Güncelleme Tarihi:
2000 yılının Almanyası'nda, Hitler dönemine özgü uygulama
Almanya'da üç kez kalp krizi geçiren ve kalp nakli için kaldırıldığı Bad Oeynhausen'daki hastanede önce ameliyat listesine alınan 56 yaşındaki Fatma Elaldı, daha sonra Almanca bilmediği gerekçesiyle listeden çıkarıldı. Başhekim Tenderich,''İletişim kuramayacağımız bir hastaya takacağımız kalp boşa gidecekti'' diyerek şok bir açıklama yaptı.
ALMANYA'nın göbeğinde tam bir sağlık rezaleti yaşandı. Üç kez kalp krizi geçiren ve bir yıldan beri kalp piliyle yaşamını sürdürmeye çalışan 56 yaşındaki Fatma Elaldı, kalp nakli için kaldırıldığı Bad Oeynhausen'deki hastahanede önce kalp nakli için listeye alındı, ancak daha sonra Almanca bilmediği gerekçe olarak gösterilerek listeden çıkartıldı.
Kaderine terk edilen Fatma Elaldı, Köln Üniversite Hastanesi'nde de kalp nakli için listeye alınmadı. Hastane hastane dolaşan Fatma hanıma sonunda Giessen Üniversite Kliniği'nde yer bulundu.
Fatma Elaldı'nın durumu iyice kötüye gidince, önce kalp pili takıldı. Buna rağmen her hareketinde zorlanan ve yataktan çıkamayacak durumlara düşen Fatma Elaldı, kaldığı kentteki hastaneden kalp nakli için Bad Oeynhausen'e havale edildi.
Burada beş gün yatan ve tüm testlerden geçirilen Fatma Elaldı'nın ilaçlarla tedavisi artık olumlu sonuç veremeyeceği belirlenerek, en kısa sürede kalp nakli yapılması gerektiğine kararı verildi. Hazırlanan bu rapordan sonra Fatma Elaldı, nakil için bekleme listesine alındı.
ALMANCA ÖĞRENMELİ
Bu gelişmeler olurken, Fatma Elaldı'nın kızı Rukiye'yi yanına çağıran hastanenin yöneticisi, ‘‘Anneniz Almanca biliyor mu?’’ diye sordu. Bu olayı anlatan, Rukiye, ‘‘Annemin yavaş konuşulduğunda Almanca'yı anladığını, ancak konuşmaktan çok güçlük çektiğini söyledim. Bunun üzerine bana, ‘Anneniz bir yıl içinde Almanca'yı tam olarak öğrenmeli' diye konuştu.’
VE ŞOK MEKTUP
Ancak, 2 Şubat günü hastane tarafından gönderilen yazı Elaldı ailesini adeta şok etti. Yazıda önceki anlaşmanın tam tersi yazıyordu. Üç doktorun imzaladığı yazıda Fatma Elaldı'nın kalp nakli için uygun görülmediği bildiriliyordu. Neden olarak ise Fatma Elaldı'nın Almanca bilmemesi gösteriliyor ve tedavinin ilaçlarla sürdürülmesini öneriliyordu.
Yazıda aynen şöyle deniyordu:
‘‘Hasta ile daha önce konuşulanın aksine, yukarıda belirtilen tüm bulguların değerlendirilmesi ve özellikle de sosyal durumunun ve mevcut olmayan dil bilgilerinin gözönünde bulundurulması sonucunda, kalp nakli için cerrahi müdahaleye bir neden görmüyoruz. Bu nedenle, hastalığın ilaçla tedavi edilmesini doğru terapi yöntemi olarak görmekteyiz.’’
Yazının altında ise Klinik Başhekimi Dr. G.Tenderich, Başhekim Dr. W. Deyerling ve Asistan Dr. N. Zu Bentheim'in imzaları bulunuyordu.
AİLENİN İSYANI
Aldığı mektubun şokuyla neye uğradıklarını şaşıran Elaldı ailesinin kızı Rukiye, beş günlük tedavi sırasında annesinin tedavisiyle ilgilenen Dr. Deyerling'i telefonla aradı. Telefon görüşmesinde doktora adeta yalvardığını ve yardım istediğini söyleyen Rukiye, ’’Doktor, bana annemin dil bilmediği için yapılacak başka bir şeyin olmadığını söyledi. Ben ise kendisine yalvararak, ‘Lütfen yardımcı olun, yoksa annem ölecek. Ben gerekirse kendi masraflarımı karşılayarak 24 saat hastahanede kalır ve her konuda annemin tercümanlığını yaparım, bunu ben söz veriyorum. Yeterki annemi listeden çıkarmayın' dedim. Doktor, hastane yetkilileriyle görüşeceğini ve kararı bana bildireceğini söyledi. Kendisini bir kez daha aradığımda, anneme dil sorunu nedeniyle nakli yapmamakta kararlı olduklarını ve yapılan diğer tedavilerin başarılı geçmesi için anneme şans diledi. Ben ağlayarak telefonu kapattım’’ dedi.
Mektubu bulundukları kentteki doktor Schönenberger'e gösterdiklerini söyleyen Rukiye, doktorun da şok olduğunu söyledi. Dr. Schönenberger, bunun üzerine Bad Oeyenhausen hastahanesindeki Dr. Deyerling'i aradı. Ancak alınan cevap yine hüsran oldu. Dr. Deyerling kendisine, ‘‘Sayın meslektaşım, Fatma hanımın Almancası yok. Bu durumda ona kalp nakli yapmamız mümkün değil’’ dedi. Aldığı cevabın etkisiyle Fatma Elaldı'yı bu kez Köln Üniversite hastanesine havale etti. Ancak Köln'deki hastanede yapılan muayene sırasında Dr. Nikenik'in hiç denecek kadar az ilgi gösterdiğini belirten Rukiye başlarından geçenleri şöyle dile getirdi:
‘‘Annemin durumu çok kötüydü. Oraya gittiğimizde annemi muayene eden Dr. Nikenik, ancak altı ay içinde annemi nakli için kayıt edeceklerini söyledi ve bu sırada ilaçların dozunu arttırmamızı istedi. Eve gittiğimizde annem iki gün zar zor dayanabildi. Ancak, durumu gittikçe fenalaşıyordu. Tekrar Köln'e gittik. Doktor bizi karşısında gürünce, bizi azarladı. Doktor, ‘Sizin burada ne işiniz var. Size altı ay sonra gelin demedim mi?' diye kızdı. Umutsuz bir biçimde oradan ayrıldık. İyice çıkmaza girdiğimizi anladım.’’
VE UMUT IŞIĞI
Olaydan bir kaç gün sonra ‘Der Spiegel' dergisinde yaşadıklarına benzer bir haber gördüklerini söyleyen Rukiye, ‘‘Bizim yaşadıklarımıza benzer bu konuyu okuyunca içimiz aydınlandı. Orada sözü geçen doktor Yaşar Bilgin'i hemen aradık ve kendisi bize sahiplendiği gibi yanlarına çağırdı. Her türlü muayene yapıldı ve şimdi annem Münster hastanesinde kalp nakli listesine alındı. Böylece ailece yeniden umutlandık. Ancak, bize yapılanları unutmayacağız ve sorumluların cezalandırılması için hukuki her yola başvuracağız’’.
HOLLANDA'DAN ORGAN
Fatma Hanım, tedavi için Giessen Üniversite Kliniği'ne kaldırılırken, kalp nakli için sıraya da alındı. Fatma Elaldı'ya kalp nakli yapılması için Hollanda'dan yardım istendiği ve organ konusunda buradan cevap beklendiği belirtildi. Şu anda ölümle-yaşam çizgisi arasında bulunan ve yüzde 10 gibi bir oranda çalıştığı kalbi her an durabilecek olan Fatma Hanım da, büyük umutlarla bekliyor.
Başhekimden şok savunma
Kalbi taksaydık boşa gidecekti
BAD Oeynhausen Hastanesi Klinik Başhekimi Gero Tenderich, Hürriyet'e yaptığı açıklamada, ‘‘Almanca bilmeyen birine kalp nakli yaptığımızda bu kişi iletişim sorunu nedeniyle ölürse taktığımız kalp boşa gidiyor’’ diye konuştu. Kalp nakliyatı çok zor bir ameliyat olduğunu, şu an 150 kişinin kalp beklediğini söyleyen Tenderich, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘‘Elimizdeki kalpleri ekonomik kullanmamız gerekiyor. Almanca bilmeyen birine nakil yaptığımızda bu kişi iletişim sorunu nedeniyle ölürse taktığımız kalp boşa gidiyor. Hastaların çocukları gittiğince bu insanlara bakacak kimse yok. Bizim tutumumuz yabancılara karşı bir tutum değil.’’
Daha önce kalp nakli yaptıkları Almanca bilmeyen dört yabancının öldüğünü belirten Tenderich, ‘‘Bunun biri Türk'tü. Hastanın hastanede kaldığı sürece tercümanla bir ölçüde dil sorununu çözebiliyoruz. Almanca, ya da İngilizce bilmeyen bir hastayla taburcu olduktan sonra temas kurmamız, hemen hemen olanaksız’’ iddiasında bulundu.