Güncelleme Tarihi:
FRANKFURT - Almanya Merkez Bankası (Bundesbank) Yönetim Kurulu Üyesi Carl-Ludwig Thiele, bankanın sahip olduğu 3 bin 387 ton altın rezervinden yarısını 2020 yılına kadar ülkeye taşıma kararına ilişkin, "Altını Londra ve New York gibi uluslararası finans merkezlerinde çok kısa bir sürede dövize çevirmek mümkün. Bu nedenle altının tamamının Frankfurt'a taşınması uygun değil" dedi.
Almanya'nın altın rezervlerinin transfer işleminden sorumlu kişi olan Thiele, Almanya'nın altın rezervlerini ülke dışında tutmasının tarihsel ve piyasa ile ilgili sebeplerden ortaya çıktığını söyledi.
Almanya'nın Doğu-Batı çatışmasını çevreleyen politik gerginlikleri göz önünde tutarak, uzun bir süre altın rezervlerini güvenlik sebebiyle ABD, İngiltere ve Fransa'da depoladığını anlatan Thiele, "Bu bağlamda şuna dikkati çekmek gerekir ki, 1997 yılına kadar toplam altın rezervlerinin sadece yüzde 2'den biraz fazlası, yani 77 tonluk kısmı Almanya'da tutuldu. Doğu-Batı çatışmasının sona ermesiyle birlikte bu mantık geçerliliğini kaybetti" diye konuştu.
Söz konusu değişen koşullar sebebiyle, Bundesbank'ın 2013 yılında yeni bir altın depolama planı sunduğunu ifade eden Thiele, 2020 yılına kadar ülkenin altın rezervlerinin yarısını Frankfurt'ta tutacaklarını ve diğer yarısını da partner merkez bankaları olan New York ve Londra'da depolayacaklarını kaydetti.
"Altın rezervlerinin bu şekilde dağıtılmasında güvenlik kriterinin iyi bir şekilde ele alınması, likidite ve maliyet verimliliği önemli etkenler"
Altın rezervlerinin bu şekilde dağıtılmasında güvenlik kriterinin iyi bir şekilde ele alınması, likidite ve maliyet verimliliğinin önemli etkenler olduğunu vurgulayan Thiele, şöyle devam etti:
"Güvenlik kriteri tabii ki Bundesbank için en önemli kriterdir. Güvenlik, diğer sebeplerin yanı sıra altının sadece en yüksek güvenlik standartlarına ve bu konuda uluslararası üne sahip partner merkez bankalarında saklandığı anlamına geliyor.
Likidite de altının kısa sürede yabancı para birimlerine çevrilebilme özelliğine sahip olmasından dolayı, acil rezerv transferi anlamına gelir. Maliyet verimliliği ise, altının depolanma masrafları gibi, depolamanın tüm ekonomik yönlerini dikkate alıyor."
Toplam 674 ton altını kademeli olarak en geç 2020 yılına kadar transfer etmeyi planladıklarını aktaran Thiele, bankanın sevkiyat öncesinde tüm titiz hazırlıkların yapıldığına ilişkin en yüksek güvenlik standartlarının sağlanmış olmasına büyük önem verdiğini dile getirdi.
Transfer edilecek altın rezervinin miktarına ve zaman çizelgesine ilişkin son detayları paylaşan Thiele, "2013 yılında başlangıç aşamasında yaklaşık 37 ton altın transfer edildi. Bu miktar bu yıl daha çok olacak. Bundesbank 2014 yılında 30 ila 50 ton altını New York'tan ve 50 ton belki de daha fazla altını da Paris'ten Frankfurt'a taşıma niyetinde" diye konuştu.
"Avro ortak para birimi olarak kullanıldığından dolayı, Fransa'da altın rezervleri bulundurmanın gereği yok"
Thiele, bazı ekonomistlerin ülkenin altın rezervlerini diğer merkez bankalarına olan güvensizlikten dolayı geri topladığı yönündeki iddialarına da cevap verdi.
Bankanın altın rezervlerini itibarı ve dürüstlüğü yüksek olan partner merkez bankalarında tuttuğunu vurgulayan Thiele, "Ve ben çok açık bir şekilde bu vurgulamak istiyorum ki, altın rezervlerimizin New York, Londra ve Paris gibi şehirlerde, Frankfurt'ta alınan tedbirlere benzer şekilde en yüksek güvenlik standartlarında korunduğuna dair şüphemiz yok" dedi.
Thiele, bankanın planı kapsamında New York ve Londra gibi merkezlerde altın tutma kararı alınmasına rağmen Paris'teki depoda hiç altın bulundurmama sebebine de açıklık getirdi. "Avro ortak para birimi olarak kullanıldığından dolayı, Fransa'da altın rezervleri bulundurmanın gereği yok" diyen Thiele, altının döviz olarak değerlendirilmesi için uluslararası rezerv para birimi ihtiyacı doğması gerektiğinin altını çizdi.
"Altının evrensel şekilde kabul görmesi, ekonomik şoklara karşı sağlam bir dayanıklılık sunuyor"
Gerçekleştirilecek transfer işlemiyle birlikte, altın rezervlerinin güven ve istikrar gibi iki temel fonksiyonu üzerinde durduklarına dikkati çeken Thiele, şunları kaydetti:
"Çünkü altının evrensel şekilde kabul görmesi şoklara karşı sağlam bir dayanıklılık sunuyor. Çok kısa bir sürede altını Londra ve New York gibi uluslararası finans merkezlerinde yabancı para birimine çevirmek mümkün.
Bu nedenle altının tamamının Frankfurt'a taşınması uygun değil, çünkü bu altının yabancı para birimine hızlı şekilde dönüştürülmesini zorlaştıracaktır."
Uluslararası piyasada Almanya'nın altın rezervlerine ve transfer işlemine ilişkin merak edilen konulardan biri de ülkenin altın rezervlerini özellikle Avro bölgesindeki krizden dolayı para politikası olarak kullanıp kullanmayacağı konusuydu. Bu konuya ilişkin soruyu da Thiele, "Bundesbank, altın stoklarını sadece rezerv perspektifi açısından ele alıyor" şeklinde cevaplandırdı.
Fed, Almanya'nın en büyük altın deposu
Bundesbank iletişim departmanından edindiği bilgilere göre, banka 31 Aralık 2014 tarihi itibariyle 3 bin 337 ton altın rezervine sahip. Bundesbank altınlarının 1.073 tonluk yani yüzde 32'lik kısmını Frankfurt'ta tutuyor.
Altın rezervlerinin diğer kalan kısmı ise şu aşamada ABD Merkez Bankası (Fed), İngiltere Merkez Bankası (BoE) ve Fransa Merkez Bankası gibi ülkenin partner merkez bankalarında tutuluyor.
Fed, ülkenin altın rezervlerinin 1.531 tonluk kısmını yani yüzde 45'ini bünyesinde tutarken, BoE ise yüzde 13'ünü yani 441 tonunu depoluyor. Fransa Merkez Bankası ise, Almanya'nın 342 ton altınına yani yüzde 10'luk kısmına ev sahipliği yapıyor.
Bundesbank New York'tan 300 ton ve Paris'ten 342 ton altını 2020 yılına kadar taşımayı planlıyor.
Bundesbank'ın elindeki mevcut altın rezervi ve transfer edilmesi öngörülen yer ve miktarları şöyle:
31.12.2013 31.12.2020
Frankfurt 32% 50%
New York 45% 37%
Londra 13% 13%
Paris 10% 0%