Güncelleme Tarihi:
TÜRKİYE İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun (TİHEK) kuruluşu 1990’ların sonuna dayanıyor. TBMM’de İnsan Hakları Komisyonu kurulmasının ardından 2000’lerin başında Başbakanlık bünyesinde İnsan Hakları Başkanlığı oluşturuldu. Bu başkanlık 2012’ye kadar devam etti. Kurum, insan haklarının kurumsallaşması sürecinde 2016’nın nisan ayında yeniden şekillendirildi. Kuruluşunun Resmi Gazete’de yayınlanması 2017’nin mart ayını buldu. Kurul üyelerinin seçilmesinin ardından geçen mayısta da Süleyman Arslan başkan olarak seçildi. Geçen ay bekar olduğu gerekçesiyle bir kadına evini kiralamayan ev sahibi ve emlakçıya ayrımcılık yasağını ihlalden verdikleri ceza ilk emsal kararları oldu. Arslan, kurulun görevlerini, “İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesi konusunda eğitimler vermek, bilinçlendirme, Meclis’e ve Cumhurbaşkanı’na raporlar sunmak gibi görevlerimiz var. Ayrımcılık yasağının ihlali durumundaki şikâyetleri inceliyoruz. Gelen başvuruları 11 kişilik kurulumuz değerlendiriyor” diye anlattı.
ŞİKÂYETLER ZAMANLA ARTTI
Süleyman Arslan, kendilerine gelen şikâyetlerin zamanla arttığını söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “2017 sonunda 422 başvuru vardı. 2018 yılı ilk altı ayında Ayrımcılık Yasağıyla ilgili 280, İnsan Haklarının Korunması ve Geliştirilmesi alanında 43, İşkenceye Karşı Ulusal Önleme Mekanizması alanında 251 ve diğer alanlarda 39 olmak üzere toplam 613 başvuru yapıldı. Her ayrımcılığa bakmıyoruz. Kanunda tanımlanması lazım; ırk, din, dil, siyasi ve felsefi görüş, yaş, servet, doğum, medeni hal...
15 BİN LİRAYA KADAR CEZA
Vatandaş doğrudan kurumumuza müracaat ediyor. Başvurular ön incelemeden geçiyor. Gerekli şartları sağlamıyorsa işleme koymuyoruz. Örneğin yargıya intikal etmiş bir konuysa biz bakmıyoruz. İki tarafın ifadesini alıp uzlaşma da teklif edebiliyoruz. Sonuç olmazsa kurulun önüne gidiyor. Gerekirse 1000 lirayla 15 bin lira arasında ceza alabiliyor. Ancak kurumumuzun şikâyet üreten, toplumu şikâyete yönlendiren bir kurum olmasını istemiyoruz. Hak aramayı özendiren ve haksızlık karşısında susmamayı bilen bir toplum olarak sorunları uzlaşarak çözebilir.” Kurumun verdiği bilgiye göre en çok başvuru ceza infaz kurumlarından aile ikâmetgahı nedeniyle nakil talepleri, disiplin cezalarına itirazlar ve sağlık gibi nedenlerden geldi.
TÜRKİYE EN İYİLERDEN BİRİ
Süleyman Arslan, Türkiye’de insan hakları konusunda büyük ilerlemeler kaydettiklerini söyledi: “Eskiden ülke yaşanmaz durumdaydı. Türkiye bir darbe ve olağanüstü hal sürecinden geçti. Her zaman olağanüstü durumlar insanları farklı tedbirler almaya zorlayabiliyor. Türkiye bu olumsuzluklara rağmen süreci çok iyi yönetti. Dünyada insan hakları konusunda en iyilerden biridir Türkiye. ABD’nin, İsrail’in insan hakları karnesini, Avrupa’daki ayrımcılığı nasıl yorumlayabiliriz? Göçmenlerle ilgili duruma bakıldığında en iyi karnesi olan Türkiye’dir. İnsan haklarının her konuda siyasi malzeme olarak değerlendirilmesi insan haklarını yıpratmaktır. Bu konuyu siyaset üstü ele alabilmeliyiz.”
‘EN BÜYÜK İHLAL DARBE GİRİŞİMİ’
Arslan, Türkiye’de insan hakları alanındaki en büyük sorunla ilgili soruya şu yanıtı verdi: “Türkiye’deki en büyük insan hakları ihlali o hain darbe girişimi olmuştur. Vatandaşın seçme hakkının ihlalidir. Demokrasinin ortadan kaldırılmaya çalışılması başlı başına bir insan hakkı ihlalidir. Burada yoğun tutuklamalar, hapis cezaları ve tasfiye hareketi olm uştur ama bu yargılamaya intikal etmiştir. İnsan hakları sadece siyasi şeylerden ibaret değildir. Mesela aile içinde yaşlılara şiddet de dünya içinde görünmeyen bir sorundur.”
TİHEK’in 11 üyesinden yalnızca biri kadın. Kurumun başkanı Süleyman Arslan bu durumu şöyle değerlendiriyor:
“Bu sefer böyle tecelli etti ama Dilek Ertürk kadınları çok iyi temsil ediyor. Kendisi Türkiye’nin görme engelli ilk ve tek diplomatıdır. On erkeğe bedeldir.”