Oluşturulma Tarihi: Ağustos 26, 2012 11:36
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Mustafa Akaydın, Adana Altın Koza Film Festivali takviminin, festival yönetimi tarafından etik olmayan tutumla Altın Portakal Film Festivali takvimiyle çakıştırıldığını iddia etti.
Başban Akaydın, hükümeti de Altın Portakal ödeneğini 7.7 milyon liradan 500 bin liraya düşürdüğü için eleştirirken, "Siyasi hesap var" dedi.
Başkan Akaydın, bu yıl 6-12 Ekim tarihleri arasında 49’uncusu düzenlenecek Uluslararası Antalya Altın Portakal
Film Festivali ile 17-23 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek 19’uncu Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali takvimlerinin birbirine yakın olmasına tepki gösterdi. Başkan Mustafa Akaydın, takvimin belirlenmesi konusunda Altın Koza Film Festivali yönetimini eleştirdi. Türkiye’de birçok yerde film festivali düzenlendiğini, ancak ünlü festivaller denildiğinde İstanbul Film Festivali ile Altın Portakal’ın akla geldiğini anlatan Başkan Mustafa Akaydın, "İstanbul’un yüzü uluslararası, bizimki ulusal endüstriye dönük. Altın Koza uzun zamandır haziran ayında yaptığı etkinlikleri, gitgide Altın Portakal’a yaklaştırdı. Bu sinema alakadarlarıyla da İstanbul’da tartışıldı, bunun etik bir ayıp olduğu düşünüldü. Ama neticede yapacak bir şey yok" diye konuştu.
"SİYASİ HESAP VAR"
Belediye başkanı seçilmeden 1 yıl önce 2009 yılında hükümetin Altın Portakal’a 7.7 milyon lira ödenek verdiğini, bu rakamın son yıllarda 500 bin liraya kadar düştüğünü kaydeden Başkan Akaydın, şöyle konuştu:
"Sanıyorum asgari bu miktar Altın Koza’ya da ödeniyor. Belki daha fazla ödeniyor, onu bilmiyorum. Yani burada bir siyasi hesap var. Ama bu Altın Portakal’a müracaat sayısını hiç düşürmedi. Bugün itibariyle 42 özgün prodüksiyon başvurmuş durumda. Bizim terazide Altın Koza ile rekabetçi bir tutumumuz yok. Kendimizi Altın Koza ile kıyas edilebilir görmüyoruz."
"POPÜLİST TAVIR İZLEMİYORUZ"
Büyükşehir Belediye Başkanı Başkan Akaydın, Altın Portakal Film Festivali Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle ’başvuracak filmlerde, yurt içinde yapılan ulusal ve uluslararası hiçbir yarışmaya katılmamış’ olma şartının getirilmesini yerinde bir değişiklik olarak gördüğünü söyledi. Akaydın, "Çünkü biz her şeyden önce ulusal sinemanın ödüllendiricisi konumundayız ve ilkeli bir tavır izliyoruz. Popülist bir tavır izlemiyoruz" diye konuştu.
"AVŞAR KARARINI DESTEKLİYORUM"
Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nın jüri başkanı seçilen Hülya Avşar’la ilgili tartışmalar ve Levent Kırca’nın Avşar’a tepki olarak jüri üyeliğinden ayrılmasına yönelik değerlendirmede de bulunan Başkan Akaydın, Antalya Kültür ve Sanat Vakfı’nın (AKSAV) Hülya Avşar’ın jüri başkanlığı kararını desteklediğini aktardı.
Jüri başkanı olacak kişiyi geçmişindeki eğitim ve kültür birikimini sınava tabi tutarak seçmediklerini vurgulayan Başkan Akaydın, şöyle dedi:
"Özellikle Türk görsel ve sinema sanatlarına katkı yapmış sanatçıları ve yönetmenleri gözetiyoruz. Şimdi Hülya Avşar hanımefendinin beni hiç ilgilendirmeyen ama sayın Levent Kırca’yı ilgilendiren özellikleri olabilir. Popüler Türk sinemasına Hülya Avşar’ın renk kattığı, katkı yaptığı, onun dışında da birtakım kültür alanlarına katkı yaptığı hiç kimsenin yadsıyamayacağı bir gerçek. Biz işin bu tarafına bakıyoruz ve bu konuda iyi bir
seçim olduğunu düşünüyorum."
"KIRCA’YA SİTEM EDİYORUM"
Levent Kırca’nın Avşar konusunda sergilediği tavrı bir sanatçının bir başka sanatçıyı ’ötekileştirme’ çabası olarak değerlendirdiğini kaydeden Başkan Akaydın, "Ben de kendisini çok sevdiğim halde sitem ediyorum" dedi. Türk sinemasının entellektüel camiasında ’Jüri başkanları sanatçı olmamalı, yönetmen olmalıdır’ diye doğru olmayan bir görüş olduğundan bahseden Başkan Akaydın, "Yönetmen de olabilir sanatçı da. Bütün dünyada da bunun örnekleri var" dedi.
Levent Kırca’nın jüri üyeliğini bıraktıktan sonra kendisini aradığını ve sergilediği davranışın kendisine yönelik olmadığını söylediğini dile getiren Akaydın, "Ben de kendisine takdir ettiğim bir sanatçı olduğunu ve bunu kişisel olarak algılamadığımı söyledim" dedi.
"BİR SANATÇI İLE KÖPEĞİNE FIRST CLASS PARA ÖDEMEDİK"
Altın Portakal Film Festivali’nin bütçesi ve harcamalara ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Mustafa Akaydın, AK Partili Menderes Türel’in belediye başkanı olduğu 2008 yılında düzenlenen festivale 28 milyon lira harcandığını, bunun 7.7 milyonunun hükümet tarafından aktarıldığını belirtti. O yılki festivale harcanan paranın belediyenin şu anki kültür harcamalarının tamamından yüksek olduğunu kaydeden Başkan Akaydın, şöyle dedi:
"Biz geçen sene 12 milyon liralık bütçeyle, yani 2008’deki Altın Portakal bütçesinin yarısından az bir miktarla hem Altın Portakal’ı, hem Piyano Festivali’ni, hem de Televizyon Ödülleri’ni finanse ettik. Bunu yaparken kaliteden taviz vermedik, konuklarımızı ağırladık. Mickey Rourke dünyada çok ünlü bir sanatçı olabilir. Ama bir sanatçıya köpeğiyle birlikte first class para ödeyip, Türkiye’ye getirip, altına da helikopter tahsis edip otele kapatmadık. Çok da ünlü yönetmenler getiriyoruz. Jane Birkin gibi çok ünlü bir sanatçımız vardı geçen sene. Ama bu insanları getirmek için Antalya halkının cebinden büyük paralar ödemek gerekiyorsa bunu yapmıyoruz."
"FESTİVALİ TEMATİK YAPMAYA ÇALIŞIYORUZ"
Altın Portakal Film Festivali’nin önümüzdeki yıl 50’nci yılının idrak edileceğini, sosyal demokrat bir belediye olarak festivali tematik yapmaya çalıştıklarını kaydeden Başkan Akaydın, geçen yıl ’kadın’ olan temanın bu yıl ’mizah ve eleştiri kültürü’ olduğunu, bu şekilde de festivale toplumsal farkındalık, sosyal proje kimliği kazandırma hedefinde olduklarını ekledi.