Güncelleme Tarihi:
Almanya'da Etik Konseyi, sünnet yasağı tartışmasını ele aldı. Dün yapılan ve kamuya açık gerçekleşen toplantıda, konseyin Türk kökenli üyesi İlhan İlkılıç da Müslümanlar adına görüş belirtti. İlhan İlkılıç, sünnetin Kuran'da yazılı bir emir olarak yer almasa da İslam'ın ayrılmaz bir parçası olduğunu belitti.
SUÇ SAYILMAMALI
Mainz'daki Johann von Guttenberg Üniversitesi öğretim görevlisi İlhan İlkılıç, sünnetin, Almanya'da yaşayan Müslümanlar arasında da İslam'ın en çok uygulanan emirleri arasında yer aldığını ifade etti. Müslümanlar açısından sünnetin sadece dine aidiyeti sembolize etmediğini aynı zamanda Allah'a bağlılığın bir göstergesi olduğunu da söyledi.
MERKEL’E ORTAK MEKTUP
Komisyonda Yahudi Cemaati adına görüş belirten Prof. Leo Latasch ise hukukçu ve doktorların ortak imzasıyla Başbakan Angela Merkel'e gönderdiği mektupta sünneti "Cinsel bir şiddet“ olarak tanımlamasının korkunç olduğunu belirtti. Latasch, "Özellikle hukukçular kavramların ne kadar önemli olduğunu bilirler. Bu kavramı kullanan bir insan, o zaman bu dini 'cinsel şiddet'in tetikleyicisi olarak da gördüğünü göstermektedir" dedi. Latasch, sünnetin travma yarattığı konusunda hiç bir bilimsel ispat bulunmadığını ve bu konuda araştırmaların de yer almadığını söyledi. Sünnetin Yahudiler için bağlayıcı olduğunu ifade eden Latasch, bebeklerin doğumunun 8. gününde sünnet edilmesi yerine ileriki bir yaşta sünnet edilmesi önerisine, "Noel nasıl mayıs ayında yapılamazsa dinin gereği sünnetin zamanı da değiştirilemez" dedi.
NARKOZSUZ İZİN VERİLMEMELİ
Komisyonda görüş belirten ceza hukukçusu Reinhard Merkel ise Köln Eyalet Mahkemesi'nin mevcut yasalar açısından doğru bir karar verdiğine dikkat çekti. Merkel, ailelerin çocukların hangi dine inanacakları yönünde karar verme hakları bulunduğunu ancak çocuğun sağlığının söz konusu olması durumunda ise ailenin özgürlüğünün sınırsız olmadığını vurguladı. Sünnetin hangi yaşta olursa olsun çocukların canını yaktığını belirten Merkel, narkoz yapılmadan sünnete kesinlikle izin verilmemesi gerektiğini kaydetti. Sünnetin basit bir operasyon olmadığını kaydeden Merkel, narkoz yerine uyuşturucu kremlerin sürülmesinin de acıyı dindirmeye yeterli olmadığını öne sürdü. Merkel, ABD gibi sağlık açısından gelişmiş bir ülkede bile sünnete bağlı ölümlerin istatistiklere geçtiğini söyledi. Merkel ayrıca sünnetin psiko-seksüel etkilerinin de araştırılması gerektiğini ifade etti.
UZMANLARDAN ŞARTLI İZİN
Alman Etik Konseyi uzmanlarının büyük bir bölümü, sünnet geleneğinin sürdürülmesinden yana görüş belirtti. Konsey Başkanı Christiane Woopen, uzmanların dile getirdiği görüşlere ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Sünnet için anne ve babanın izni şart. Sünnet tıbbi açıdan uzman olan kişiler tarafından yapılmalı ve acıyı azaltıcı ilaçların kullanılmasına imkan kılınmalı" dedi.
Bu arada bir açıklama yapan Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Başbakanı Hannelore Kraft (SPR), Müslüman ve Yahudi çocuklarının sünnet edilmesine genel olarak karşı olmadığını söyledi. Kraft, "Sünnetin genel olarak yapılmasına karşı değilim, ancak bu güvenli bir şekilde yapılmalı. Bunun için, diğer ülkelerde olduğu gibi Almanya'da da kesin kurallar belirlenmeli. Federal Meclis'in bu konudaki yasayı ivedilikle çıkarması doğru olacaktır" dedi.