Güncelleme Tarihi:
Sekizi Türk biri Yunan biri Alman polis memuru olmak üzere seri cinayetlerde 10 kişiyi katleden neonazi terör çetesi NSU ile ilgili dava başladı
14 MAYIS'A ERTELENDİ
Duruşmanın başında, Zschaepe'nin avukatları Anja Sturm, Wolfgang Stahl, ve Wolfgang Heer reddi hakim talebinde bulundu. Zschaepe'yi savunan üç avukat, mahkeme heyetine başkanlık eden Yargıç Manfred Götzl'ün tarafsız olmadığını ileri sürerek, davaya başka bir yargıcın bakmasını talep etti.
Yargıç Götzl, sanık avukatlarının reddi hakim taleplerinin incelenip karar verilmesi için davayı 14 Mayıs'a erteledi.
Sanık avukatların soyadlarının Nazi dönemiyle özdeşleşmiş, "hücum", "metal" ve "ordu" anlamına gelmesi dikkat çekti.
İzleyici olarak ya da akredite olamadığı için davayı gazeteci olarak izlemek isteyenler sabahın erken saatlerinde kuyruğa girdi. Mahkemenin önünde uzun kuyruklar oluştu.
Duruşmayı izlemek için Türkiye’den gelen TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün başkanlığındaki altı kişilik delegasyon mahkemeye girebilmek için sıraya girdi. Büyükelçi Hüseyin Avni Karslıoğlu ise sıraya girmedi.
POLİS TÜRK VEKİLLERİN DE ÜSTÜNÜ ARADI
Türk milletvekilleri salona girmeyi başardı ancak girişte polislerin üstlerini aramasına tepki gösterdiler. CHP milletvekili Mustafa Tanal, kendisinin aynı zamanda avukat oduğunu ve uluslararası avukat kartı bulunmasına rağmen aranmasına sert tepki gösterdi ve "Alman avukatlar aranmazken, bizi aramaları düşündürücü" dedi.
Hürriyet''e konuşan Komisyon Başkanı Üstün, “Mahkemeden adaletli bir karar çıkmasını bekliyoruz. Aynı zamanda cinayetlerin arkasında olduğu varsayılan derin yapılanmanın da mahkemenin gündeminde olmasını bekliyoruz” dedi.
Türk vekiller içeri böyle girdi |
ASRIN DAVASI İÇİN BAŞLADI / FOTO GALERİ
Uwe Mundlos, Uwe Bönhardt ve Beate Zschaepe tarafından kurulan NSU hücresiyle ilgili davanın görüldüğü mahkeme salonunda oturma sırası şöyle: Beş sanık 11 avukatıyla üç sırada oturuyor. En ön sırada başsanık ve çetenin elebaşı Beate Zschaepe, yine aynı sırada Andre Eminger, orta sırada çetenin önemli bağlarından ve seri cinayetlerdeki silahı temin eden Ralf Wohlleben yer aldı. Wohlleben'in karısına da destek için eşinin yanında oturmasına izin verildi. Arka sırada ise Holger Gerlach ve Carsten Schulze yer aldı.
MAHKEME DIŞINDA ARBEDE
Almanya'daki NSU davasının görüldüğü Münih mahkemesinin dışında 25 yaşlarında iki Türk kadın ellerinde 'Adalet istiyoruz' yazılı pankartla kalabalığın içine dalarak binaya girmek istedi.
Bağırmaya ve çığlık atmaya başlayan iki genç kadın ellerindeki kırmızı boya dolu şişeyi yere atarak parçaladı. Bu sırada polis tarafından abluka altına alınan kızlar yere yatırılarak etkisiz hale getirildi.
Devreye giren Münih Belediye Başkanı Christan Ude, ortamı sakinleştimek için "Belediye başkanı olarak ben de giremiyorum. Salon dolu. Lütfen sakin olalım" dedi.
Alman polisi, mahkeme salonuna girmeye çalışan Türk kadına böyle engel oldu. |
RAKAMLARLA DAVA
Duruşmayı izleyebilmek için akredite olan 327 basın mensubu adliye binası önüne geldi. Kura yoluyla yer garantisi bulunan 50 gazeteci salona girerken, diğer basın mensupları dışarıdan bilgi almaya çalıştı.
Davanın ilk gününde 12 savunma avukatı ile kurban yakını 80 müdahilin 53 kişilik avukat ekibi salona geldi.
Federal savcılıktan Başsavcı Herbert Diemer, 488 sayfalık 280 bin belgeden oluşan iddianameyi okuyacak. Başsavcıya iki savcı daha yardımcı olacak. İki yıldan fazla sürmesi beklenen dava boyunca 600 kadar şahit dinlenecek.
Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi'nde görülen davayı mahkemenin 6'ncı Ceza Senatosu'ndan Manfred Götzl başkanlığında konusunda uzman sekiz yargıç yürütecek. Ayrıca üç hakim yedekte tutulacak.
Mahkemenin ilk gününde beklenenin aksine aşırı bir yoğunluk olmadı. Adliye binası çevresinde 500 kadar polis görev yaptı. Baş zanlı Beate Zschaepe, arka garaj girişinden özel güvenlik önlemleri altında binaya giriş yaptı. Lüks cipte gelen zanlıyı yüzü maskeli özel tim korudu.
NSU'NUN KURUCULARI Sanıklardan biri, mahkemeye getirilirken basın mensuplarına böyle "hareket çekti".
Beate Zschape: 1975 yılında o zamanlar Doğu Almanya olan Jena’da doğdu. Annesi, Romanya’da diş hekimliği okuyan 22 yaşındaki bir genç kadındı. Romanyalı babası 2000 yılında ölene kadar Beate’yi hiç kabul etmedi. Annesinin yanına gidip gelse de daha çok anneannesiyle büyüdü Beate.
Örgütün sağ kalan tek üyesi olan Zschaepe, suçların büyük bir kısmı Bavyera’da işlendiği için Münih’te yargılanıyor. Sanık, öldürme kastiyle ağır kundaklama, iki silahlı saldırı, 15 silahlı soygunla itham ediliyor. Zschaepe’yi daha önce mafya üyeleri, yolsuz yöneticiler, İslamcı militanlar olmak üzere çeşitli sanıkları savunan üç kişilik bir avukat ekibi temsil ediyor.
Uwe Mundlos: O da Beate gibi Jena’da dünyaya geldi. 1977 doğumluydu. Bir enformatik profesörünün oğluydu. Kafası zehir gibi matematiğe çalışırdı. İlk gençlik yılları, kendisinden iki yaş büyük olan felçli doğmuş ağabeyinin bakımını paylaşmakla geçti.
Uwe Böhnhardt: NSU hücresinin en genç üyesiydi. O da Jenalıydı. Sorunlu bir çocuktu. Hırsızlık, otomobil gaspı gibi suçlardan ıslahevine düşmüştü. İki Almanya’nın birleşmesiyle aşırı sağcı NPD’ye sempati duydu. Irkçılığa varan bir yabancı karşıtlığı vardı.
TANIŞMA
Üç kişilik çekirdek hücreyi bir araya getiren ise Jena’daki Winzerclub’tı. İlk kez 1993 yılında tanıştılar. Beate’nin ikisiyle de ilişkisi oldu. Batı Almanya’dan aşırı milliyetçi grupların, Doğulularla irtibata geçtiği dönemdi. 1990’lı yıllarda bölgede yaşanan saldırılardan aşırı sağcılar suçlanıyordu.
AKREDİTASYON KRİZİ
İlk duruşmanın 17 Nisan'da yapılması öngörülüyordu. Ancak mahkemenin ilk basın akreditasyon uygulamasında Türk gazetecinin bulunmamasından dolayı Anayasa Mahkemesi yabancı gazetecilere en az üç yer ayrılması gerektiği kararını verdi. Bunun üzerine ilk akreditasyon uygulamasını iptal eden mahkeme, akreditasyon işlemlerinin yeniden yapılacağı gerekçesiyle davayı 6 Mayıs'a erteledi. Duruşmalara girecek 50 medya kurumu, yabancı basına da kontenjan ayrılarak kurayla belirlendi.