Esra ERDOĞAN
Oluşturulma Tarihi: Aralık 11, 2011 00:00
Çevre sorunlarına duyarlılığıyla beğeni toplayan gazeteci Güven İslamoğlu, yapımcısı ve sunucusu olduğu ‘Yeşil Doğa’ programıyla Avrupa’nın önemli çevre ödüllerinden Eurosolar Avrupa Güneş Ödülü’ne layık görüldü. Sadece bu yıl beş ayrı çevre ödülünü alan İslamoğlu’yla, çalışmalarını, Türkiye’yi ve dünyayı tehdit eden çevre sorunları konuştuk
Uzun bir gazetecilik geçmişiniz var. Doğa haberlerine ilgi duymaya nasıl başladınız?
- Ruhumun doğaya ait olduğunu hissediyorum. Rizeli olmamın da etkisi olabilir. Ben aslında kendi yaşam alanımı korumaya çalışıyorum. Bu nedenle bu tür konulara hep ilgili oldum. Savaş bölgesine de gitsem, yanmış bir toprakta açan bir çiçek görsem haberini yaparım. O çiçeği bir asker koparıp miğferine koysa işi büyütürüm. Yanmış bir toprakta açan çiçeğin bir askerin miğferinde yaşamını sonlandırması çok çarpıcı. Programımda daha fazlasını yapıyorum.
Programınız Avrupa’nın çevre sorunları konusunda prestijli ödüllerinden biri olan, Eurosolar Avrupa Güneş Ödülü’ne layık görüldü. Programın bu başarısını neye bağlıyorsunuz? - Bir çevre sorunuyla karşılaştığımda o acıyı derinden hissediyorum ve insanlara görsel yolla anlatmaya çalışıyorum. ızleyici acı reçeteyi pek kabul etmek istemiyor. Türkiye’nin bilinmeyen güzelliklerini bulup ekrana taşıyoruz. Bir dağ lalesi için iki gün yol alıp 2400 metreye tırmandığımız oldu. Sadece, “Bakın nasıl bir zenginliğe sahibiz” demek için... Önce güzellikleri gösteriyoruz araya sorunları serpiştiriyoruz. Hap gibi. Güzellikleri seyrederken o hapı alıyorlar. Maalesef çok sert yaparsanız izlenmiyor.
Eurosolar’da bu seçimlerinizinden etkilenmiş görünüyor...
- Eurosolar’a gönderdiğim programlar Avrupalı’nın pek de alışık olmadığı türden, çarpıcı çevre sorunlarıydı. Onların dikkatini Türkiye’ye çekmek istedik. Konya Ovası’ndaki susuzluk nedeniyle art arda açılan obruklar Avrupalı’nın pek de görmeye alışık olmadığı bir görüntüydü. Yok olan orkideler de öyle. Türkiye’de yılda 2 milyon orkide salep yapımı için sökülüyor. Almanya’da bir tanesi sökmenin cezasını biliyor musunuz? Tam 1000 Euro. Bir Almanın bizim programı izleyince neler düşünebileceğini tahmin etmek hiç de zor değil.
Eurosolar, yenilenebilir enerjinin yaygınlaşması için çaba harcıyor. Duyarlılık yaratmak için neler yapıyorsunuz?
- Nükleer ve yenilenebilir enerji kaynakları Türkiye’de yeni tartışılmaya başlandı. Haklarında çok fazla şey bilinmiyor. O yüzden yönlendirici değil, bilgilendirici programlar hazırlıyoruz. ınsanlar çevrecileri hükümet karşıtı siyasi bir güç gibi görüyor. Bizi öyle görmesinler. Bu nedenle avantaj ve dezavantajlarını objektif biçimde anlatmaya çalışıyoruz. Güneş, rüzgâr, hidro ve termal enerji konusuna daha fazla ağırlık veriyoruz. Türkiye’de çok fazla örnek yok. Bunun için Avrupa’ya gitmek gerek. Oradaki çarpıcı örnekleri Türk insanına göstermemiz lazım. O zaman daha iyi anlayacaklar durumu.
ABD BARAJ YIKIYOR BİZ YENİSİNİ YAPIYORUZ
İzleyicileriniz de gönüllü ‘Çevre Dedektifi’ olarak ihbarda bulunuyor. En çok hangi konularda ihbar alıyorsunuz?
- İzleyici kitlemden çok memnunum. Yan bahçesinde ağaç kesilse, bir hayvana eziyet edilse
haber veriyorlar. Özellikle maden, atık, çöp ve nehir kirliliği gibi çevre sorunlarıyla ilgili bildirimler cnnturk.com/yesildoga adresine, facebook.com/gislamoglu sayfama geliyor. Ama en çok doğa güzellikleriyle ilgili bildirimler alıyorum. Herkes kendi bölgesindeki güzelliklerin tanıtılmasını istiyor. Fotoğraflar, videolar gönderiyorlar. Gerçekten çok güzel yerler var. Çoğunu gidip gördüm ve program yaptım. Bir keresinde kardelen tarlalarını göstermek isteyen bir izleyicim mail attı. Binlercesi varmış. Bursa tarafındaydı. Gittim, izleyicimi buldum ve uzun bir yol kat ettik. Dağlara tırmandık. Ama kardelenle değil çuha çiçeğiyle karşılaştık. Bu nedenle artık herkesten en azından bir iki fotoğraf istiyorum.
Sizce Türkiye’de en önemli çevre sorunları neler? Dünü ve bugünü düşünürsek doğanın karşı karşıya olduğu tehditler ve insanlardaki koruma bilinci ne yönde değişti?
- Türkiye’de en önemli çevre sorunu duyarsızlık. Türkiye, bütün Avrupa’nın sahip olduğundan daha fazla doğal zenginliğe sahip. Avrupa sanayileşmeyle bunun büyük bölümünü yitirdi. şimdi de ellerinde kalmış doğal güzellikleri var güçleriyle koruma telaşındalar. ıskoçya’da brokoli tarlası gibi yeni oluşturulmuş ormanları görünce şaşırdım. Yapay ormanlar bana çok itici geldi. Yeniden orman yaratmaya çalışıyorlar. Mesela ABD 250 barajı yıkacak. Nehirleri yeniden özgür bırakmak için çalışmalara başladılar. Türkiye’de bir akarsu üzerine 20 HES yapma telaşındayız. Türkiye su fakiri bir ülke. Küresel ısınma Türkiye’yi susuz bırakabilir. Bazı bölgeler çölleşecek, tarım ve hayvancılıkta sorunlar yaşanacak. Enerji üretimi yavaşlayacak. Buna hazırlıklı olmamız lazım. Güneş ve rüzgar enerjisi bu bakımdan önemli.
Bizi çevre sağlığı açısından nasıl bir gelecek bekliyor sizce?
- Önümüzdeki yıllarda yeni hastalıklarla karşı karşıya kalacağız. En basiti, ameliyathanelerde ‘hastane mikrobu’ diye öldürücü bir mikrop ortaya çıktı. Bunu biz yarattık, doğa değil. Daha güçlüleri ortaya çıkacak. Doğaya yayılacak. Canlıları yok edecek. Uzaydan bir canlının gelmesi gibi bir şey. Neden? Tıbbi atıkları bile nehirlere, denizlere boşaltıyoruz. Dünya bir atık cenneti haline geldi. Yaşayan atıklar.
VAHŞİ SULAMANIN İLGİNÇ ÖRNEĞİ
Kuzey Kıbrıs’ta, Lefke’deki atık dağları beni çok etkiledi. Amerikalılar’dan kalma bir madende 8 milyon ton atık var. Her yağmurda asit üretiyor. Bölgede kanser vakaları artmış durumda. Kendimi Çernobil’de dolaşıyormuş gibi hissettim. Toprağa su döküyorsunuz atık aktif hale geliyor. Kaynamaya başlıyor. Hayatımda ilk defa yaşayan bir atık gördüm. Konya’ya susuzluk ve vahşi sulamayla ilgili program yapmaya gittik. Mart ayıydı. Bir köylü -5 derecede fıskiyeyle tarla suluyordu. Fıskiyenin suları çevredeki ağaçlara kadar ulaşmıştı. Karşımızda buzdan bir tarla duruyordu. Sanki Noel gelmiş sanatçılar buzdan bir tarla yapmışlar. İnanılmaz bir manzaraydı. Sanırım yanlış su kullanımını bundan iyi anlatamazsınız.
O DA BİR YEŞİL
Şahika Encümen (Rekortmen dalgıç)
Global projelerde varım
Türkiye’nin içinde bulunduğu Akdeniz ekosistemi de sürekli alarm veriyor. Zaten
balık faunası olarak çok fakir olan Akdeniz’de 472 balık türünden 50’sinin nesli kirlilik ve yoğun av baskısı nedeniyle tükenmek üzere. Akdeniz foku, caretta caretta, denizatları dahil birçok deniz canlısının nesli Türkiye sularında birinci dereceden tehlike altında. Ben, daha global ve daha çok bilgi paylaşımını tetikleyen projelerde görev alıyorum. WWF, Karadeniz Komisyonu, UNDP gibi birçok kuruluş Karadeniz konusunda neler yapılması gerektiğini tartıştı. Karadeniz’in derinliklerindeki yaşam sualtı fotoğraflarıyla anlatıldı, çocuklara ve öğretmenlere yönelik eğitim setleri hazırlandı ve bu etkinlik içinde olmaktan onur duydum. WWF, SAD, EKAD dahil birçok dernek ve kuruluş etkinliklerinde görev üstleniyorum ve çalışmaları destekliyorum. Daha fazla rol üstlenmem gerektiğinin de farkındayım. Bu tür projelerde daha da aktif olmak istiyorum.
BU YILBAŞI KİMSE NİYE ZAHMET ETTİN DEMESİN
Bu yılbaşında sevdiklerinize ne armağan edeceğinizi mi düşünüyorsunuz? Bir türlü uygun hediyeyi seçemiyor musunuz? ışte size bir alternatif, hem de geleceğe yönelik bir alternatif. ÇEKÜL Vakfı, 7 Ağaç Ormanları Kampanyası’nı yılbaşı döneminde de sürdürüyor. Herkes bu kampanyaya katılarak yılbaşına özel 7 ağaç armağan edebiliyor. Böylece hem sevdiklerini sevindiriyor hem de doğanın korunmasına doğrudan katkıda bulunmuş oluyor. (7agacprojesi@cekulvakfi.org.tr Tel: 0212 249 6464)