Almanya nasıl başardı?

Güncelleme Tarihi:

Almanya nasıl başardı
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 10, 2004 10:28

Geçen hafta değişik şehirlerde kişisel gelişim ve aile içi iletişim seminerleri vermek üzere Almanya’daydım. Oradaki ihmal edilmiş vatandaşlarımızla, sohbet etme imkanı buldum. Ağladık, avunduk, karşılıklı hasret giderdik. Bir Türkiye Masalı gibiydi sanki.

Haberin Devamı

Seminerlerde pür dikkat kesilip, söylediğiniz her sözü emercesine beyinlerine, yüreklerine çekişlerini görüyorsunuz. Öyle bir özlem içindeler ki. Onlara gurbetçi filan derdik eskiden. Ama yanlarına gidince asıl gurbetin kendi içinizde olduğunu görüyorsunuz. Ve nereye giderseniz gidin, gurbeti yüreğinizde taşıdığınız için bir gölge gibi sizi takip ettiğine şahit oluyorsunuz. Oradaki seminerlere başka bir yazımda değiniriz kısmetse. Ama ben sizinle Almanya ile ilgili bazı şeyler paylaşmak istiyorum.

 

Adı, Almanya Federal Cumhuriyeti. Başkenti Berlin. Yüzölçümü, 356.910 km². Yüzölçümü 780.576 km² olan ülkemizin yarısından daha az. Biz yüzölçümü açısından AB içinde en büyük ülke ve nüfus açısından da Almanya'dan sonra ikinci büyük ülkeyiz. Almanya’nın nüfusu, 83 milyon. Bizimki 70 milyon.

Haberin Devamı

 

Almanya’nın GSMH’sı yaklaşık iki trilyon Euro iken bizde 198 milyar Euro. Yani Almanya’nın onda biri bile değiliz. Kişi başı milli gelir 25 bin Euro (bu cümlede onlarda ya da Almanya’da diye yazmaya gerek görmedim. Bizde kişi başı milli gelir 25 bin Euro olacak değil ya). Bu rakam bizde, değişik hesaplama ve tartışmalar sonucunda 4-5 bin Euro arası. Yani kişisel kazancımız açısından Almanya’nın beşte biri bile etmiyoruz.

 

Şahıs olarak 5 katımızdan fazla, ülke olarak ise 10 katımızdan fazla bir ekonomik güçleri var. (Çok kısa bir tarif ile: GSMH, Gayri Safi Milli Hasıla; bir ülkede, o yıl üretilen mal ve hizmetlerin karşılığıdır. Yani ülke olarak o yıl bütün çalışıp çabalayıp, meydana getirdiğiniz her şey.) Merak etmeyin. Yazıyı ekonomi dersine çevirecek değilim. Ama böyle başlamaktan başka çarem yoktu.

 

Seminerlerden arta kalan zamanımda elimde kağıt kalem, fellik fellik dolaşıp anket yaptım. Konuştum. Sordum, soruşturdum. Çoğu Alman ve bir kısmı da Almanya’daki yabancı uyruklular olmak üzere, 300’e yakın bire bir görüşme yaptım. Çıkış noktam şuydu: Almanya nasıl başardı? Alman başarısının altındaki sır neydi? Nasıl olup da, yarım asır önce neredeyse haritadan silinen bu ülke, AB’nin en dinamik ve Dünya’nın sayılı ekonomik güçlerinden biri haline gelmişti?

Haberin Devamı

 

İşte sonuçlar:

 

Siyasete bulaşmadan, dini konulara girmeden, derin mevzulara dalmadan, açık seçik Almanya başarısının sırlarını açıklıyorum, değerli dostlarım.

 

Sıralama aldığım cevaplara göre yapılmıştır.

 

  • Erken kalkmak (Sevgili Fatih Altaylı’nın geçen hafta yazdığı yazıdan bir alıntı değil bu: ama aynen öyle dediler; eşek gibi çalışıp, insan gibi yaşamak)
  • Profesyonel olmak.
  • Kurallara uymak.
  • Vergileri tam ve zamanında ödemek.
  • İşini sevmek ya da sevdiği bir iş bulmak.
  • İş çıkışı mutlaka işin stresini eve gelmeden atmak. (İş çıkışı Pub’lar o kadar doluyor ki, iğne atsanız yere düşmüyor gerçekten)
  • Her akşam yeteri kadar eğlenmek. (Gece klüpleri, bar, pavyon ve diskolar kast ediliyor)
  • Her gün en az bir kez ama çoğu zaman iki kez yıkanmak.!!!
  • İşine konsantre olmak.
  • İşi mutlaka ehline yaptırmak. (Onlar “en profesyoneline” diyor da ben böyle tercüme ettim)
  • Kendini ilgilendirmeyen bir işe asla ve asla burnunu sokmamak.
  • Sadece yapabileceği şeye konsantre olmak.
  • 1 hafta içinde en az 7 arkadaşla bir araya gelmek. (Cinsel amaçlı birliktelik değil, sohbet, yeme, içme ve eğlence kast ediliyor)
  • Mutlaka bir şey yapmak, bir şey başarmak, bir katkı sağlamak. (Konuşmalarında boş boş durmak gibi bir deyip kullanmıyorlar. Çünkü yok. Ve Almanlar boş durmayı gerçekten bilmiyorlar) Bizde ağaca çıkıp beklemek gibi bir deyim nasıl yoksa, onlarda da boş durmak gibi bir kavram yok.

 

Siz bu başarı sırlarını okuyup, kendi aranızda tartışa durun. Ben de, gelecek hafta bu sırların kendimce yorumunu yazayım Size, olmaz mı?

 

Evet. Almanya başardı. Ve onlar başarılarının altındaki sırları böyle sıraladılar.

Kısmetse, Eylül 2004’de daha büyük organizasyonlar ve seminer programları için yeniden orada olacağım. Ve Eylül ayındaki anketler, daha geniş bir kitleye uygulanmış olacak. Bakalım sırlar dünyasının kapıları açılınca, neler göreceğiz? Gördüklerimizden neler anlayacağız? Ve anladıklarımızdan neler uygulayacağız?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!