Güncelleme Tarihi:
BERLİN - Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, Türkiye'nin büyüleyici bir ülke olduğunu söyledi.
Gauck, Almanya'da görev yapan Yabancı Gazeteciler Derneği (VAP) üyelerini Cumhurbaşkanı Sarayı Schloss Bellevue'ya davet ederek, sorularını cevapladı.
Türkiye ile ilgili soruları da yanıtlayan Gauck, “Çok farklı gelişim çizgilerine sahip olduğundan dolayı benim için Türkiye büyüleyici bir ülke” ifadesini kullandı.
Türkiye'nin siyasi, demokratik ve ekonomik modernizme doğru attığı adımlardan dolayı saygı duyulduğunu belirten Gauck, insanlarda da son yıllarda özgüven artışı olduğu kaydetti.
"Kürt konusu veya bazı dönemlerde kabul edilmeyen diğer azınlıkların" yeni gelişim olanaklarına sahip olmalarını olumlu bulduğunu ifade eden Gauck, sivil toplumun problemler üzerine açık bir şekilde konuşması, iktidarın hoşuna gitmeyen protestoların yapılma imkanı bulması gibi konuların Avrupa'dan bakıldığında olumlu değerlendirdiğini söyledi.
Diğer taraftan hükümetin bazı tavırlarının kendilerini tedirgin ettiğini de belirten Gauck, modern Türkiye'nin kuvvetler ayrımını istemesi durumunda neden polise ve yargıya karşı eylem yapıldığını sorguladıklarını ifade etti.
Bu konunun konuşulması gerektiğini ve bunun Şansölye Angela Merkel ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın arasında görüşüldüğüne işaret eden Gauck, "Bu henüz benim için 'gerçekten demokrasi tehlikede' diyebileceğim bir kriz değildir" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'yi ziyaret edecek olan Gauck, Türkiye'de sivil toplumun hükümet ile yaptığı tartışmaları ilgiyle izlediğini belirtti. Gauck, Türkiye ile Ermenistan konusunda 2015 yılına doğru zor döneme girileceğini ifade etti.
Türkiye'de sivil toplumun güçlenme yolunda olduğunu, sivil özgürlüklerin ve hakların daha falza talep edileceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Gauck, Türkiye'de yeteri kadar umut veren adımların görüldüğünü, bu umutların yıkılmasını istemediklerini kaydetti.
Bir soru üzerine Türkiye ile ilgili düşüncelerini dile getiren Gauck, “Ben uzun bir yolda olan ve güzel bir hedefe doğru yolun 5'te 4'ünü geride bırakan bir yolcuyu görüyorum önümde. Yolun son 5'te 1'ini de geride bırakacağına inanıyorum. İnsani değerler, insan hakları ve hukuk güvenliğinden dolayı değer verdiğimiz modernliğe ulaşması konusunda ciddi çaba sarf ettiğini görüyorum” diye konuştu.
- Müslüman ve Hristiyanlar-
Müslümanlar ile Hristiyanlar arasındaki diyaloğa da değinen Gauck, Müslümanlar ile Hristiyanlar arasındaki ilişkilerin iki dinin özüne odaklanması durumunda her zaman iyi olacağını belirtti.
İnançların belirli siyasi konular için kullanıldığında her zaman zorluk yaşanacağını ifade eden Gauck, buna İrlanda'daki Katolikler ve Protestanlar arasında yaşanan olayları örnek gösterdi.
"Ben Müslümanlar ile Hristiyanlar arasında din savaşı yaşandığını görmüyorum" diyen Gauck, bazen inançlı kişilerin veya dini cemaatlere bağlı olan insanların kendilerini seküler anlayışa karşı birlikte savunmaları gerektiği noktalar bulunduğunu kaydetti.
Almanya'da bazı insanlar için ibadet etmenin bile aşırı dincilik olduğunu anlatan Gauck, Berlin'in bazı bölgelerinde "ben gerçekten inanıyor muyum" diye soran Hristiyanların da bulunduğunu, "çünkü Avrupa'da seküler bir özgüvenin oluştuğunu ve dindar insanların büyük zorluklar çektiğini" ifade etti.
Gauck, Almanya'da dinlerarası diyaloğun geliştirilmesi konusunda olumlu yaklaşımların bulunduğunu da vurguladı.
- Almanya'daki Türkler-
"Türkiye'den gelen göç Almanya ve sizin için ne anlama geliyor" yönündeki soruya karşılık Gauck, buna esprili cevap verilebileceğini belirterek, "Döner olmadan Berlinliler neyle beslenirlerdi? Bilmiyorum. Berlinlilerin dönerden vazgeçeceğini düşünemiyorum. Daha çok sosisten vazgeçerler" yorumunda bulundu.
Gauck, önce İtalya'dan, ardından İspanya'dan gelen göç dalgasını, daha sonra Anadolu'dan gelen çalışkan ve yabancı bir ülkede çocuklarına iyi bir hayat şartları sunmak isteyen insanları hatırladığını bildirdi.
Almanya'da paralel toplumdan yana olunmadığını belirten Gauck, bundan dolayı Almanya'da çalışan ve yaşayan Türklerden Almanca konuşmalarını ve çocuklarına da öğretmelerini istediklerini kaydetti.
Gauck, Türklerin geleneklerini ve şarkılarını unutmalarının büyük bir kayıp olacağını, bunu istemediklerini vurguladı.
- Ukrayna'daki hükümet karşıtı gösteriler-
Ukrayna'daki olaylar konusunda da soruları yanıtlayan Gauck, Ukrayna'dan gelen görüntüleri izlediğinde ve haberleri dinlediğinde biraz acı duyduğunu dile getirerek, demir perdenin düşmesinden önce 1989 yılında değişim isteyen bir aktivist olarak sokaklarda yer almasını hatırladığını ifade etti.
Ukrayna'daki hükümetin, barışçıl eylemcilere karşı silah kullanarak şiddet uygulamasından dolayı endişe duyduğunu, bu olayları görmek istemediğini belirten Gauck, her ülkede güce, silaha ve polise sahip olanların halkın güvenliğini ve haklarını korumakla sorumlu olduğunu kaydetti.
"Avrupa'dan bir reaksiyona ihtiyacımız var. Avrupa'ya doğru kapının açık olduğu yönünde bir sinyale ihtiyacımız var" diyen Gauck, siyasetçilerin müzakere yoluyla çözüm bulmasını ümit ettiğini bildirdi.
Gauck, bu sorunun çözülmesi için tüm tarafların yuvarlak masa etrafında buluşmalarını önerdi.
-Almanya'nın küresel dünyadaki rolü-
Almanya'nın dünyadaki rolüne de değinen Gauck, Münih'te düzenlenen Güvenlik Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, Almanya'nın küresel dünyada daha etkin olmasını istediğine dikkati çekti.
Gauck, Almanya'nın dünyada daha aktif bir rol üstlenmesini Avrupa'daki partnerleri ile karar vererek gerçekleştireceğini ifade etti.
Almanya'nın Suriye'den sığınmacıları kabul etmesi konusunda daha fazla olanaklara sahip olduğunu dile getiren Gauck, Almanya'da iltica başvuruları konusunda sorun yaşandığını kaydetti.
Gauck, çok sayıda kişinin sebebi bulunmadan iltica başvurusu yaptığını, bundan dolayı da bu başvuruların başarısız olduğunu belirtti. Almanya'nın göçmenlere ihtiyaç duyduğuna işaret eden Gauck, göçmenler konusundaki tartışmaların 10 veya 20 yıl öncesine göre çok değiştiğini sözlerine ekledi.