Güncelleme Tarihi:
İZMİR'DE TARİHİ SKANDAL (WEB TV)
ANTİK KENTİN ÜZERİ TAMAMEN ÖRTÜLDÜ / FOTO GALERİ
Yortanlı Barajı’nin suları altında kalacak olan Allianoi Antik Kenti’nde kumla kapatma işlemi tamamlandı.
Allianoi Girişim Grubu ise , “Hâlâ umut var” dedi.
İZMİR’in Bergama İlçesi’nde, Yortanlı Barajı’nın suları altında kalacak olan Allianoi Antik Kenti’nde kumla kapatma işlemi tamamlandı. İzmir 2 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun kararının ardından, yaklaşık 10 yıl süren kazı çalışmalarında günışığına çıkartılan tüm eserler, açılan davalara, yapılan eylemlere karşın kumla örtüldü. Geçen Ağustos ayında mahkeme kararının iptali için dava açtıklarını hatırlatan Avukat Arif Ali Cangı, “Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’dan davanın sonucunun beklenmesini istemiştik ancak olmadı. Şimdi İzmir 4’üncü İdare Mahkemesi’nde süren davada bilirkişi oluşturma safhasındayız. Mahkeme bir hidrolog inşaat mühendisi, bir sanat tarihçisi, bir arkeologtan heyet oluşturacak, keşif yapılacak. Bu davada üzerini toprakla örtmek korumak mıdır, bu tartışılacak” dedi.
Geriye dönebiliriz
Allianoi Girişim Grubu Sözcüsü İffet Diler ise şunları söyledi: “Hâlâ umut var, geriye dönebiliriz. Üstü ne kadar kapatılmış olsa da, onlar ‘yok’ deseler de orada Allianoi var. Baraj kapaklarının deneme amaçlı olarak kapatılması bile Allianoi’ye zarar verecek. Yapılmak istenen Allianoi durumunda olan pek çok yer aleyhine açılmış davaları etkilemek. Allianoi’yi toprak ve su altına gömmeye çalışanların, çıkarmaya çalıştıkları yeni Tabiatı Koruma Yasası da bu tür hukuksuzluklara hizmet etmek için.”
Turan GÜLTEKİN- Cevdet ŞEN/DHA
HES’ler protesto edildi
İSTANBUL Taksim’de toplanan çevre ve meslek odaları üyeleri, SİT alanlarına hidroelektrik santrali (HES) yapılmasına olanak tanıyan yasayı protesto etti. Yapılan açıklamada “Tabiatı bozuk ‘Tabiatı Koruma Kanunu’nuzun hükmü geçmeyecek bu topraklarda. Munzur, Hasankeyf’de, Allianoi’da, Loç ve Senoz’da suya bulaştıkça hüsrana uğrayacaksınız. Birleştik karşınızdayız” denildi. m Taner YENER/DHA
‘Korkuluk’ 550 bin lira
BEYAZ Müzayede, 2010 yılının son müzayedesini 18 Aralık’ta, Sofa Hotel’de gerçekleştirecek. Müzayedede çağdaş Türk sanatının önemli isimlerinin eserleri satışa çıkacak. Türk sanat çevresinin tanınmış iki koleksiyonundan önemli eserlerin yer aldığı müzayedenin katalog kapağında, toplam 120 adet tuval resmi olduğu bilinen Türk modern figüratif resminin en büyük ustalarından kabul edilen, 2002 yılında kaybettiğimiz, Neşet Günal’ın ‘Korkuluk V’ isimli 184x120cm ebatlı bir başyapıtı yer alıyor. Arka kapakta ise son dönemlerde çeşitli Orta Doğu ülkelerinin kraliyet aileleri tarafından ilgi duyulan Fahrelnisa Zeid’in 107x157cm bir eseri var.
Orhan Peker’in kitabında da yer alan meşhur ‘Karpuzlar’ tablosu da satışa sunulacak eserler arasında yer alıyor. Ayrıca Orhan Peker’in ‘Öküz’ isimli tablosu, Nurullah Berk’in ‘Deve Dikeni’ ve ‘Surlar isimli 2 adet başyapıt niteliğinde eserleri, Nejad Melih Devrim’in çeşitli dönemlerine ait 10 adet tablosu, Ömer Uluç resimleri arasında en çok ilgi gören 1976 tarihli ‘Figürler ve Yaratıklar’ ve 1990 tarihli ‘Afrika Kraliçesi’ isimli tabloları, Erol Akyavaş’ın 2 adet 90’lı yıllara ait yapıtı ve Adnan Çoker’in 90’lı yıllara ait bir başyapıtı satılacak eserler arasında öne çıkanlar.
Genç ressamlar ödüllerini aldı
YAŞAR Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından gerçekleştirilen Türkiye’nin ilk ve en uzun soluklu resim yarışmasında ödüller önceki akşam sahiplerini buldu. Bu yıl 34’üncüsü yapılan DYO Resim Yarışması’na, 1004 sanatçı, 1609 eserle katıldı. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ndeki törende, 4’ü pentür, 2’si özgün baskı dalında 6 sanatçıya ödülleri verilirken, sergi açılışı da yapıldı. Seçici Kurulu Burhan Doğançay, Prof. Dr. Ergin İnan, Prof. Dr. Mustafa Pilevneli, Prof. Gören Bulut, Prof. Mümtaz Sağlam, Prof. Atilla Atar ve Yalçın Gökçebağ’dan oluşan yarışmada bu yıl pentür dalında; Fatih Karakaş, İsmail Ateş, Mehmet Aslışen ve Mehmet Çevik başarı ödülüne değer görülerek 10 bin TL’lik ödülün sahibi oldular. Ali Can Metin ve Şükran Ulucan’ın eserleri ise özgün baskı kategorisinde başarı ödülüne layık görüldü. Metin ve Ulucan, 4 bin TL ile ödüllendirildi. Yarışmaya katılan eserler arasından ayrıca 64 eser de sergilenmeye değer bulundu. Yarışmada ödül alan ve sergilenmeye değer bulunan 70 eser, İstanbul’dan sonra sırasıyla Bursa, İzmir, Konya, Adana ve Ankara’da sanatseverlerle buluşturulacak.
Cihânnümâ’nın hem Türkçesi hem tıpkıbasımı yayımlandı
Sefa KAPLAN
KÂTİP Çelebi’nin kendisi kadar ünlü eseri Cihânnümâ, ölümünün 350. yıldönümü münasebetiyle yeniden yayımlandı. Ancak, bunun daha önce yapılan baskılardan temel bir farkı var: Orijinal nüsha tıpkıbasım olarak yayımlanmakla kalmadı, bir ciltde de metin günümüz Türkçesi’ne aktarıldı.
Ünlü Türkolog Prof. Dr. Gottfried Hagen yazdığı önsözde Katip Çelebi’nin Cihânnümâ’yı yazma serüvenini şu cümlelerle anlatıyor: “Hikayenin başlangıcı 1645’te başlayan Girit Savaşı’nın ilk dönemlerine kadar uzanır. Kendisinin anlattığına göre, bu dönemde Kâtip Çelebi, savaşın neden beklenildiği kadar hızlı ilerlemediğini anlamak için coğrafyaya ve haritacılığa ilgi göstermeye başlamıştır. Bu dönem aynı zamanda Kâtip Çelebi’nin ‘Ansiklopedik Projesi’nin ilk kısmı olacak olan Keşfü’z Zünûn adlı eseri üzerinde yoğun bir şekilde çalışmakta olduğu dönemdir. Bu dönemde Kâtip Çelebi belli coğrafi eserleri edinerek notlar almaya başladı ve Keşfü’z Zünûn’daki gibi bulgularını daha sonra kolay bulabilmek amacıyla alfabetik sırayla dizmeyi planladı.”
Eleştirel bir
yaklaşım
Batı dillerine en çok çevrilen bilim kitaplarının başında gelen Cihânnümâ’da Kâtip Çelebi, eleştirel bir bilim insanı tavrıyla kendisinden önce Batı ve Doğu medeniyet dairesinde hazırlanan benzer eserleri eleştirdikten sonra almış kalemi eline. Cihânnümâ’nın bir diğer önemli özelliği ise İbrahim Müteferrika tarafından bizzat basılan ilk eserlerden birisi olması. Bahçeşehir Üniversitesi Medeniyet Araştırmaları Merkezi (MEDAM) Başkanı Prof. Bekir Karlığa ile Prof. Said Öztürk başkanlığında geniş bir kadro tarafından iki ciltlik eser, baskı kalitesi kadar nefis cildi ile de dikkat çekiyor.