoculuk mesleğine başladığını ve 1960 yılında Numune Triko'yu kurarak beş kardeş birlikte çalıştıklarını, sonra her birinin mesleği ayrı ayrı sürdürdüğünü ve halen devam ettiklerini anlattı.

“ALTIN MADALYALI TEK TRİKOTAJCI BENİM”

Altın madalyalı tek trikotajcı olduğunu belirten Aydıner, altın madalya almasını şöyle anlattı:
“1964 yılında, Gaziantep'in kurtuluş yıl dönümü nedeniyle Halk Eğitim Müdürlüğü bir sanayi sergisi açtı. O zamanlar ilk motorlu tezgah sadece bizde vardı. Triko yapımında kullanılan malzemeleri at arabasıyla, kar ve buza rağmen götürüp sergiledik. Sergiden birkaç gün sonra Sanayi ve Ticaret Bakanı Muammer Erten geldi. Ticaret ve Sanayi Odası vasıtasıyla, bize altın madalya vermeyi kararlaştırmışlar. Firmamıza ait çorap ve trikotaj işleri başarılı görüldüğünden ve sanayimizin örnek eserlerinden biri kabul edildiğinden, sektöre öncülük ettiğimizden dolayı bize takdirname ile altın madalya verildi.”

Aydıner, Gaziantep'e ilk overlok makinesini de kendisinin getirdiğini, makineyi kullanmasını eşine ve çocuklarına öğrettiğini söyledi.

O yıllarda atölyelerinde 80 makine bulunduğunu, 100'den fazla kişiyi istihdam ettiklerine dikkati çeken Aydıner, “Şimdi sektörde söz sahibi olan ustaların çoğunda emeğimiz var. Çok kalfa yetiştirdik, hepsi usta oldu, dükkan açtılar” dedi.

“BAŞARININ SIRRI...”

Mesleği ilk yaptığı yıllar ile bugünü karşılaştıran Aydıner, sektörde şimdi üretimin fazla, tüketimin az olduğunu, iş kurmak için çok sermaye gerektiğini söyledi.

Aydıner, işini severek yaptığını ve hep insana hizmeti ön planda tuttuğunu ifade ederek, açıklamasında şunlara dikkat çekti:
“O zamanlar söz senetti, güven vardı. Biz müşterilerimize açık hesap verirdik ve sözlerinde dururlardı, borçlarını zamanında öderlerdi. Şimdi işler çok zorlaştı. Adam çek ile senet ile alıyor, günü geldiğinde ödemiyor. Esnaf ekonomik sıkıntı çekiyor. Mesleğe ilk başladığımız yıllarda rekabet ortamı olmakla birlikte, esnaf birbirine daha saygılıydı ve herkes birbirine yardımcı olmaya çalışırdı. Kimse kimsenin kuyusunu kazmaya çalışmaz, aksine elinden tutmaya çalışırdı. Hatır-gönül, dostluk eskide kaldı. Maddiyat ön plana çıktı. Oysa her şeyden önce doğruluk ve kalite öncelik almalı.”

51 yıllık çalışma hayatında ülke ekonomisinde krizlerle de karşılaştığına işaret eden Celal Aydıner, “Krizleri sabırla aştık. İşimizi küçültmedik, üretmeye ve istihdama devam ettik. İyi olur dedik, iyi oldu. Hala çalışmaya devam ediyorum. Gücümün yettiği kadar da çalışacağım” dedi.

Aydıner, mesleğe yeni girmek isteyenlere de işlerini sevmeleri ve dürüst olmalarını tavsiye etti.

“ÇİN'DEN İTHALATIN ÖNÜNÜ KESTİ”

Celal Aydıner'in oğlu Celal Aydıner ise mesleği babasından öğrendiğini, S&C Tekstil olarak Gaziantep'te ilklerinin devam ettiğini belirterek, “Şu anda namaz takkesi yapıyoruz. Bu takkeler bu zamana kadar Çin'den ithal ediliyordu. Bunu Gaziantep'te yapan tek firmayız” dedi.

Aydıner, üretimlerini Suudi Arabistan, İran, Ürdün başta olmak üzere özellikle Orta Doğu ülkelerine ihraç ettiklerini kaydetti.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!