Alman annenin idealist oğlu

Güncelleme Tarihi:

Alman annenin idealist oğlu
Oluşturulma Tarihi: Mart 03, 2001 00:00


Haberin Devamı

Herkes Kemal Derviş'in global ekonomi bilgisi ve sözünün arkasında duran kişiliğinde birleşiyor.

Tüm Türkiye bütün umudunu ona bağlamış durumda. İş dünyası ve ekonomi çevreleri, onun Türkiye'nin yetiştirdiği ekonomi politikaları geliştiren sayılı düşünce insanlarından biri olduğu görüşünde birleşiyor. 54 yaşında. London School of Economics'i bitirdikten sonra, ABD'nin ünlü Princeton Üniversitesi'nde yüksek lisans yapmış. Demokrat, sözünün arkasında duran, liberal, ölçülü, ve son derece nazik bir insan olmasıyla tanınıyor. İşte Dünya

Bankası'nın Akdeniz ve Kuzey Afrika ülkelerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Kemal Derviş.

Dünya Bankası'nın Akdeniz ve Kuzey Afrika ülkelerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Kemal Derviş... Ama o artık Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik krizden çıkması için büyük umutlar bağladığı ve bunu başarabilmesi için de yetkiyle donatılması konusunda birleştiği bir isim.

Tüm Türkiye'nin gözü bundan sonra Büyükada doğumlu, 54 yaşındaki Kemal Derviş'te. Önceki gün Bülent Ecevit'le görüşmek için Ankara'ya gelen Kemal Derviş, Türk ekonomisini krizden kurtarmak için elinden geleni yapacağını söylüyor. ‘‘Türkiye krizden mutlaka kurtulacaktır, onda hiç bir sorun yok. Bunda hiç bir zorluk görmüyorum’’ diyor. Kamuoyunun kendisine gösterdiği ilgiyi ise haketmediğini söylüyor.

Atilla Karaosmanoğlu'ndan sonra Dünya Bankası Başkan Yardımcılığı'nı üstlenen ikinci Türk olan Kemal Derviş, global ekonomiyi, kalkınmakta olan ülkelerin sorunlarını çok iyi bilen ve Türkiye'nin sorunlarını çözecek bir isim olarak tanınıyor. Çok çalışmasının yanısıra, demokrat, sözünün arkasında duran, liberal, açık fikirli, ölçülü, saygılı ve son derece nazik bir insan olmasıyla biliniyor.

İşdünyası ve ekonomi çevreleri, Derviş'in Türkiye'nin yetiştirdiği ekonomi politikaları geliştiren sayılı düşünce insanlarından biri olduğu görüşünde birleşiyor.

ÜÇ DİL BİLİYOR

Annesi Alman, babası Türk olan Derviş, ilk ve orta öğrenimini Türkiye'de tamamladı, liseyi Fransa'da okudu. İngiltere'deki London School of Economics'i bitirdikten sonra, ABD'nin ünlü Princeton Üniversitesi'nde yüksek lisans ve doktora yaptı. İngilizce, Fransızca ve Almanca biliyor.

Ecevit'e danışmanlık yaptığı 1970'li yıllarda ekonomi ve siyasi çevreler Derviş için ‘‘parlak bir zeka ve idealist bir genç’’ yorumunu yapıyordu. İstanbul'un sayılı zenginlerinden Rıza Derviş'in oğlu olan Kemal Derviş, gençlik yıllarında o günlerde kimsenin denemeye cesaret edemediği su kayağında hız rekorları kırıyordu.

İlk evliliğini ODTÜ'de öğretim üyesiyken yapan Kemal Derviş, ikinci evliliğini Amerika'da bu ülke vatandaşı olan şimdiki eşiyle gerçekleştirdi. 1974 yılında Türk ekonomisinin ilk gelir dağılımı araştırmasıyla tanındı. ‘‘Dış Ticarette Planlama Modelleri’’ ve ‘‘Kalkınma Politikası için Genel Denge Modelleri’’ adlı iki kitabı bulunuyor. Derviş'in, ekonomi alanında yazdığı çok sayıda makalesi de yayımlandı.

1980 öncesi Bülent Ecevit'ten, 1980 sonrası Turgut Özal ve Cem Boyner'den siyasete davet almıştı.

ECEVİT’İN YAKINI

ODTÜ ve Hacettepe Üniversitesi'nde ders verdiği dönemde CHP Genel Başkanı olan Bülent Ecevit'e 1973-1976 yılları arasında danışmanlık yapmıştı. Bülent ve Rahşan Ecevit'in anne ve babasının Derviş'in ailesiyle dost olması da, Ecevitler'e yakınlaşmasında etkili oldu.

1970'lerde ortaya çıkan petrol krizinin etkilerinin azaltılması amacıyla Almanya, Japonya ve Türkiye'nin katıldığı üçlü işbirliği projesinde görev alan Derviş, çağdaş sosyal demokrasiyi pazar ekonomisine oturtma girişimleriyle öne çıktı. Ancak, Ecevit'in kendisine yaptığı politikaya girme önerisine sıcak bakmadı.

Türkiye'deki çalışmalarının yanısıra uluslararası projelerdeki başarıları Kemal Derviş'in dünya ekonomi çevrelerinde de tanınmasına yol açtı. Bu başarılarla 1978'de Dünya Bankası'nın kapılarını aralayan Derviş, daha sonra hızla yükseldi ve Başkan Yardımcılığı'na getirildi.

1978'de Ecevit hükümeti döneminde IMF ile yapılan stand-by görüşmelerinde Dünya Bankası adına Türkiye raporunu hazırladı. Arnavutluk, Bosna da dahil olmak üzere Balkan ülkeleri ekonomileri üzerinde çalıştı. Bu ülkelerin, komuta ekonomisinden pazar ekonomisine geçiş dönemlerinde Dünya Bankası adına görev aldı. Arkasından Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin ekonomileri üzerinde çalışmalarını sürdürdü.

ÖZAL'DAN DAVET

1980'lerde Turgut Özal'ın başbakanlığı döneminde Türkiye'nin IMF ile yaptığı görüşmelere Dünya Bankası adına katılan Derviş, ekonomi yönetimine ağır eleştiriler yöneltti. Bu dönemde Özal'ın dikkatini çekti. Ancak Derviş, Ecevit'ten sonra Özal'ın da Türkiye'ye dönüp siyasete girme ve Türkiye'ye gelme önerisini kabul etmedi.

1994 yılında işadamı Cem Boyner'in kurduğu Yeni Demokrasi Hareketi (YDH) ile yeniden gündeme gelen Kemal Derviş, bu hareketin kuruluş aşamasında aktif rol oynadı. Ancak, daha sonra partileşen YDH'nın kuruluşunda görev almadı.

Geçmişte politikaya atılma konusunda Ecevit, Özal ve Boyner'den aldığı önerileri reddeden Derviş, ülkenin içinde bulunduğu büyük ekonomik krizi dikkate alarak bu kez tercihini Ecevit'in önerisini kabul etmekten yana kullandı.

Arkadaşlarının gözüyle Kemal Derviş

Geniş yetkilerle donatılmalı

Kalkınmakta olan ülkelerin sorunlarını ve global ekonomiyi çok iyi biliyor. Bugün ekonomideki çok başlılık ekonomi yönetiminde sorun yaratıyor. Üç siyasi partinin dışında, bir kişinin sorumlulukları alarak ekibiyle iş başına geçmesi gerekir. Bunu Kemal Derviş başarır. Derviş'in hangi yetkilerle donatılacağı önemli. Siyasi iktidarın ekonomiden elini eteğini çekmesi gerek. Derviş’in belli yetkilerle donatılması gerekir.

Ekonomiye hakim olur

Fevkalade yeteneklidir, ekonomiye hakim olur. Türkiye'nin uluslararası çevrelerden kredi bulmasına yardımcı olur. Ekonominin tümünün başına gelmesi gerekir. Başarılı olması için arkasında tam bir siyasi irade olması gerekir. Kişisel ilişkilerinde son derece yumuşak, hümanist bir insandır.

Uluslararası standartta biri

Kemal Derviş uluslararası standartlarda bir insandır. Nazik, açık görüşlü, demokrat ve dürüsttür. Sözünü tutar ve sözünün arkasında durur. Dünya bürokrasisinin kremasını tanır. Olağanüstü yetkilerle donatılır ve bağımsız hareket ederse ekonomiyi düze çıkarabilir.

Türkiye'den hiç kopmadı

Tuğrul ERKİN

(Türk - Rus İş Konseyi Başkanı, YDH kurucusu):

Dürüstlüğü ve açıklığının yanısıra çok önemli bir özelliğini belirtmek istiyorum. Türkiye'den hiç bir zaman kopmamıştır. YDH toplantılarına katılmak için ABD'den gelme zahmetinden çekinmemiştir. Türkiye'ye gelmesi, geçmişte olduğu gibi Türkiye'de hiç çalışmamış kişilerin Türkiye'ye getirilmesi olayına benzemez. O Türkiye'nin tarihini ve etik değerlerini bilir. Uluslararası finans çevrelerinden kredi alabilmek için Derviş bir referans.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!