Arzu CEYLAN/ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Ekim 11, 2003 01:53
Hürriyet muhabiriyle kuyruğa giren Almanya büyükelçisi, günlerce vize için bekleyenlerin sorunlarını, sıkıntıları yaşayarak saptadı.
Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Wolf-Ruthart Born ile Müsteşar Jens M. Janik, vize çilesini yerinde görmek için Hürriyet muhabiriyle kuyruğa girdi. Günlerce kuyrukta bekleyenlerin şikayetlerini dinleyen Elçi ve müsteşar bir ara ezilme tehlikesi geçirdi. Herkesi dinleyen Elçi Born, ‘‘Kolaylıklar sağlıyoruz ama kuyruklar konusunda çaresiziz’’ dedi.
ALMANYA'da yaşayan Türklerin yakınlarının ve iş ya da okul için Almanya'ya gitmek isteyenlerin vize çilesini önce İstanbul, sonra da Ankara'da vatandaşlarla birlikte yaşadık. İstanbul'daki maceradan sonra Ankara'da girdiğimiz kuyrukta, Almanya'nın Ankara'daki yeni Büyükelçisi Wolf-Ruthart Born da yanımızdaydı. Born, çileye bizzat tanık oldu, hatta ezilme tehlikesi bile atlattı.
Ankara'da, İstanbul'dakinden kat kat büyük işkence yaşanıyor. Pazartesi sabahından başlayan kuyruklarda sıra numarası almak isteyenler, ortalama 4 gün kapıda yatıyor. Sıra kapmak için yerinden ayrılmayanların perişanlığı sürerken, çevrede küçük işletmeler oluşmuş durumda.
VATANDAŞI DİNLEDİLER
3 Ekim günü bizi Ankara'ya davet eden ve birlikte vize çilesini inceleyen Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Wolf-Ruthart Born ve Müsteşar Jens M. Janik, sorunları bire bir görebilmek için vatandaşların arasına girdi. Önce elçilik ve başkonsolosluk binasını gezdiren Büyükelçi Born, daha sonra saat 09.00'da vize bölümüne geçerek vatandaşlarla görüştü. Ellerinde evrakla bekleşen vatandaşlar, iki Alman yetkiliyi görünce hemen çevresini sardı. Born'un kim olduğunu öğrenen herkes, sorunlarını anlatmaya başladı. Anadolu'nun hemen her köşesinden gelen onlarca kişi, yüzlerce kilometre uzaktan geldiklerini ve günlerdir kapıda numara alabilmek için yattıklarını söylediler.
5 GÜNDÜR SOKAKTA
Torununa vize almaya gelen bir kişi, 5 gündür elçilikte olduğunu belirterek, şunları söyledi:
‘‘Cebimde 500 milyonum vardı, 50 milyon liram kaldı, ama sıra hálá gelmedi. Burada geceliyorum, üstüm başım kirden geçilmiyor, özür dilerim ama kokudan kimse yanıma yaklaşmıyor. Biz insan değil miyiz?’’
Bu sözler Büyükelçi'ye tercüme edildi. Kızı Almanya'da doğum yapmak üzere olan, yaşı ilerlemiş Karadenizli bir çift de ağlayarak kuyrukta bekliyordu. Gözü yaşlı kadın, şöyle konuştu:
‘‘Kızımı zor bir doğum bekliyor, yanında olmam lazım, ya sıra gelmiyor ya evrak eksik deniyor. Her şeyi tamamlayınca yeniden sıraya girmemiz gerekiyor. Herkese numara versinler, kimse beklemesin.’’
KÜRTÇE BİLEN ÇALIŞSIN
Büyükelçi'nin yanlarına geldiğini gören birçok vatandaş, ‘‘Aa, gerçekten de Elçi gelmiş’’ diyerek, hemen çevremizi sardı ve derdini, kendince uğradığı haksızlığı anlatma fırsatını yakaladı. Herkesi tek tek dinleyen ve sorularını yanıtlayan Büyükelçi, ‘‘Biz elimizden gelen her türlü kolaylığı yapıyoruz, ama kuyruk konusunda maalesef çaresiziz’’ dedi. Bir kişi, Türkçe bilmeyenler için konsoloslukta Kürtçe bilen personel çalıştırılmasını isterken, bazıları da döviz bozdurmak için oluşturulan karaborsadan yakındı. Müsteşar Janik ise ‘‘Ben de gençken ABD konsolosluğunda böyle sıraya giriyordum, kendilerini çok iyi anlıyorum’’ diye konuştu.
Almanlardan kolay vize tüyoları
ALMANYA'nın Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Jens M. Janik ve Başkatip Markus Woelke, kuyruklar ve vize uygulaması ile ilgili sorularımızı yanıtladı. Dünyada aile birleşimi vizesine en büyük başvurunun Ankara Büyükelçiliği'ne yapıldığını ve bunun bir rekor olduğunu söyleyen Müsteşar Janick, ‘‘Randevu sistemine geçersek, verdiğimiz vize oranı yüzde 20 düşer’’ dedi. Janik'in Ankara'daki büyük sıkıntılar ve bazı çözüm önerileri şöyle:
EVLİLİK TARİHİNİ DEĞİŞTİRİN
Türkler ağustos-eylül ayında evleniyor. Bu aylarda aile birleşimi başvuruları patlıyor. Okurlarınıza söyleyin, Ocak ile Mart ayları arasında evlensinler.
RANDEVULARINIZA GELİN
Kuyruk sistemiyle daha fazla vize veriyoruz, ama bunu dışarıda bekleyenlere anlatmak çok zor. Randevu sisteminde, randevu alan Türklerin yarısı gelmiyor.
YAZ AYLARINDA PERİŞANIZ
Ziyaretçi veya turist vizesi başvurularında en fazla artış haziran ve temmuz aylarında. Okullar tatile girince, buraya hücum oluyor.
KAHRAMANMARAŞLILAR DÖNMÜYOR
Almanya'ya dönmemek amacıyla gitmeyi düşünenler var. Bunlar da en çok Kahramanmaraş bölgesinden. Bu bölgeden hakkı kötüye kullanan çok sayıda kişi bulunuyor.
TÜRKİYE BEYOĞLU OLSAYDI
Türkiye sadece Beyoğlu ve Yeniköy'den oluşsa, vize uygulamamıza hiç gerek kalmazdı. Biz vize verirken, ‘‘Bu adam geri döner mi?’’ sorusunu kendimize soruyoruz.
OKUMA YAZMALARI YOK
Ankara'daki konsolosluğumuzdan vize isteyenlerin üçte birinin okuma yazması yok. Bunlara şartları anlatamıyoruz.
FORMLARI STANTTA DOLDURUN
Başvuru formlarını içeride kurduğumuz stantta doldurtuyoruz, bu mafyalaşmayı önlüyor. İstanbul'da dışarıda dolduranlar, haksız yere para alıyor.
3 milyona kiralık battaniye
ANKARA'da İstanbul'daki gibi kuyruk mafyası iş yapamıyor, çünkü sıra numarası vatandaşların pasaportuna yapıştırılıyor. Sıra bileti satılmıyor ama tuvalet ve çay, form doldurma, battaniye kiralama gibi işlemlere vatandaşlar para akıtıyor. Sabaha kadar beklerken soğuktan titreyenler 3 milyona kiralanan çuval gibi battaniye ve 500 bine satılan çay ile ısınmaya çalışıyorlar. Herkes işi bir iki günde biter umuduyla geldiği için ne yanlarında yeterli giyecek ne de yiyecek var. Zaten birçoğu hem maddi nedenlerden, hem de sıra da önde yer almak telaşında otele gidemiyor. Konsolosluğun 3 hatlı telefonunun arayanlar ise 10 gün uğraştıkları halde düşüremediklerini, hep meşgul çaldığı için kalkıp geldiklerini belirttiler.
40 MEMURDAN VİZE
Konsolosluğun içinde özel bir şirket evrak doldurma ve danışma hizmeti veriyor. Özellikle okuma yazma veya Türkçe bilmeyen vatandaşların işlemlerinin yapıldığı özel bölümde 8 milyon liraya turistik vize formu, 10 milyon liraya ise Aile Birleşimi formu dolduruluyor. Vize memurlarının kendilerini uğraştırdığını iddia eden vatandaş, kuyruk çilesine çaresiz katlanmayı sürdürüyor. Her gün onlarca kişinin işlemleri ile uğraşan yaklaşık 40 vize memuru ise vatandaşın yalan beyanda bulunmasından ve sık sık sahte evrak ile karşılaşmaktan yakınıyor.
Lütfen itmeyin
ELÇİLİK önündeki kalabalık artmaya başlayınca Büyükelçi Wolf-Ruthart Born ile Müsteşar Jens M. Janik'i çevredekiler uyardı. Born, ‘‘Lütfen itmeyin, yapışmayın. Biraz ileri gidin’’ dedi. Bir kaç kez yapılan uyarıya rağmen kalabalığın azalmayıp aksine artması üzerine Born ile Janik arada sıkıştı. Born, bir süre sonra kalabalığın elinden kurtulup Başkonsolosluk binasına girdi. Ardından da Müsteşar Janik içeri girmeyi başardı.