Almanya-Fransa ve Türkiye-Yunanistan
Güncelleme Tarihi:
Evet, bir yazıya başladım, sonunu getiremedim. Ne demiştim, “Kimi Avrupalı aydınlar Türkiye-Yunanistan ilişkilerini, 1950’lerin başında, iki eski düşmanın yani Almanya ile Fransa’nın (Avrupa Birliği’nin nüvesini teşkil eden) işbirliğine benzetiyorlar. Ki 1950’lerin Almanya’sına benzetilmek, pek de övünülecek şey değil. Gelelim bu konuya...
Daniel Vernet’nin Le Monde’daki bir yazısından (22-23 Haziran) alıntılar:
(..) “Başbakan Kostas Simitis ve Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu’nun yürüttüğü Yunan diplomasinin en büyük başarısı Türkiye ile olan sorunlarını “Avrupalılaştırmayı” başarmış olmaları.”
“Türkiye’nin AB adayları arasına alınmasını temin ederek, (Atina) Ankara’yı sorumlu duruma getirdi ve Avrupa Komisyonu ile Avrupa Konseyi’nin Türkler’in iyi niyeti konusunda hakem durumuna getirdi.”
“Avrupa’nın bu rolü yakın bir geçmişte İzmir’de Fransız Kültür Merkezi ve Goethe Enstitüsü tarafından Elysée Anlaşması’nın 40.yılı vesilesiyle düzenlenen bir seminerde de dile getirildi. Konuşmacılar Alman-Fransız barışıyla, Türk-Yunan barışının farklarını vurguladılar. Nüfus mübadelesi ve iki milyon insanın sürgün edilmesiyle sonuçlanan 1919-1923 savaşı, 20.yüzyıla damgasını vuran Alman-Fransız savaşlarına benzemez, dediler.”
“Gerçi, 1920’li yılların sonunda, iki devlet adamı, Venizelos ve Atatürk, asırlar boyunca birlikte yaşayan ve (Yunanlılar’ın “1923 felaketi” dedikleri) savaşla birbirinden ayrılan halklarını yeniden yakınlaştırmaya çalışmışlardı. Bu iki devlet adamının gayretini Adenauer – Ch. de Gaulle yakınlaşmasıyla mukayese etmek, tabii ki çok dikkat gerektirir.”
Ve geldik zurnanın zırt dediği yere:
“Ama yine de, AB süreci, Almanya ve Fransa üzerindeki etkisini, Türkiye ve Yunanistan üzerinde de gösterebilir. 1950’li yıllarda, Almanya’nın Avrupa projesine dahil edilmesi, Fransa’ya komşusunu ‘kontrol etme imkanı’ vermiş, Almanya da bu sayede demokrat ülkeler ailesine katılmıştı.”
“Aynı şekilde, Türkiye’nin AB’ye katılması, Yunanlılar açısından, kendilerinden çok daha büyük ve güçlü komşularıyla kalıcı bir barış umudu anlamına geliyor; Türkiye de kalkınmış ve demokratik bir topluluğa kabul edilmek için hal ve gidişatını düzeltmek zorunda.”
Yani ?
Yani, Türkiye = ikide bir demokrat, medenî ve masum komşularına saldıran militarist, kolonyalist / emperyalist, şoven Almanya; hatta Nazi Almanyası.
Yunanistan = Tarihinde iki üç kere kötü niyetli komşusunun saldırısına uğramış demokrat, medenî, masum ve mağdur Fransa
İyi de... 1919’da Türkiye’ye saldıran kolonyalist/emperyalist kimdi? 1974’te bir faşist darbeyle Kıbrıs’ı ilhak etmeye kalkan kimdi?
*
Allah’ım, sen bize sabır ihsan eyle!