Güncelleme Tarihi:
Davanın bugün görülen karar duruÅŸmasına, sanıklardan Konrad Adenauer Vakfı Türkiye Temsilcisi Wulf Schonbohm ve yardımcısı Dirk Tröndle, Heinrich Böll Vakfı Türkiye Temsilcisi Figen Fatma UÄŸur, Orient Enstitüsü BaÅŸkanı Claus Schönig, eski Ä°stanbul Barosu BaÅŸkanı Yücel Sayman, Bergama köylülerini temsil eden Oktay Konyar, Ä°zmir Barosu avukatlarından Senih Özay ile avukatları katıldı. DuruÅŸmanın başında Ovacık Köyü Muhtarı Halil Yazar ile Bergamalı Halil Battal ve Ä°brahim BeyazkuÅŸ müdahale dilekçesi verdiler.Â
Mahkeme BaÅŸkanı Mehmet Orhan Karadeniz, Cumhuriyet Savcısı Dilaver Kahveci'nin de görüşü doÄŸrultusunda, bu kiÅŸilerin suçtan doÄŸrudan zarar görmelerinin söz konusu olmadığı gerekçesiyle müdahale taleplerinin reddine karar verildiÄŸini bildirdi. Savcı Kahveci, geçen hafta açıkladığı ve tüm sanıkların beraatini istediÄŸi görüşünü tekrarladı.Â
Geçen duruÅŸmaya katılmayan ve esas hakkındaki savunmaları sorulan Konrad Adenauer Vakfı Türkiye Temsilcisi Wulf Schonbohm, yardımcısı Dirk Tröndle, Orient Enstitüsü BaÅŸkanı Claus Schönig, mütalaaya katıldıklarını ifade ederek beraat talebinde bulundular.Â
DuruÅŸmaya katılan sanıklar, son sözlerinde de herhangi bir diyecekleri olmadığını dile getirirken, eski Ä°stanbul Barosu BaÅŸkanı Yücel Sayman, Alman devlet makamlarının davaya iliÅŸkin bilgi istemesi karşısında BaÅŸbakan Abdullah Gül'ün açıklamalarının lehlerine olmasına karşın yargıya müdahale anlamına geldiÄŸini ileri sürdü.Â
Gelmeyen sanıkların avukatları da beraat isteminde bulundular. Mahkeme BaÅŸkanı Karadeniz, duruÅŸmaya verilen kısa aranın ardından,tüm sanıkların, üzerlerine atılı suçu iÅŸlediklerine dair delil bulunmadığından beraatine oybirliÄŸiyle karar verildiÄŸini açıkladı.Â
Mahkeme heyeti, dava boyunca Alman sanıkların savunmasında tercümanlık yapan iki kiÅŸi için de 500'er milyon lira ücret tahsis edilmesini kararlaÅŸtırdı.Â
SCHONBOHM'UN SÖZLERİ
Ankara DGM'den ayrılırken açıklama yapan Konrad Adenauer Vakfı Türkiye Temsilcisi Schonbohm, davanın Türk-Alman iliÅŸkilerini ve kendilerinin Türkiye'deki faaliyetlerini olumsuz etkilediÄŸini ifade etti. Davanın açılmasından itibaren bağımsız yargıya güvendiÄŸini söyleyen Schonbohm, geçen celse öncesinde mahkemeye sunulan BaÅŸbakanlık TeftiÅŸ Kurulu raporuna karşın beraat kararı çıktığını belirtti. Schonbohm, gazetecilerin soruları üzerine raporda yer alan ithamları kabul etmediÄŸini söyledi.Â
Bu arada, duruşmanın ardından basın mensuplarına dağıtılan basın bildirisinde, beraat kararının Alman vakıfları hakkındaki suçlamalarınasılsız olduğunu ortaya koyduğu belirtildi.
Sayman da çaÄŸdaÅŸ hukuk sisteminde hakkında herhangi bir şüphe olmayan kiÅŸi hakkında dava açılmaması, açılsa da iddianamenin iadesinin yer alması gerektiÄŸini dile getirdi. Sayman, bu davayla kiÅŸilik haklarının ihlal edildiÄŸini ileri sürerek, gerekli hukuki yollara baÅŸvuracağını kaydetti.Â
Ä°DDÄ°ANAME
Ä°ddianamede, vakıfların, Türkiye faaliyetleri incelendiÄŸinde, ''konunun legal bir casusluk faaliyeti olduÄŸuna iliÅŸkin ciddi belirtiler görüleceÄŸi'' öne sürülüyordu. ''Vakıflar, Alman dış politikasının en etkili ve en güvenilir maÅŸalarıdır'' denilen iddianamede, bu kuruluÅŸların ''klasik diplomasinin hiçbir baÅŸarı gösteremediÄŸi yerlerde iÅŸlevlerini sürdürdükleri, siyasetin ve toplumun bütün önemli alanlarına nüfuz ettikleri'' ileri sürülüyordu.Â
Ä°ddianamede, Konrad Adenauer Vakfı Türkiye Temsilcisi Wulf Schonbohm ve yardımcısı Dirk Tröndle, Heinrich Böll Vakfı Türkiye Temsilcisi Figen Fatma UÄŸur, Frederich Ebert Vakfı Türkiye Temsilcisi Hans Schumaher, Frederich Naumann Vakfı eski Türkiye Temsilcisi Wolfgang Sachsenröder, Orient Enstitüsü BaÅŸkanı Claus Schönig ve yardımcıları Astrid Menz ve Börte Sagaster, eski FÄ°AN örgütü BaÅŸkanı Petra Sauerland, FÄ°AN temsilcisi Birsel Lemke, eski Ä°stanbul Barosu BaÅŸkanı Yücel Sayman, Bergama köylülerini temsil eden Oktay Konyar, eski Bergama Belediye BaÅŸkanı Safa TaÅŸkın, Ä°zmir Barosu avukatlarındanSenih Özay, Lemke ve Konyar'la baÄŸlantılı çalıştığı bildirilen Özcan Durmaz hakkında, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) ''devletin emniyetine karşı gizli anlaÅŸma'' baÅŸlığını taşıyan 171. maddesine göre 8'er yıldan 15'er yıla kadar ağır hapis isteniyordu.Â